#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

“1,5 Derece Senaryosuna Uygun Hedeflerimiz Tescillendi”

Operasyonlarında sürekli gelişimi, değişimi ve sürdürülebilir büyümeyi önceliklendirdiklerini söyleyen Çimsa CEO’su Umut Zenar, iklim bilimine uygun karbon emisyonlarına dair yakın vadeli azaltım hedefi belirlemeyi Bilim Temelli Hedefler Girişimi’ne (SBTi) taahhüt ettiklerini dile getirdi. 1,5 derece senaryosuna uygun hedeflerinin tescillendiğini anlatan Zenar, “Buna göre 2033 yılına kadar Kapsam 1 ve Kapsam 2 ürün emisyon yoğunluğunu 2021 baz yılına göre %42.1, Kapsam 3 ürün emisyon yoğunluğunu ise 2022 baz yılına göre %43.3 azaltmayı odağımıza aldık” dedi.

Elif YAŞAR ÖZYÜREK

Öncelikle 1972 yılında, Mersin’deki kuruluşundan bu yana Çimsa’nın üretim faaliyetleri yoluyla çevremiz, toplumumuz ve ülke ekonomimiz için yarattığı değerleri kısaca paylaşır mısınız?

Sabancı Holding iştiraki olan Çimsa, 1972 yılında Mersin’de kuruldu. Bugün Türkiye’de Mersin, Eskişehir, Afyonkarahisar’da bulunan üç entegre fabrikamız; globalde ise İspanya Buñol’de bir entegre fabrikamız; Almanya, İspanya, İtalya ve KKTC’deki terminallerimiz ve ABD Houston’daki öğütme tesisimiz ile faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. 70’i aşkın ülkeye beyaz çimento ve katma değerli ürünlerimizi ihraç ediyoruz. Dünyanın en büyük ikinci beyaz çimento üreticisiyiz.

Yeşil Mutabakat’ın ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (SKDM) çimento sektörüne etkilerini değerlendirir misiniz?

Yeşil Mutabakat’ın çimento sektörüne getireceği dönüşüme aktif bir şekilde uyum sağlamak için stratejiler geliştirmekle birlikte önlemler alıyoruz. Öncelikle düşük karbonlu üretim noktasında yerimizi korumak ve güçlendirmek için döngüsel ekonomi uygulamaları ile paralel alternatif hammadde ve yakıt kullanımını artırıyoruz. Bunun yanında enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımlarımızı sürdürüyor, inovasyon ve dijitalizasyon konularına yoğunlaşıyoruz. Bu stratejilerle çimento üretim süreçlerimizde karbon ayakizimizi azaltmaya ve çevresel etkimizi minimize etmeye odaklanıyoruz.

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve dekarbonizasyon yolculuğumuz doğrultusunda SKDM süreçlerimize de etki edecek düşük klinker içerikli ürünlere geçiş oldu. Bu kapsamda, yerli pazarımızla birlikte Avrupa Birliği’ne (AB) ihraç edilen çimento ve çimento hammaddesi olan klinkerin karbon yoğunluğunu düşürmek için gerekli önlemleri alıyoruz. Bu çerçevede, ürün karbon yoğunluğunun azaltılması çalışmalarında, 2023 yılını “Gri Çimento Ürün Dönüşüm” yılı ilan ettik. Müşterilerimizin ihtiyaçları ile paralel Ar-Ge çalışmalarımız sayesinde toplam gri çimento ürün portföyümüzün %37’si düşük klinker içerikli ürün grubuna transfer oldu.

2024 ve sonrasında, iklim değişikliği ile mücadelede sektörel dönüşümün hızlanacağını ve düşük karbonlu üretimin vazgeçilmez bir unsuru haline geleceğini öngörüyoruz. Bu süreçte, Yeşil Mutabakat’ın çimento sektörüne etkilerini değerlendirirken dekarbonizasyon geçiş planımız kapsamında ürün dönüşümüyle birlikte enerji verimliliğinin, alternatif yakıt-hammadde ve yenilenebilir enerji kullanımının artırılması gibi stratejilerimizi daha da güçlendireceğiz. Ayrıca, Türkiye için belirlenmiş 2053 sıfır emisyon hedefine ulaşmak üzere ülkemizde yayımlanacak İklim Kanunu ve Emisyon Ticaret Sistemi gibi düzenlemelere uyum sağlamak için gerekli adımları atacağız. Bu çerçevede Yeşil Mutabakat’ın hedeflerine aktif bir şekilde uyum sağlamayı sürdüreceğimizi ve düşük karbonlu üretimde liderlik rolümüzü güçlendireceğimizi taahhüt ediyoruz.

Yeşil dönüşüm sizce nasıl bir süreç ve bu süreçte şirketler kendilerini nasıl konumlandırmalı? Bu bağlamda Çimsa olarak Yeşil Mutabakat’ın çimento sektörüne getireceği dönüşüme uyum sağlamak için neler yapıyorsunuz?

İştiraki olduğumuz Sabancı Holding’in 2050 yılında “Net Sıfır” olma taahhüdüne istinaden sürdürülebilirlik stratejimiz kapsamında karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik planlama ve yol haritası çalışmalarımız 2023 yılında yoğun bir şekilde devam etti. İklim bilimine uygun karbon emisyonlarına dair yakın vadeli azaltım hedefi belirlemeyi; küresel ısınmayı 1,5 derecede sınırlı tutmaya katkıda bulunan ve bu hedefe ulaşmak için iklim değişikliği mücadele vizyonuna sahip şirketlere yol gösteren; Karbon Saydamlık Projesi (CDP), Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi, Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) ortak girişimi olan Bilim Temelli Hedefler Girişimi’ni (SBTi) taahhüt ettik. Bilim Temelli Hedefler Girişimi tarafından yürütülen validasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından Çimsa’nın faaliyetlerinden kaynaklanan seragazı emisyonlarını kapsayan ve 1,5 derece senaryosuna uygun hedeflerimiz tescillendi. Buna göre 2033 yılına kadar Kapsam 1 ve Kapsam 2 ürün emisyon yoğunluğunu 2021 baz yılına göre %42.1, Kapsam 3 ürün emisyon yoğunluğunu ise 2022 baz yılına göre %43.3 azaltmayı odağımıza aldık. Emisyon azaltım hedefimizin önemli aksiyonlarından biri olan alternatif yakıt kullanım oranımızı her geçen yıl artırıyoruz. Gri çimentoda baz yıl 2021’de %13 olan alternatif yakıt kullanma oranımızı, 2023’te %29’a çıkardık. 2025’te %35, 2030’da ise %40 oranına ulaşmayı hedefliyoruz.

Çimsa’nın döngüsel ekonomi uygulamalarını öğrenebilir miyiz?

Döngüsel ekonomiye katkıda bulunmak ve çevresel etkiyi azaltmak için ikincil malzeme kullanımını artırarak hammaddelerimizi yeniden şekillendiriyor, yapı malzemeleri değer zincirinde işbirliğini güçlendirerek tüm operasyonlarımızda ve değer zincirimizde sıfır atığa ulaşmayı hedefliyoruz. Atık yönetimini ise döngüsel ekonomi uygulamalarımızı şekillendiren Kelebek Modeli ile paralel ele alıyor, kendi operasyonlarımız esnasında oluşabilecek atıkların önlenmesi, geri dönüştürülmesi ve geri kazanılmasını ajandamızın gündem maddesi olarak tutuyoruz. Döngüsel ekonomiye katkı sunma hedefimiz, inşaat ve yıkıntı atıklarının kullanımına dayalı inovasyon projelerinin geliştirilmesi, çimento üretimindeki alternatif hammadde oranının artırılması ve uzun vadede ise sıfır atığa ulaşmayı içeriyor.

Çimento üretimi için geleneksel olarak kullanılan doğal kaynaklı kalker, kil ve demir cevheri gibi hammaddeler yerine döngüsellik çalışmalarımız kapsamında, klinker üretiminde kullanılabilen ve çimento öğütme süreçlerinde çimentomsu rol oynayan tüm ikincil malzemeleri, pazar şartlarını da gözeterek gözden geçiriyoruz. 2023 yılında 502 bin ton alternatif hammadde kullanımı ile döngüsel ekonomi hedeflerimize bir adım daha yaklaştık.

Türkiye’nin “Net Sıfır” yolculuğunda, enerji verimliliği ve çeşitliliğinin yanı sıra emisyon azaltımında nasıl bir yol haritanız var?

Enerji verimliliği ve çeşitliliği, emisyon azaltım yolculuğumuzun önemli adımlarından birini oluşturuyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik enerjisi kullanım oranımız 2023 yıl sonunda %54 olarak gerçekleşirken 2030 yılında bu oranı %80’inüzerine çıkarmayı hedefliyoruz.

İspanya Bunol fabrikamızda yakın zamanda devreye aldığımız güneş enerjisi santralı (GES) projemiz ile yılda 12 milyon kWh elektrik üretmeyi planlıyoruz. 3.600 konutun elektrik ihtiyacına eş bir yıllık elektrik üretimi ile yılda yaklaşık 3.000 ton karbon salımına engel olacağız. Yakın zamanda hizmete açtığımız 3,3 MW kurulu güce sahip Afyon GES yatırımımız yıllık yaklaşık 4,2 milyon kWh elektrik enerjisi üretecek.

Eskişehir Fabrikası’nda da Atık Isı Geri Kazanımı (Waste Heat Recovery-WHR) yatırımı projemiz ile yılda yaklaşık 40 milyon kWh enerji üreterek, Eskişehir Fabrikamızın yıllık elektrik tüketiminin %25’ini Atık Isı Geri Kazanımı yatırımı ile karşılamayı hedefliyoruz. Bunun yanında klinker üretiminde ve çimento öğütme esnasında ihtiyaç duyulan doğal kaynakların yerine dekarbonize hammaddelerin ve çimentomsu malzemelerin kullanımı, klinker üretiminde ihtiyaç duyulan ısıl enerjinin fosil kaynaklar yerine düşük emisyonlu biyokütle ve diğer yan ürünlerden sağlanması, düşük klinker içerikli ürünlere geçiş sağlayarak klinker kullanım oranının azaltılması yolu ile ürün dönüşümü ve hidrojen yakıtı, iler malzemelerin kullanımı, karbon yakalama, depolama ve kullanma teknolojilerinin uygulanmasına yönelik attığımız adımlar SBTi hedefimiz ile uyumlu Dekarbonizasyon Geçiş Planı’mızın önemli basamaklarını oluşturuyor.

2023 yılında, müşterilerimizle işbirlikleri yaratmak ve değer zincirimizin karbon ayakizini en aza indiren sürdürülebilir çözümler içeren yenilikçi ürün ve hizmetler geliştirmek için Münih Teknik Üniversitesi (TUM) yerleşkesinde Sabancı Teknoloji Merkezi’ni kurduk. Sabancı Teknoloji Merkezi ve Formülhane ile sinerji içerisinde çalışarak sürdürülebilir ve katma değerli ürünlerimizle uluslararası alanda öncü olmaya ve ihracat pazarında etkin bir konum elde etmeye devam edeceğiz.

Çimsa tarafında “eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık” alanında hangi adımlar atıldı ve ne gibi ilerlemeler kaydedildi?

“İnsan” ve “toplum” odaklı yaklaşımımız doğrultusunda insan hakları ve eşitlik, çeşitlilik, kapsayıcılık ilkelerine uygun hareket ediyoruz. Çalışmalarımız kapsamında Refinitiv Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Endeksi’nde 100 global şirket arasında Türkiye’de en yüksek puanı alarak 38. sırada tek yapı malzemeleri şirketi olarak konumlandık. Başarımızda eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık konusunda gerçekleştirdiğimiz örnek adımlar ile insan hakları, yönetim kurulunda çeşitlilik, İnsana Yakışır İş ve İş’te Eşitlik ilkelerini odağımıza alarak gerçekleştirdiğimiz insan kaynakları uygulamalarımızın rolü çok büyük. Her bir çalışanımızın yeteneklerini ve potansiyellerini en üst düzeye çıkarabilmeleri için fırsatlar sunuyoruz. Almanya’da Ar-Ge çalışmalarımızı yürüttüğümüz Sabancı Teknoloji Merkezi’nde beş farklı ülkeden toplam sekiz çalışanımız mevcut. Tecrübeli bir kadın lidere emanet ettiğimiz Ar-Ge Merkezi’miz, başarılarımızı sürdürülebilir kılıyor.

Ülke ekonomisine önemli katkı sağlayan sektörümüz, ağır ve tehlikeli iş kolunda yer aldığından şimdiye dek kadın istihdamının sınırlı olduğu sektörler arasında yer aldı. Bütüncül bir bakış açısı ile yönettiğimiz toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarımızı; işe alım, kariyer planlaması ve terfi süreçlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten aksiyonların alınması, iş-yaşam dengesini sağlamak için alınan önlemler, eşit işe eşit ücret prensibi, eğitimler, ayrımcılık karşısında başvurulabilecek mekanizmaların varlığı, satın alma süreçleri ve iletişim alanlarında yürütüyoruz. Kadın istihdamını artırmaya yönelik belirlediğimiz yol haritamızda 2022’de %27 olan beyaz yaka kadın çalışan oranımızı 2030 yılına kadar %30 seviyesine getirmeyi hedefliyoruz.

Özellikle sektörümüzde de düşük olan mavi yaka kadın kadrolarının sayısını artırmak istiyoruz. Son yıllarda İşkur ile yürütülen işbirliği kapsamında fabrikalarımızda ve sahalarımızda birçok kadın çalışanı istihdam ettik. Bugün toplam kadın çalışan sayımızın %21’i sahada görev alıyor. “İş’te Eşitlik” ilkesini odağımıza alarak kadın istihdamımızı artırmak amacıyla potansiyel projeler üzerinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl Mersin Valiliği ve Mersin İşkur Müdürlüğü işbirliği ile “Hazır Betonda Sahada Kadın İstihdamını Artırmak” projemizi gerçekleştirdik. Bu proje ile kadın hazır beton mikser operatörlerimizi istihdam ediyoruz. Ayrıca sosyal ve yönetişim alanlarında da değer yaratmaya devam ediyoruz. Şunu da eklemek isterim ki sektörümüzde bir kez daha Happy Place to Work ve Great Place to Work ödüllerine layık görüldük.

Bu yazı, ekoIQ’nun 112. sayısında yayımlanmıştır. Dergiye buradan ulaşabilirsiniz.