#ekoIQ İklim 2021’in Aldıklarını 2022 Geri Verebilecek mi?
İklim

2021’in Aldıklarını 2022 Geri Verebilecek mi?

2021 sona ererken, dünya birden fazla krizle karşı karşıya. Pandemi sebebiyle sağlık önlemleri ve kapanmaların devam etmesiyle başlayan 2021, sağlık sistemi, göç ve en çok da ekonomi tartışmalarının gündemden düşmediği ve maalesef iklim krizi kaynaklı çok sayıda doğal felaketlerin yaşandığı bir yıl oldu.

 Yazı: Nefise KAHRAMAN

 Sürdürülebilirlik kavramı sosyal medya, yaşanan doğa olayları, gündelik hayattaki sohbetlerimiz ve pandemi sürecinde artan “doğayı koruma bilinci” sayesinde 2021 yılının öne çıkan trendi oldu. Öyle ki, Google’ın 2021 Arama Analizleri’ne göre de insanlar pandemi öncesine göre iklim değişikliği ve sürdürülebilirliğe artık çok daha fazla önem veriyor.

Dünya Ekonomik Forumu tarafından konuya dikkat çeken bir analiz de  Küresel Riskler Raporu’ydu, gelecek on yıl için en yüksek olası riskler arasında aşırı hava olayları, iklim krizi ile mücadelede başarısızlık, insan kaynaklı çevresel hasarlar bu raporda sıralandı.

2021’de iklim kriziyle ilgili paylaşılan bir diğer önemli rapor da IPCC- Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin kırmızı kodlu raporu oldu. Çalışma, iklim değişikliğinin dünyanın birçok bölgesinde hissedilmeye başlanan etkilerini eşi benzeri görülmemiş olarak tanımlıyor ve kısa vadede iklim krizinin bazı etkilerinin geri döndürülemeyeceği gösteriyordu.

Bu sırada ülkemizde yaşanan gelişmeler de dikkat çekiciydi;

  • Mart ayında İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye’de feshedilmesine karar verildi ve bu karar ülkemizde büyük tepki çekti.
  • Nisan ve Mayıs aylarında Marmara Denizi’nin yüzeyinde başlayan müsilaj uzun süre gündemden düşmedi. Bazı bölgelerde yüzeydeki kirlilik görüntüsü kaybolsa da sorun henüz kökten çözülebilmiş değil.
  • Haziran ayında ise Karadeniz’de 135 milyar m3 doğalgaz bulunduğu açıklandı.
  • Temmuz ve Ağustos aylarında Antalya’nın Manavgat ilçesinde başlayan ve 49 ilde devam eden orman yangınlarında can kayıpları yaşanırken yüzbinlerce hektar orman arazimiz maalesef küle döndü.
  • Temmuz ve Ağustos aylarının gündeminde Türkiye’ye Afganistan’dan gelen göçmenler de vardı. Ülkenin daha fazla göçmen ağırlayamayacağı medyanın tartışılan konuları arasındaydı.
  • Ayrıca 2021 Temmuz’u, dünyada şimdiye dek kaydedilen en sıcak Temmuz oldu ve ülkemiz dahil dünyanın pek çok yerinde sıcaklık rekorları kırıldı. TBMM’nin iklim raporuna göre; Türkiye’de 2099’a kadar yaz sıcaklığındaki artış 6 dereceyi aşabilir ve yağışlar %60 azalabilir.
  • Ağustos ayı dünyada da şiddetli iklim olaylarına şahit oldu. Ida Kasırgası ABD’yi vurdu; can kayıplarına ve büyük maddi hasara neden oldu.
  • Yine Ağustos ayında Batı Karadeniz bölgesinde yaşanan sel, su baskını ve heyelanlarda büyük can ve mal kayıpları verildi.
  • Ekim ayında “Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi” TBMM’den geçerek yasalaştı ve 7 Ekim 2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. Ardından Türkiye 2053 Net Sıfır hedefini açıkladı. Buna göre Türkiye’nin net sıfır hedefine ulaşması için toplam seragazı emisyonunu %80 oranında azaltması gerekiyor.
  • Yılın sonuna yaklaşırken Milli Eğitim Bakanlığı’nın iklim değişikliğini müfredata aldığı haberi geldi.

2021’in hem Türkiye’de hem de dünyada en çok konuşulanları arasında elbette Glasgow’da gerçekleşen COP26 Zirvesi de vardı. Kasım ayında gerçekleşen Zirve gündemi boyunca 1,5 derece hedefi tartışıldı. Ormansızlaşmanın durdurulması, metan gazının kesilmesi, kömür kullanımının kademeli olarak azaltılması ve sıfır emisyonlu araçların artırılması gibi konularda kararlar alındı ve ülkeler iklim taahhütlerini açıkladı. İklim finansmanı ile ilgili tartışmalarsa devam etti.

[su_pullquote align=”right”]“EKOIQ Ocak-Şubat sayısının da merkezinde olan genç nüfus arasında artan eko-anksiyete ve eko-bilinç trendindeki yükseliş bu nüfusun 2022’de gıdadan modaya ve yaşam tarzına kadar pek çok alanda sürdürülebilir ve dönüştürülebilir ürünleri tercih etmesine neden olacak” [/su_pullquote]

2022’de Süreç Devam Edecek
Hem COP26’da gündem boyunca yapılan ateşli tartışmalar hem de COVID-19’la birlikte yaşanan toplumsal, ekonomik ve politik gelişmeler, şirketlerin karbon hedeflerini art arda açıklaması ve Türkiye’de ve dünyada yaşanan şiddetli iklim olayları 2022’de de sürdürülebilirliği hayatın her alanına konuşmaya devam edeceğimizin sinyallerini veriyor.

EKOIQ Ocak-Şubat Sayısının da merkezinde olan genç nüfus arasında artan eko-anksiyete ve eko-bilinç trendindeki yükseliş bu nüfusun 2022’de gıdadan modaya ve yaşam tarzına kadar pek çok alanda sürdürülebilir ve dönüştürülebilir ürünleri tercih etmesine neden olacak gibi. Araştırmalar, bu genç yetişkinlerin %54’ünün, bir hizmet veya ürün satın almayı düşünürken şirketlerin çevresel ve sosyal çabalarını önemsediklerini gösteriyor.

Gıda üretimi şu anda seragazlarının %37‘sinden sorumlu ve habitat tahribatı ve tatlı su tüketiminde önemli bir rol oynuyor. Tüketiciler bu gerçeklerin her zamankinden daha fazla farkındalar, dolayısıyla veganlık ve bitki bazlı diyetler artıyor ve görünen o ki bu artış sürecek.

Elektrikli araç satışları dünyada çapında, 2021’in ilk yarısında 2020’ye kıyasla %168 artış gösterirken hükümetler dizel ve benzinli araçların kullanımını kısıtlayan yeni uygulamalar üzerine tartışmaya başladı. 2022’de fosil yakıtlarla ilgili tartışmalar devam ederken markaların elektrikli araç rekabetinin de artacağı aşikâr.

Pandemiyle hepimizin hayatına giren evden çalışma trendi de 2022’de sürecek gibi görünüyor. Evden çalışma, seyahat için harcanan süre ve kaynaklardan tasarruf sağlaması; ofislerdeki enerji kullanımını ve seragazı salımlarını azaltması pozitif bir etki olarak görülürken, çalışanların sosyalleşmesini engellemesi ve çalışma sürelerini tüm güne yayması dolayısıyla eleştirilere de uğruyor.

İklim değişikliği ve çevresel, sürdürülebilirlik ve yönetişim (ESG) konularına yönelik endişelerin artması ve çoğu pazar segmentinden daha temiz enerji kaynaklarına yönelik talebin baskısıyla yenilenebilir enerji pazarının 2022’de daha hızlı büyümesi bekleniyor.

Dünya, iklim değişikliğine karşı yarışta hız kazanırken 2022’nin kamu politikası kararlarını etkileyecek kritik etkinliklerine de bir göz atalım:

  • 2-6 Mayıs 2022, 15. Dünya Ormancılık Kongresi

Ormanlarla Yeşil, Sağlıklı ve Dayanıklı Bir Gelecek İnşa Etmek teması altında düzenlenen Dünya Ormancılık Kongresi, orman kaybını tersine çevirme, doğa temelli çözümler ve orman kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı, orman izleme ve veri toplama temalarına odaklanacak.

  • 9 Nisan-21 Mayıs 2022, 15. BM Çölleşme Konferansı

Çölleşme Konferansı, iklim eylemi için doğa temelli çözümlerin yanı sıra arazi restorasyonunu büyütmek için acil bir çağrı niteliği taşıyacak.

  • 2-3 Haziran 2022, Stokholm+50

Bu etkinlik, 1972 Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı’nı 50. yıl olan dönüm noktasında değerlendirecek.

  • 26-30 Haziran 2022, 11. Dünya Kent Forumu

“Daha İyi Bir Kentsel Gelecek için Şehirlerimizi Dönüştürmek” teması altında düzenlenen Dünya Kent Forumu, şehirlerin geleceğine, mevcut eğilimler, zorluklar ve fırsatlara dayalı olarak bakmanın yanı sıra, bugünü ve geleceği ele almak için nasıl daha iyi hazırlanılabileceğini tartışacak.

  • 27 Haziran-1 Temmuz, BM Okyanus Konferansı

İhtiyacımız olan oksijenin %50’sini üreten ve tüm karbondioksit emisyonlarının %25’ini emen okyanuslar dünyanın en büyük karbon yutağı konumunda. Konferans, topluluklara, işletmelere ve bireylere deniz kirliliğini azaltmak ve okyanus kaynaklarının sorumlu tüketimini taahhüt etmek için üzerlerine düşeni yapmaları için açık bir çağrı olacak.

  • İklim Değişikliği Değerlendirme Raporu

2022’nin son aylarında da iklim gündemi yoğun olacak. Ekim ayında tamamlanması planlanan İklim Değişikliği Değerlendirme Raporu yayımlanacak. Her altı ila yedi yılda bir iklim bilimi değerlendirmelerini yayınlayan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 2015’te Paris Anlaşması’nın kabul edilmesinden bu yana hazırlanacak ilk kapsamlı değerlendirme raporunun sunumu ise COP27’de gerçekleşecek.

  • 7-18 Kasım, BM İklim Değişikliği Konferansı (COP27)

2022 BM İklim Değişikliği Konferansı’nın Mısır’ın Şarm El-Şeyh’inde gerçekleşmesi kararlaştırıldı. Bu konferans, küresel iklim müzakerelerini ilerletecek, eylemi harekete geçirecek ve iklim değişikliğinin Afrika’daki etkilerine bakmak için önemli bir fırsat sağlayacak.

2022’nin 2021 ve öncesinde yapılan hataları düzeltmesini beklemek fazla olurdu. Fakat Stockholm’den bu yana, 50 yıldır artan bilgi ve tecrübe bu yeni yılda hükümetleri, kurumları, şirket ve bireyleri çok daha bariz bir biçimde eyleme davet edecek.

Yeni yılda gündeme gelecek haber, tartışma, etkinlik ve raporları web sitemizde paylaşmaya devam edeceğiz.

Mutlu, sağlıklı, dünyayı önceki yıllardan daha fazla önemsediğimiz yeni bir yıl dileğiyle…

About Post Author