Biyoçeşitlilik

20 Mayıs Dünya Arı Günü: Arı Popülasyonunda Hızlı Düşüş Tehlikeli Boyutta

20 Mayıs Dünya Arı Günü

20 Mayıs Dünya Arı Günü bu yıl, “Tozlayıcı dostu tarımsal üretim” temasıyla kutlanıyor. BM, başta arılar ve kelebekler olmak üzere omurgasız tozlayıcıların %40’ının yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğuna dair uyarıda bulunurken Paslı yamalı yaban arısı nüfusunda son yıllarda %87’lik bir kayıp gözlendi. Bu arı, ABD’nin nesli tükenmekte olan türler listesine giren ilk arı türü oldu.

Derleme: S. Sena AKKOÇ

Önemli besin kaynaklarının tozlayıcıları olarak doğada kilit bir rol üstlenen arıların popülasyonunda, ekosistemlerin yok edilmesi, kirlilik ve böcek ilaçları gibi faktörler nedeniyle hızlı bir düşüş yaşanıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 2018 yılında arıların ve diğer tozlayıcıların insanlığı ve gezegeni sağlıklı tutmak için oynadıkları rolü ve karşılaştıkları zorlukları ele almak amacıyla 20 Mayıs’ı Dünya Arı Günü olarak belirledi.

Arılar için Küresel Eylem Çağrısı

Dünya Arı Günü, bu yıl “Tozlayıcı dostu tarımsal üretim” (Bee engaged in pollinator-friendly agricultural production) teması ile kutlanıyor. Tema, tozlayıcı dostu tarımsal üretimi desteklemek için küresel eylem çağrısında bulunurken arıları ve diğer tozlayıcıları korumanın önemine dikkat çekiyor.

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), her yıl düzenlediği küresel Dünya Arı Günü etkinliklerinde, arıları korumanın önemine vurgu yapıyor. Bu yıl ise tozlayıcı dostu tarımsal üretim uygulamalarının yanı sıra arılar ile tarımsal gıda sistemlerinin sürdürülebilirliği arasındaki ilişkiyi ele alıyor.

Omurgasız Tozlayıcıların %40’ı Yok Olma Tehlikesi ile Karşı Karşıya!

Polenleri çiçekten çiçeğe taşıyarak meyve, kabuklu yemiş ve tohum üretimine katkıda bulunan arılar, aynı zamanda biyolojik çeşitliliğin ve tarımsal ekosistemlerin korunmasını sağlayarak gıda çeşitliliği, kalitesi ve güvenliğine de destek oluyor.

Birleşmiş Milletler, başta arılar ve kelebekler olmak üzere omurgasız tozlayıcıların %40’ının yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğuna dair uyarıda bulunuyor. Dünyadaki yabani çiçekli bitki türlerinin %90’a yakını, dünyadaki gıda ürünlerinin %75’inden fazlası ve küresel tarım arazisinin %35’i tamamen hayvan tozlaşmasına bağımlı.

Yaban Arısı Nüfusunda %87’lik Kayıp

Yaban arıları, çiçekli habitatların kaybolması, zehirli böcek ilaçlarının kullanımı ve iklim krizi gibi tehditlerle karşı karşıya. Yoğun monokültür uygulamaları, pestisitlerin uygunsuz ve aşırı kullanımı arıların yuvalama alanlarına erişimlerini engelliyor; zararlı kimyasallara maruz kalmalarına neden olarak bağışıklık sistemlerini zayıflatıyor. Bal arılarından daha etkili tozlayıcılar olarak bilinen yaban arılarının popülasyonunda keskin bir düşüş görülüyor. Paslı yamalı yaban arısı nüfusunda son yıllarda %87’lik bir kayıp gözlendi ve bu arı, ABD’nin nesli tükenmekte olan türler listesine giren ilk arı türü oldu.

Arıcıların bakımını üstlendikleri bal arıları da benzer şekilde hastalıkların tehdidi altında. Bu da dünyanın tozlayıcılara bağımlı olan gıda mahsullerinin dörtte üçünün zarar görebileceği anlamına geliyor. FAO’ya göre, böceklere ve diğer tozlayıcılara bağımlı olan mahsul üretimi miktarı son 50 yılda üç katına çıktı.

Tozlaşma Eksiklikleri Ürünleri Olumsuz Etkiliyor

ABD’deki 13 eyalette yetiştirilen yedi ürün üzerinde yapılan bir çalışma, arı eksikliğinin yedi üründen beşinin miktarını etkilediğini gösterdi. Bu ürünler arasında elma, yaban mersini ve kiraz da bulunuyor. Araştırmalara göre tozlaşma eksiklikleri, belirli meyve ve sebzelerin daha nadir ve daha pahalı hale gelmesine yol açabilir.

Greenpeace, arıları korumak için eylemleri şu şekilde sıralıyor:

  • En tehlikeli yedi böcek ilacını yasaklayın.
  • Yabani yaşam alanlarını koruyarak tozlayıcıların sağlığını koruyun.
  • Ekolojik tarım yapın.

Ekolojik tarım, insan gıda üretimini dengeleyecek, vahşi yaşam alanlarını ve arıları koruyacak kapsayıcı bir yöntem. Monokültür üretimden kaçınarak biyolojik çeşitliliği koruyan ekolojik tarım, böcek ilaçları ve kimyasal gübrelerden kaçınarak böceklerin ve doğal sistemlerin zarar görmesini engellemeyi amaçlıyor. Ekolojik tarım, arı popülasyonlarını koruyup arıları daha sağlıklı hale getirirken mahsul verimliliğini de artırıyor.

About Post Author