Enerji

Güneşe Hücum Başlıyor!

En iyi tanım herhalde “Fırtına öncesi sessizlik”. Klişe ama öyle… Herkes birbirini gözlüyor; duyumlar almaya, rakipleri izlemeye çalışıyor. Üniversitelerde konuşuluyor; eğitim firmaları harıl harıl teknik eğitimler veriyor. Yurtdışından devasa firmalar temsilcilikler açıyor; distribütörler arıyor. Belirtilerden biri de geçtiğimiz ekim ayında kurulan GENSED, Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği. 42 üyeyle kurulmuş ama başvurular hızla artıyor. Bilgi almak isteyenler yüzünden de telefonlarının susmadığı söyleniyor. Güneş enerjisinden elektrik üretimi anlamına gelen PV sektöründen bahsediyoruz. Yani Fotovoltaiklerden. Bu adı unutmayın çünkü belki kısa bir süre sonra apartmanınızın çatısına nasıl yerleştirebileceğinizi öğrenmek için siz de internette araştırma yapıyor olabilirsiniz.
GENSED’in kurucularından ve yönetim kurulu üyelerinden Savaş Yeşiltaş’ın ofisindeyiz. Daha kimselerin haberi yokken, beş yıl önce otomotiv yedek parça üretiminden güneş enerjisi alanına geçen Hizmark Group’un Genel Müdürü Yeşiltaş, kafamızdaki sorulara yanıt verecek doğru isim çünkü sektör o kadar yeni ki, iki üç yıllık biri bile olağanüstü tecrübeli sayılabilir. Tam güneş enerjisine layık bir şekilde her şey ışık hızıyla gerçekleşiyor sektörde. Savaş Bey, “Güneş enerjisi daha düne kadar bomboş bir sektördü” diyor ama geçenlerde yaptığı küçük bir araştırmayla bugün 500’ün üzerinde irili ufaklı firmanın varlığını tespit etmiş ve gözlerine inanamamış.
Aslında güneş enerjisinden elektrik üretilebileceği 1960’lardan beri biliniyor. 1970’lerden itibaren de çalışmalar hızlanıyor ancak çalışmalar genellikle güneş enerjisinin ısıl kullanımı ile ilgili. Bütün güney illerimizin çatılarını kaplayan güneş enerjisi sistemleri, onyıllardır evlerdeki suyun ısıtılmasında kullanıldı. Ama yeni fotovoltaik teknolojisi sadece sularımızı ısıtmayacak. Ürettiği elektrik, bir evdeki her tür cihazı çalıştırmaya yarayacak. Sözgelimi yaz sıcağında, evlerimizi serin tutacak klimalar da elektriğini, tepemizde pırıl pırıl parlayan güneşten sağlayacak. Ancak daha fazlası da var: Ürettiğiniz elektriğin fazlasını, akıllı elektrik hatları sayesinde şebekeye verecek ve bundan gelir de elde edebileceksiniz.
Peki, bu bekleyiş ne zaman bitecek? Tabii ki devletin elektrik alım garantisini sunan ve güneş enerjisi santrallerinin kurulumuna izin veren yasanın çıkmasıyla. Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanının geçtiğimiz yıl değişmesinin, yasanın çıkışını ertelediği söyleniyor. Savaş Bey, yeni bakanın uyum süreci yüzünden bu aksamanın normal olduğunu ama bu sürenin 2010 yılının ortalarına doğru tamamlanacağını düşünüyor.

Tekstil, Gıda ve Otomotivden Akın Var
Peki, oyuncular ne durumda? Yeşiltaş, sektörün hızla gelişmesi ve gelecek için güçlü sinyaller vermesi nedeniyle yurtdışı yatırımcılarının akınına uğradığını söylüyor: “Alman, Çin, Japon ve İspanyol firmaları çoktan geldiler ve yerel distribütörlük anlaşmaları için çalışmalara başladılar.” Ancak sektöre hücum edenlerin hepsi çok uzaktan gelmiyor. Savaş Yeşiltaş’a göre, krizin etkisiyle daralan bütün piyasalardan bir kayma söz konusu: “Tekstil, gıda ve otomotiv sektöründen çok fazla firma, güneş enerjisi alanına yatırım yapıyor ya da yapmanın yollarını arıyor. Hem de daha yasal süreç tamamlanmadan sahadaki yerlerini almaya çalışıyorlar.”
Peki, sektörün beklediği nasıl bir yasa? Hangi yasal düzenlemeler sektörün önünü açar? “Bugüne kadar sadece bizim gibi Donkişotluk yapan öncü firmalar ayakta kalabildi” diyor Yeşiltaş, “Ama bundan sonra sektörün güçlenmesi, ayakta kalabilmesi, pazarın canlanması, arz ve talebin olgunlaşması için şu saate kadar oyuna dahil olmamış en büyük oyuncunun, yani devletin oyuna dahil olması ve piyasa, istihdam, rekabet, imalat, lisans, enerji iletim hatları, teşvik paketi gibi konulan çok net bir şekilde düzenlemesi gerekiyor. Daha net bir ifadeyle devletin enerji alım garantisi (iyi fiyatla destek) getirmesi, yurtdışı ve yurtiçi firmaların daha rahat yatırım yapmalarını sağlayacak koşulları sağlaması bir zorunluluk. Katıldığımız kongrelerdeki tüm yabancı yatırımcılar, çıkacak bu yasadaki paketi heyecanla beklediklerini ve yatırım stratejilerini ona göre belirleyeceklerini söylüyorlar. Bizim de ana beklentimiz, çıkacak yasanın hem yurtiçiyurtdışı yatırımcıları, hem de imalat, montaj, bireysel talepler ve büyük santral işletmecilerini kapsayacak ve herkese ortak fayda sağlayacak şekilde düzenlenmesi .”
Savaş Yeşiltaş’a PV sektörünün dünyadaki durumunu soruyoruz. Hangi ülkeyi örnek almalıyız? Yeşiltaş gülerek yanıtlıyor sorumuzu: “Güneşi Olmayan ülkeler (mesela Almanya) bu sektörde dünyaya teknoloji ihracatı yapıyor; ‘Güneş Ülkesi’ Türkiye ise hâlâ üzerine doğan güneşi görmüyor.” Peki, Almanya bu başarıyı nasıl yakaladı? “Yasal düzenleme ve devletin teşvikiyle tabii ki” diyor Yeşiltaş: “Almanya’da mevcut sistemdeki yatırımcı ve devlet arasındaki bağ incelendiğinde, yatırımcının ürettiği elektriği devlete satabilmesi gibi çok önemli bir gelişme var ki zaten bu da sektörün bu derece ilerlemesindeki en önemli sebeplerden biri.”

Teşviksiz Olmaz
Tabii bir de İspanya örneği var. Çok gerilerden ölümcül bir atak yapıp, son metrelerde tıknefes kalan bir atleti andıran İspanya örneğini de soruyoruz Savaş Bey’e. “Almanya bu sektörde çok stratejik bir büyüme ve yapılanma süreci içerisindeyken, İspanya hızla bu sektörü destekleyecek bir yasaya imza attı. Bunun üzerine herkesin iştahı kabardı ve İspanya bir anda büyük yatırımcılar tarafından işgal edildi. Bir anda çok büyük proje ve uygulamalar ile Almanya’nın yıllık kapasitesinin üzerine çıktılar ama İspanya devleti ekonomik tedbirler nedeniyle desteği düşürünce bilinçsiz ve gereğinden çok fazla yatırım yapan birçok grişimci mağdur oldu. Dolayısıyla ispanya örneği hem ülke hem de yatırımcılar olarak, geçiş için dikkate alınacak bir modeldir. Bu ülkedeki yatırım süreci incelenerek aynı hataların yapılmasının önüne geçilebilir.”

Belki Beş Yıl Sonra
Peki, GENSED bu süreçte neler yapıyor? “İlk başta, güneş enerjisinden elektrik üretimi konusunda faaliyet gösteren üretici, satıcı, tedarikçi, işletmeci, uygulayıcı ve PV sektörüne yönelik faaliyet gösteren diğer alt sektörleri bünyemizde toplamaya çalışıyoruz. Sektörel bazda güç birliği ve üyeler arası dayanışmayı sağlamak önemli. Bu arada, güneş enerjisinden elektrik üretim sistemlerinin uygulamalarının ve kurulumlarmm teknik kurallara uygun yapılmasına katkıda bulunmayı arzu ediyoruz.”
Savaş Yeşiltaş, GENSED olarak bir başka misyonlarının da, enerji tasarrufu bilincinin ve uygulamalarının ülke çapında yaygınlaştırılması olduğunu vurguluyor. Ve tabii güneş enerjisinden elektrik üretmenin ekonomiye ve bireylere olan olumlu etkileri hakkında kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştıklarından bahsediyor. Tüketicileri, malzeme, uygulama ve bu yoldan sağlanacak faydalar yönünde bilinçlendirmek de, GENSED’in amaçlan arasında. Yeşiltaş, “Bu amaçla, üniversiteler, araştırma ve geliştirme kuruluşları vb. bilimsel örgütler ile diyalog kurarak güneş enerjisinin bilimsel gerekliliği konusunda işbirliği sağlamaya çalışıyoruz” diyor.
Evet, ilginç bir tarihsel dönemde yaşıyoruz. Bir beş yıl sonra geriye dönüp baktığımızda büyük ihtimalle bunu çok daha iyi fark edeceğiz. Belki o zaman kendi elektriğimizi, çatımızdaki PV panellerinden üretiyor; posta kutularımızda fatura yerine (belki hâlâ mektup gelmeyecek ama) enerji bakanlığından gelen ödeme çeklerini buluyor olabiliriz. Daha da önemlisi, havaya karbondioksit yaymadığımızı, dolayısıyla küresel ısınmaya yol açmadığımızı bilmenin huzuruyla, kaloriferlerimizi ve klimamızı çalıştırıyor da olabiliriz. Ama emin olun bu hayalde, GENSED’in ve Savaş Yeşiltaş gibi güneş enerjisine gönül ve emek vermiş kişilerin de payı olacak. Bir de şu yasa bir çıksa.

About Post Author