#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Su Kıtlığına Çözüm Arıtma Olabilir mi?

Ürdün’ün medarı iftiharı As Samra Atık Su Arıtma Tesisi, ülkede arıtılan suyun %70’ine ev sahipliği yapıyor. Hem kendi elektriğini üreterek hem de ülkenin su ihtiyacının ciddi bir kısmını karşılayarak ilham veren bir işletme modeli sunuyor.

Bir seyir terasından izlemek için il­ginç bir manzara. Ürdün’de arıtılan atık suyun %70’i karşımda uzanan tesiste arıtılıyor. Başkent Amman’ın yaklaşık 30 kilometre kuzeyindeki As Samra atık su arıtma tesisi o ka­dar büyük ki, bütün tesis görülebil­sin diye bu seyir terası hazırlanmış.

As Samra ülkedeki en başarılı ka­mu-özel sektör işbirliği projelerin­den biri olarak gösteriliyor. Tesisin tarihi esasında yaklaşık 35 yıl ön­cesine gidiyor. Bölgede öncelikle 1985’te atık su dengeleme havuzu inşa ediliyor, ancak kısa sürede ka­pasite aşılınca devlet buraya bir arıt­ma tesisi yapma kararı alıyor. Yıllar süren kaynak arama sürecinin so­nunda Ürdün Devleti, ABD Ulusla­rarası Kalkınma Ajansı (USAID) ve bir banka konsorsiyumu ile tesis 2003-2008 yılları arasında inşa edili­yor. Ancak Suriye İsyanı arkasından gelen mülteci akını ile birlikte tesis tekrar ihtiyacı karşılayamamaya başlayınca kapasite genişletme pro­jesi başlatılıyor. 2012’de başlayıp 2016’da tamamlanan 225 milyon dolarlık proje yine kamu ve özel sektör işbirliğiyle gerçekleştirili­yor. Mali kaynaklardan en önemlisi ABD’nin bağımsız devlet ajansı The Millennium Challenge Corporati­on (MCC) tarafından karşılanırken işletme ise 25 yıllığına The Samra Plant Company (SPC) adlı bu tesis için kurulan şirkete veriliyor. Bu sürenin sonundaysa ek bir ücret ol­maksızın tesis Ürdün devletine dev­redilecek. SPC’deyse ABD’li Mor­ganti ve Infilco Degremont; Fransız Suez Environment şirketlerinden temsilciler bulunuyor.

AMWAJ Forum kapsamında yapılan bu saha gezisinde görüştüğümüz uzmanlar yap-işlet-devret modelinin tesisin başarısındaki temel sebepler­den biri olduğunu belirtiyor. Bu bü­yük tesis, dünyanın suyu en kıt olan ülkelerinden Ürdün’ün su ihtiyacı­nın %10’unu karşılıyor. Dolayısıyla su arıtmanın yanında tesisin ciddi pek çok faydası da bulunuyor. Arı­tılan su öncelikle Zarka Nehri’ne, oradan da Kral Talal Barajı’na taşı­nıyor. Bu süreç boyunca nehir etra­fındaki çiftçilerin tarlalarını sulama için gerekli ihtiyacını da karşılıyor. Bu hem tarım hem de bölgede ya­şayan insanların sağlığı açısından önemli bir durum, çünkü nehrin havzası ülkenin en yoğun bölgele­rinden birini oluşturuyor. Arıtma tesisi yapılmadan önce çiftçiler ne­hirden yeterince arıtılmamış suları kullanıyormuş. Bu durum da hem ürünlerin kalitesini hem de insan­ların sağlığını tehdit ediyormuş. An­cak bugün uluslararası standartlara uygun temizlikte su verildiği için bu sorun ortadan kalkmış. Ayrıca bu temizlik nehirdeki canlı hayatının da gelişmesine ciddi katkı sağlamış. Uzmanlar nehrin restorasyonunun Ürdün hükümetinin de önceliklerin­den biri olduğunu aktarıyor.

Su Sürekli Analiz Ediliyor
İşletme modelinin tesisin kalitesi­nin de garantisi olduğu belirtiliyor. MCC Ürdün Direktörü Alex Russin, tesiste arıtılan suyun Ürdün devleti­ne satıldığını ve devletin de suyun kalitesine göre ödeme yaptığı için ödemeleri kısmak üzere sürekli analizler yaptığını söylüyor. Üste­lik birden çok bakanlık tarafından analiz yapılıyor. Dolayısıyla su hem tesisten çıkmadan hem de çıktıktan sonra konunun farklı aktörleri ta­rafından test ediliyor. “Gelen suya sınai atık karışmıyor mu” sorusunu ise Russin “Ürdün’de ağır sanayi yok ki” diye cevaplıyor. Dolayısıyla suya ağır metal karışmadığı, karışsa bile ölçümlerde çıkmayacak kadar düşük oranda kaldığı kaydediliyor.

Tesisin bir diğer önemi enerji kulla­nımında ortaya çıkıyor. Elektrik ih­tiyacının %80’ini kendisi karşılayan tesis sadece %20’sini ulusal şebeke­den alıyor. Elektriği iki şekilde üre­tiyor: Atıklardan elde edilen metan gazı sayesinde ve hidroelektrik ile. Tesis için Amman’dan yaklaşık 30 kilometre uzunluğunda aşağı doğ­ru eğimli bir boru hattı inşa edilmiş ve atık su bu eğim sayesinde basınç kazanıyor. As Samra’da borulara takılan türbinlerle atık su gelir gel­mez elektrik üretmeye başlıyor. Bu sayede de yılda 300 bin ton CO2 ta­sarrufu yapılıyor.
As Samra tesisi, yerel finansman kaynaklarının sınırlı olduğu, acil ihtiyaçla karşılaşılan durumlar için gerçekten ilham verici bir proje. Üs­telik büyük bir artısı var ki, tesisteki incelemelerimiz boyunca gözümden, daha doğrusu burnumdan kaçmadı. Elektrik üretmede kullanılan metan gazını tutma sistemi sayesinde, te­sisteki kötü koku da oldukça düşük seviyede. Yolunuz buraya düşecek olursa diye belirteyim, siz yine de bir parfüm kokusu beklemeyin tabii.

EkoIQ Editör