#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
17 Haziran Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü

17 Haziran Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü: “Kadının Toprağı, Kadının Hakları”

Kadınların ve kız çocuklarının küresel arazi restorasyonu ve kuraklığa dayanıklılık çabalarında ön saflarda yer alma zamanı! 17 Haziran Uluslararası Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü, bu yıl için belirlenen “Kadının Toprağı, Kadının Hakları” temasıyla kadınların toprak hakları konusunda uğradıkları ayrımcılığı ele alıyor.

Derleme: S. Sena AKKOÇ

Kadınlar, dünyanın birçok bölgesinde miras ve kaynaklara erişim haklarını engelleyen ayrımcı yasalara ve uygulamalara tabi olmaya devam ediyor. Aynı zamanda kadınlar, topraktaki bozulmanın ve susuzluğun olumsuz etkilerini de daha ağır şekilde hissediyor. Bu yıl 17 Haziran Uluslararası Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü, kadınların toprak hakları konusunda uğradıkları ayrımcılığı ele alıyor.

Sürdürülebilir Kalkınmanın Önündeki Tehdit: Kuraklık

Kuraklık, gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilir kalkınmaya yönelik en büyük tehditlerden biri. Öte yandan kuraklık riski, gelişmiş ülkelerde de giderek artıyor. Kuraklığın 2050 yılına kadar dünya nüfusunun dörtte üçünden fazlasını etkileyebileceği tahmin ediliyor.

Kuraklık olaylarının sayısı ve süresi 2000 yılından bu yana %29 arttı (WMO 2021). 2,3 milyardan fazla insanın susuzlukla karşı karşıya kaldığı düşünüldüğünde sorunun büyüklüğü dikkat çekiyor.

Kadınlar toprak sağlığı üzerinde hayati bir rol oynamakla birlikte genel olarak toprak üzerinde söz sahibi değil. Günümüzde küresel tarımsal iş gücünün yarısını kadınlar oluştursa da araziye sahip olma oranları %20’nin altında. Dünyanın her yerinde kadınlar, toprak haklarını güvence altına alma ve gelişme konusunda önemli engellerle karşılaşıyor. Kadınların eşlerinin mülkünü miras alma hakları, 100’den fazla ülkede geleneksel veya dini yasalar/uygulamalar kapsamında reddediliyor.

Kadınların Su Elde Etmeye Harcadıkları Süre Bir Yılda 200 milyon Saat

Küresel olarak kadınların su elde etmek için bir yılda harcadıkları süre 200 milyon saat. Bazı bölgelerde su getirmek için gerçekleştirilen tek bir yolculuk, 1 saatten uzun sürüyor. Bu nedenle kadınlar, topraktaki bozulmanın ve susuzluğun olumsuz etkilerini daha yoğun hissediyor.

17 Haziran Uluslararası Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nün bu yılki teması “Kadının Toprağı, Kadının Hakları” olarak belirlendi. Belirlenen temayla kadınların toprağa ve toprakla ilintili varlıklara eşit erişimine yatırım yapmanın aynı zamanda kadınların ve insanlığın geleceği için de bir yatırım olduğu vurgulanıyor. Bundan böyle kadınların ve kız çocuklarının küresel arazi restorasyonu ve kuraklığa dayanıklılık çabalarında ön saflarda yer alma zamanı!

İklim, Ekosistemler ve İnsan Toplulukları

Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Konvansiyonu (UNCCD), “Çölleşmenin, Arazi Bozulmasının ve Kuraklığın Cinsiyetler Arasındaki Farklı Etkileri” başlıklı raporu ile çölleşme gibi sorunların yalnızca toprakla değil, insanlarla da ilgili olduğunu gösteriyor.

İklim, ekosistemler ve insan toplulukları birbirlerine bağlı durumda. Kadınlar, hem iklim değişikliğine bağlı adaptasyon faaliyetlerinin geri kazanılması hem de yağmur suyu kavanozları, yeni sulama sistemleri ve kuraklığa dayanıklı yüksek kaliteli fidan üretimi gibi yeni-sürdürülebilir yöntemlerin tasarlanması ve uygulanması yoluyla arazi restorasyonu çalışmalarına değerli katkılar sağlıyor. Tarım teknolojilerine, teknik eğitime ve iklim bilimine erişimleri sağlandığında kadınların katkıları çok daha geniş alanlara ulaşıyor ve daha etkili hale geliyor. Arazi kullanım hakkı, sürdürülebilir arazi yönetimi için teknolojilere ve kaynaklara erişim, kuraklık politikalarına dahil olma gibi birçok konuyu ele alan rapor, kuraklık ve arazi bozulması ile bağlantılı cinsiyet eşitsizliklerini de ortaya koyuyor.

EkoIQ Editör