8 Mart Dünya Kadınlar Günü, ismiyle sadece dünyanın yarısını ilgilendiriyormuş gibi gelebilir. Aslında erkekleri ve kendini kadın ya da erkek olarak tanımlamayan bireyleri de ilgilendiriyor. Ve insanlık tarihi boyunca ne yazık ki, birçok toplumsal sorun yarattık; toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadınların kimlikleri ve varoluşları üzerinde tahakküm ve baskı…
Başka bir açık gerçekse; bu eşitsiz ilişkinin hiç kimseye bir yararı olmadığı, baskının öznesi olan erkeklerin de bu şekilde mutlu ve huzurlu bir hayat süremedikleri…
Ve bu sorun, başka birçok toplumsal ve çevresel sorunla, yaşadığımız uygarlığın büyük bir sorunu. Ve uygarlığın sorunları çözülmedikçe, kimseye huzur yok.
Tam da bu yüzden, 2015 yılında Birleşmiş Milletler ve tüm üye ülkelerin onayı ve imzasıyla kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA)’nın 5. Başlığı, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” ismini taşıyor.
SKA’nın 17 temel amacı, uygarlığımızın toplumsal ve çevresel sorunlarını birbiriyle ilişkilendirmede çok önemli bir adım. İklim krizinden toplumsal eşitsizliklere, açlıktan sağlıklı bireylere, denizlerin korunmasından karasal yaşamın korunmasına kadar uzanan tüm amaçlar aslında birbirleriyle ilişkili. Dolayısıyla sürdürülebilir bir uygarlık kurmanın yolu, aynı zamanda kadınların üzerindeki baskı ve tahakkümün yok edilmesinden de geçiyor… “Sürdürülebilirlik ve Kadın Mücadelesi” konusunu iki değerli konuğumuz ile ele aldık. BM Kadın Birimi Türkiye Programlar Yöneticisi Zeliha Ünaldı ve Konda Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Ağırdır.
About Post Author
