2013‘te neler olacağını bilmek belki imkânsız ama artık nelerin olmayacağını biliyor gibiyiz. Amerika’nın saygın dergilerinden The Wired’in “World in 2013” başlığı altında yayınladığı özel sayıda, Teknoloji, Bilim, Tıp, Lifestyle, Çevre, Politika, Medya ve İş Yönetimi açısından son derece çarpıcı öngörüler var ama şu kadarını söyleyelim, neredeyse her saptama ve yol haritası sürdürülebilirliğe çıkıyor. Hayat 2.0’a hazır mısınız?
Barış DOĞRU
2013’te, sürdürülebilirlik ve ekosistem açısından neler olacak? Mavi gezegendeki canlı ekosistemine yönelik tehditler artacak mı? Yoksa yeni umutlar mı doğacak? Bu soruları sormak kolay ama yanıtlamak zor. İşte bu zor işe, çok daha geniş bir bağlamda, Amerika’nın ünlü dergisi The Wired soyunmuş. Daha doğrusu, Teknoloji, Bilim, Tıp, Lifestyle, Çevre, Politika, Medya ve İş Yönetimi başlıkları altında, birbirinden parlak araştırmacı ve yazarlara, 2013’ten beklentilerini sormuş. “World in 2013” başlığı altında yayınlanan bu özel sayıda son derece önemli yeni bilgi ve saptamalar var. Biz de, bu kapsamlı derlemeye, sürdürülebilirlik ve ekoloji konuları üzerinden baktık ve tahmin ettiğimiz gibi, sadece çevre değil, tüm başlıklar altında çok sayıda önemli değerlendirme ve bilgi ile karşılaştık.
Özel sayının ilk bölümü, The Wired’i tanıyanları şaşırtmayacak şekilde, teknolojiye ayrılmış. Bölümün açılışı da, “Mühendisler Gezegeni Kurtaracak” başlığıyla, ünlü endüstriyel tasarımcı James Dyson’ın yazısıyla yapılmış. Mühendisliğin gezegenin geleceği açısından olanaklarının tartışıldığı bu son derece çarpıcı yazı haricinde aynı bölümde yer alan, Wired editörlerinden Ben Hammersley’in “Teknoloji Giderek Daha İsyankâr Oluyor” metni de bir hayli ilginç ve manidar. Gençlerin, bundan yaklaşık 10 yıl önce, Napster ve diğer dosya paylaşım siteleriyle müzik endüstrisinin dev şirketlerini yere çarpmaları gibi, bugün de yeni iş modelleriyle, eski iş tarz ve alışkanlıklarını parçalamaya hazırlandıklarını anlatan bu ilginç yazı, daha yenilikçi, eşitlikçi, şeffaf ve tabii çevreye duyarlı yeni girişimlerin de habercisi gibi.
The Wired’in 2013 özel sayısının bilim bölümünde ise bizim dikkatimizi en çok, “Araştırmalar Açık Hale Geliyor” başlıklı metin çekti. Erasmus Üniversitesi İş Yönetimi Bölümü akademisyenlerinden Gabriele Paolacci’nin kaleme aldığı yazı, açık kaynaklı internet kullanımının bilimsel çalışmalarda çok önemli sıçramalara neden olacağını öne sürüyor. Araştırma masraflarını düşürecek bu açık çalışma yönteminin (öyle ya, aynı deneyi ve araştırmayı dünyanın dört bir yanında tekrarlamanın ne mantığı olabilir), araştırma maliyetlerini düşüreceğini ve bunun da ötesinde daha iyi bir bilim ve araştırma ortamının oluşmasına katkı sağlayacağı iddia ediliyor.
Bilim bölümünde, 2013’te gelişme kaydedilmesi beklenen bir diğer alan olarak zenginleştirilmiş yakıt hücrelerinden sözediliyor: “Hidrojen yakıt hücreleri beş kat daha güçlü olabilir; tabii eğer Singapur’daki Biyomühendislik ve Nanoteknoloji Enstitüsü’ndeki biliminsanlarının çalışması üretim bandına çıkabilirse. Platin, oksijen ve hidrojen arasındaki reaksiyonu hızlandırmakta kullanılıyor, böylece daha fazla enerji açığa çıkıyor. Platinin, altın ve bakırla kaynaştırılması, katalitik etkisini belirgin bir biçimde yükseltiyor. Bu ayrıca, yakıt hücresinin dayanıklılığını da artırıyor.”
Yayının Lifestyle bölümünde en çok tartışılan konunun daha iyi ve ücretsiz eğitimin yaygınlaşması olduğunu söyleyebiliriz. Bunda da birinci rolü yine teknoloji ve dijital araçlar oynuyor. Çok daha geniş kitlelerin e-eğitim yoluyla çeşitli uzmanlık kurslarına dâhil olmasına sağlayacak bu sürecin önemli bir unsurunun da, öğretmen robotlar olacağı iddia ediliyor. Güney Kore, 2013 yılında 8400 çocuk bahçesine bu özel robotlardan yerleştirmeyi planladığını duyurmuş bile. Eğitimin yaygınlaşmasının, sürdürülebilirlikle nasıl bir ilişkisi var diye sormadığınızı umuyoruz. Eğitimin ve bilginin yaygınlaşması her halükarda insanlık için iyi bir gelişme ancak bu eğitim süreçlerinin önemli bir parçasının da ekoloji ve çevreyle ilgili olacağını tahmin etmek zor değil. Ayrıca daha bilinçli nesiller, hiç kuşkusuz ki, kendileri ve doğa arasındaki ilişkiyi de çok daha rahat ve kolay kurabilecek. Ekoloji eğitimlerinin dijital yollarla yaygınlaşması kaçınılmaz gibi görünüyor.
Bu bölümde yeni piyasaya sürülecek cihazlardan da bahsedilmiş tabii ki. Bunlar arasında en çok gözümüze çarpan ise BMW’nin e-scooter’ı. 2013 sonlarına doğru yollarda görebileceğimiz C Evolution, bir şarjla 100 km yapabilecek kapasitede. Dergi editörleri, BMW yetkililerinin, e-scooter’in kentsel yaşamı tamamen dönüştürebileceğini iddia ettiklerini belirtiyorlar. Ancak fiyatı buna izin verir mi emin değiliz: 14 bin pound.
Okyanuslar, E-Arabalar ve Diğerleri
Gelelim bizim asıl dikkatleri üzerine topladığımız çevre bölümüne. Bölümün açılışı, bizim de geçtiğimiz ay ayrıntılı olarak incelemeye çalıştığımız, okyanuslarla ilgili bir yazıyla yapılmış. “2013 Okyanus Yılı Olacak” başlıklı yazıyı, ünlü işadamı ve okyanuslar için önemli kampanyalar düzenleyen oceanelders.org (Okyanus Yaşlıları) grubunun kurucularından Richard Branson kaleme almış. Yazının ana başlıklarını, “Deniz Alanlarını Korumak”, “Balık Tutma Yöntemlerimizi Değiştirmek” ve “Okyanusu Dinlemek” olarak sıralarsak, herhalde yeterince fikir edinmiş olursunuz.
Bölümün bir sonraki yazısı ise Mikroplantasyonlar üzerine yoğunlaşmış. “The Last Word on Nothing” isimli teknoloji blogunun yazarlarından Cameron Walker’in kaleme aldığı metin, kakao ve kahve gibi bitkilerin, sözgelimi Kaliforniya’da yetiştirilmesiyle ilgili çalışmaları aktarıyor. Sanırım önümüzdeki dönemde, farklı coğrafyalarda farklı ürünlerin yetiştirildiği mikroplantasyonlara daha sık rastlayacağız.
Ünlü araba paylaşım firması Buzzcar’ın CEO’su Robin Chase’in yazısı da, bu bölümde yer alıyor ve tabii ki konusu, dijital bağlantılı arabalar. Şöyle diyor yazının başında Chase: “Bu yıl, internet bağlantılı arabalar için dönüm noktası olacak; tüketiciler ve üreticiler nihayet bağlantılılık ve araçları miks etmenin ne anlama geleceğini anlayacaklar.” Aynı konularda dolaşan bir başka yazı da, yakın geleceğin yeni metropolisleri üzerine ve bizim EKOIQ’da sık sık dile getirdiğimiz gibi, bu yeni kentlerin tasarımı da uzmanlar ve yurttaşların işbirliğiyle gerçekleştirilecek.
Çevre bölümünün diğer önemli yazılarından biri de, su kısıdı üzerine (belli ki, gerek okyanuslar gerekse de içme suyu bağlamında dünyanın en hayati sıvısından bu yıl çokça bahsedilecek). Aynı karbon konusundaki Emisyon Ticareti gibi, suya da Cap and Trade’in gelmesi, ana konulardan biri olacak gibi. Science 2.0 oluşumunun kurucularından Hank Campbell, bu konuda siyasetçilerin önündeki en büyük engelin Karbon Emisyon Ticaretinin negatif çağrışımları olduğunu belirtiyor.
The Wired’in bu bölümünde yer alan diğer yazıların temel ilgi alanları ise, giderek artan ısı dalgalanmasının flora göçüne neden olabileceği –galiba atlasları tekrar çizmek gerekecek- ve bakterilerden elektrik üretimi üzerine…
2013 seçkisinin son bölümü olan İş Yönetimi bölümünde de, sürdürülebilirlikle bağlantılı birçok yazı bulunuyor. Bunların başında da yeni adil-ticaret sisteminin yükselişini anlatan gazeteci Michael Hodges’un yazısı geliyor. Toplumsal ve çevresel sorunlara çözüm geliştiren firmalara özgü bir program olan B Corporation’ın (Better Corporation, yani Daha İyi Şirket) yükselişine vurgu yapan yazı, yeni bir iş modelinin gelişimini de müjdeliyor gibi.
Bölümün son iki yazısının başlığını versek yeterli aslında: “Rekabet Avantajınızı Kaybetmek Üzeresiniz” (tamamen sürdürülebilirlik süreçlerindeki yetersizleriniz nedeniyle) ve “GDP: RIP” -yani GDP’nin Ruhuna Fatiha– (refahı GDP ile ölçmenin sonuna geldiğimizi bu kadar net söyleyen biri daha önce olmuş muydu!) Son iktisadi kriz ve daha tüm etkilerini görmeye bile başlamadığımız ekolojik kriz, 1930’lardaki, Büyük Bunalım sonrası ilk GDH hesaplamalarını yapan Simon Kuznets’in icadının sonuna geldiğimiz gösteriyor tüm açıklığıyla. What is next? Bundan sonrasını sadece hep beraber görmeyeceğiz, hep beraber de oluşturacağız. Hayat 2.0 kapımıza kadar geldi galiba…
EKOIQ Dergisi Ocak 2013 Sayı: 25