Bu yıl beşincisi düzenlenen İstanbul Ekonomi Zirvesi, “Yeşil Ekonomi” ana temasıyla Çırağan Sarayı’nda gerçekleşti. Zirveye Devlet Eski Bakanı, İstanbul Ekonomi Zirvesi Yönetim Kurulu Başkanı Kürşad Tüzmen, İstanbul Ekonomi Zirvesi İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değer ev sahipliği yaptı.
5. İstanbul Ekonomi Zirvesi “Yeşil Ekonomi” temasıyla Çırağan Sarayı’nda gerçekleşti. Devlet Eski Bakanı, İstanbul Ekonomi Zirvesi Yönetim Kurulu Başkanı Kürşad Tüzmen ve İstanbul Ekonomi Zirvesi İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değer’in ev sahipliği yaptığı zirvenin açılışı Türkiye’nin ve dünyanın genel durumuna yönelik bir dakikalık tanıtım filmi ile başladı. Filmde küresel ısınma, Covid-19 salgını, iklim değişikliği, tedarik zincirindeki zayıflama, doğaya verilen hasar ve mevcut hali ile ekonomilerin nasıl aşırı tüketime sevk ettiği konularından bahsedilirken çevresel riskleri azaltıcı yatırımların “Yeşil Ekonomi” ile nasıl karakterize edildiği, fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılması gerektiği üzerinde duruldu.
Zirvenin açılışında konuşan İstanbul Ekonomi Zirvesi İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değer “Bugün burada 5. Ekonomi Zirvesi’ni düzenlemekten gurur duyuyorum. Bizim misyonumuz dünyayı kurtarmak değil. Ancak dünya var olduğundan beri yaşanabilecek tüm sıkıntılarla karşılaştık. Son 100 yıldaki endüstriyel ve insanların dünyayı yanlış kullanmasından kaynaklı doğaya çok zarar verdik. Bundan sonraki yüzyılda gelecek nesillere çok daha iyi bir dünya bırakabiliriz. İstanbul Ekonomi Zirvesi’nin, dünyayı kurtarma gibi bir iddiası yok ama, dünyayı kurtarma iddiası olan insanları buluşturma iddiası var” dedi.
İstanbul Ekonomi Zirvesi Yönetim Kurulu Başkanı Devlet Eski Bakanı Kürşad Tüzmen gelişmekte olan ülkelerin kolay kolay Yeşil Ekonomi bilincine geçemediğini aktararak “2015’te imza atılan Paris Anlaşması’nda 1.5 derece emisyon sıcaklık artışı sınırlandırılması getirildi. Ancak Glasgow’da yapılan toplantıda bu hedefe ulaşmak için %80 uzakta olduğumuz fark edildi. Gelişmiş ülkeler de bu taahhütleri yerine getiremedi. Ülkeler özveri ile bu konuya ağırlık verirse bu konunun üstesinden gelebiliriz… Bizler ekonomide, ihracat ve turizm kaynaklarımızı kullanarak Yeşil Ekonomi’ye kaynak sağlayabiliriz” açıklamasında bulundu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) İsmail Gülle yeşil ekonominin her geçen gün daha da önem kazandığının altını çizerek “Bugünkü kaynaklarımızın gelecek nesillere kayıpsız bir şekilde aktarımını sağlamayacak yegâne unsur; Yeşil Ekonomi. Yeşil ekonomi ile mevcut kaynakların etkin kullanımının yanı sıra kullanım sonrası ortaya çıkan tüm atıkların da verimli kullanımı son derece önemli bir süreç” dedi.
Gülle küresel karbon emisyonuna dair veriler de paylaşırken sözlerine şunları ekledi: “Küresel karbon emisyonu rakamlarını incelediğimizde, en çok emisyon üreten ilk 3 ülke olan; Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Hindistan’ın toplam emisyonun yarısından fazlasını tek başına gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Küresel karbon emisyonunda Türkiye’nin payı ise sadece %1. Son raporlara göre, dünyanın en zengin ülkelerinin yaşam tarzları ve tüketim alışkanlıklarında köklü bir değişiklik olmazsa, mevcut hedeflere ulaşabilmemiz adına çok daha ağır önlemler alınması gerekecek. Dünyada kişi başına karbon salımı 4,9 ton iken bazı gelişmiş ekonomiler bu ortalamanın şu anda bile 2, hatta 3 katından fazla kişi başı karbon salımı gerçekleştiriyorlar. Bugün geldiğimiz noktada küresel ekonomi ve ticaretten istedikleri seviyede paya ulaşan ülkelerin, bir anda gelişmekte olan ülkelere sıfır karbona geçişi tavsiye etmeleri, zorlu bir süreci beraberinde getirmektedir.”
Özbekistan Bakanından Çevre İçin Birlik Çağrısı
Özbekistan Cumhuriyeti Yenilikçi Kalkınma Bakanı Ibrokhım Abdurakhmonov; Asya’da, Aral Gölü’nün maruz kaldığı çevre felaketi ve küresel iklim krizini doğuran örneklerden bahsetti. Tarımın ve suyun doğru kullanımı, gıda tedariki ve bunlar yapılırken doğanın nasıl koruması gerektiğini aktaran Abdurakhmonov “Hükümetler olarak birlikte yapabileceğimiz birçok fırsat var. Salgın da bize bu süreçte önemli dersler verdi. Karbondioksiti azaltmak için doğrudan araştırmalar gerçekleştirmeli ve akabinde bu alanda uygulamalar yapabilmeliyiz” dedi.
Abdurakhmonov, hükümetlerin iş birliğinde yeşil ekonomi adımlarının özenle atılması gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Yeşil ekonomi, güvenli ekoloji, temiz endüstri, sağlıklı gıdalar sıklıkla dile getiriliyor, çünkü toplumlarımız ve geleceğimiz bizden bunu talep diyor. Hükümetler olarak birlikte yapabileceğimiz birçok fırsat var. Salgın da bize bu süreçte önemli dersler verdi. İklim değişikliğinin kat be kat arttığını gözlerimizle görüyoruz. Bizlerin fırsata çevirebileceği tespitler için ortak hareketler olmalı. Karşımızda artık bilimsel bir çalışma süreci söz konusu. Karbondioksiti azaltmak için doğrudan araştırmalar gerçekleştirmeli ve akabinde bu alanda uygulamalar yapabilmeliyiz…”
Karadağ Parlamento Başkanı Aleksa Becic de yeşil ekonominin her fırsatta tartışılması gerektiğini söyledi. “Türkiye ve İstanbul ile ilişkilerimiz çok yüksek seviyede ve bizim için tarihi bir önem taşıyor” diyen Becic “Ülkemizin Merkez Bankası Başkanı’nın da burada bulunmasıyla bağlarımızın güçlenmesine katkıda bulunmasını sağlayacağımıza inanıyorum. Ekonomik ilişkileri ve yakınlaşma politikalarımızı daha da geliştireceğiz” dedi.
“Enerji Verimliliğine Dikkat Çekmek İstiyoruz”
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Risk ve Uyum Başkan Yardımcısı ve Riskten Sorumlu Başkan Annemarie Straathof da, sermaye zeminini son 5 senenin başarısından güç alıp yeşil finansı artırarak %40’a getirdiklerini ifade etti. Annemarie Straathof 2022 yılında tavsiye listelerini açıklayacaklarını söyleyerek; Türkiye’nin karbonsuzlaştırma konusunda önemli adımlar attığını belirtti. Straarthof, şunları söyledi: “Enerji verimliliği konusunda dikkat çekmek istiyoruz. Kümülatif seragazı emisyonlarında azalma hedefliyoruz. Çalışmalarımız Paris Sözleşmesi ve iklim değişikliğiyle ilgili alanlara paralel gitmektedir. İklim krizi yüzyılımızın en büyük felaketi ve aciliyeti kesindir.”