Yazı: Elif Gökçe ŞAHİN, [email protected]
Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency – IEA) her yıl yayımladığı Enerji Görünümü (Energy Outlook) raporunun yenisini Ekim ayında yayımladı. Tüm sektör yayınlarında olduğu gibi, enerji sektörüne küresel ölçekte bir bakış atan bu raporda da ana tema yine koronavirüs pandemisinin etkileri oldu. Rapora göre, COVID-19 nedeniyle küresel enerji talebi bu yıl %5 oranında düşecek. Enerji yatırımlarındaki beklenen düşüş ise %18 oranında. Buna paralel olarak, karbon salınımları da %7 oranında düşüş gösterecek. Raporun öngörüsüne göre, COVID-19’un enerji talebi ve salınımlardaki azaltıcı etkisi önümüzdeki birkaç sene daha devam edecek. Pandemi sürecinin devam etmesi durumunda ise, enerji sektörünün 2025 yılına kadar toparlanamayacağı öngörülüyor. Pandemi ilan edilişinin öncesinde, enerji talebinin 2019 ile 2030 yılları arasında %12 oranında büyümesi bekleniyordu. Bunda gelişmekte olan devletlerin enerji üretim kapasitelerinin artırması etkili olacaktı.
Enerji alternatifleri arasında, hidroenerji hala küresel ölçekte elektrik üretimi alanında en önemli yenilenebilir enerji kaynağı. Güneş enerjisi ise hızla yükselmeye ve 2022 sonrası yeni rekorlara imza atmaya hazırlanıyor. Doğalgaz talebinin ise 2030 yılına kadar %30 artıp, 2040 sonrasında yavaşça düşüşe geçmesi bekleniyor.
Pandemiden en fazla etkilenen bölge yine Sahraaltı Afrikası oldu. Son yıllarda düşme eğiliminde olan elektriğe ulaşımı olmayan kişi sayısı tekrar artışa geçti. Dünya ölçeğinde ise, 100 milyondan fazla kişinin elektriğe erişimi olmasına rağmen, yoksullaşma nedeniyle bu hizmetten faydalanamaması bekleniyor.
Raporun sonunda, pandeminin sona ermesi veya devam etmesi sürecine göre öngörülen çeşitli senaryolar da paylaşılıyor.
Kaynak: https://www.iea.org/reports/world-energy-outlook-2020
Son 20 Yılın Afet Haritası
Birleşmiş Milletler Afet Riski Azaltma Ofisi (United Nations Office for Disaster Risk Reduction) 13 Ekim Uluslararası Afet Risklerini Önleme Günü’nde “Afetlerin İnsan Maliyeti: Son 20 Yılın Özeti” (The Human Cost of Disasters: an Overview of the Last 20 Years (2000-2019)) adlı bir rapor yayımladı. Raporda son 20 yılda ortaya çıkan afetlere bakıldığında, aşırı hava olaylarının en baskın afetlere neden olduğu vurgulanıyor. Aşırı sel ve fırtınaların da içinde olduğu aşırı hava olayları da iklim sebepli afetler ile açıklanıyor.
Rapora baz olan afetler, Afet Araştırma Merkezi’nin Acil Olaylar Veritabanı’nda kayıtlı en az on kişinin ölümüne sebep olmuş, en az 100 kişiyi etkilemiş, oluştuğu bölgede acil durum ilan edilmiş veya uluslararası yardım çağrısı yapılmış afetlerden oluşuyor. Küresel ölçekte, 2000 ile 2019 yılları arasında 1,23 milyon insanın hayatını kaybettiği ve 4,2 milyar insanı etkilemiş (tekrarlayan etkilenmeler dahil) ve toplam maliyeti 2,97 trilyon ABD doları seviyesinde olan 7.348 afet gerçekleşmiş. 1980 ile 1999 yılları arasında ise 1,19 milyon insanın hayatını kaybettiği ve 3,25 milyar insanı etkileyen 4,212 afetin toplam maliyeti ise 1,63 trilyon ABD doları seviyesinde gerçekleşmiş.
Rapor, Birleşmiş Milletler üye ülkelerine 2020 yılına kadar vadettikleri afet risklerine karşı güçlenme ve ulusal ve bölgesel stratejiler oluşturma eylemlerini hatırlatır nitelikte.
Kaynak: https://www.undrr.org/publication/human-cost-disasters-overview-last-20-years-2000-2019
Dünya Bankası Raporu’nda COVID-19 Etkisi
Dünya Bankası (The World Bank) 2020 yıllık raporunu (Annual Report 2020) Ekim ayında yayımladı. Diğer tüm yıllık raporlarda olduğu gibi, bu rapora da koronavirüs pandemisi damga vurdu. Pandeminin etkilerini düzeltme ve pandemi ile mücadele konusuna ayrı bir bölüm ayrılan raporda, ülkelerin pandemi ile mücadelesi kapsamında 2021 itibarıyla 15 ay boyunca kullanılmak üzere Dünya Bankası’nın 160 milyar ABD dolarının üstünde bir kaynak ayırdığı belirtildi. Kaynak var olan operasyonların iyileştirilmesi, yenilerinin kurulması ve özel sektör çözümlerinin desteklenmesi şeklinde kullanılacak.
2020 yılının başında ortaya çıkan koronavirüs pandemisi bilindiği gibi, tüm dünyada beklenmeyen bir ekonomik çöküş yarattı; birçok ülkede sağlık sistemleri, kapanan sektörler, okullar ve dükkânlar nedeniyle işsizlik de bir anda artış gösterdi. Dünya Bankası, bu ekonomik çöküş esnasında küresel bir çözüm üretmek için ön safhadaydı. Mart ayında, ihtiyacı olan ülkeler için hızlı kullanılacak bir sağlık fonu için kurul kararı çıkarıldı.
Pandeminin yaklaşık 100 milyon kişiyi aşırı yoksulluğa itebileceğini öngören
Kaynak: https://www.worldbank.org/en/about/annual-report
İklim Değişikliğinin GSMH’lere Maliyeti
Rapor hâlihazırda uygulamaların aynı şekilde devam etmesi senaryosuna göre yaptığı modellemede ortalama maliyetin 2070 yılına kadar yıllık 5,4 trilyon ABD doları, 2200 yılına kadar yıllık 31 trilyon ABD doları olacağını öngörüyor. Bu maliyetlerin GSMH’lere 2050 yılına kadar %10, 2100 yılına kadar %25 düşüş olarak yansıyacağı da öngörülüyor.
Kaynak: https://www.cdp.net/en/research/global-reports/costing-the-earth