Abdurrahman Özciğer
Röportaj: Barış DOĞRU
Fotoğraflar: Volkan DOĞAR
Tesisinizde veya evinizde güneş enerjisi mi kullanmak istiyorsunuz? Rüzgar enerjisi santrali kurmaya mı niyetiniz var? Hibrid araba mı alacaksınız? Evinizi yalıtım mı yaptıracaksınız? Deniz dalgasından mı enerjinizi sağlamak istiyorsunuz? O zaman, Şekerbank’ın bir süre önce başlattığı Eko-Kredi çalışmasına göz atmanızda fayda var…
Misyonunu “Anadolu Bankacılığı” olarak tarif eden bir bankasınız. Bu anlamda “Eko Kredi” çalışmasıyla arasında doğrusal bir ilişki olduğunu söyleyebilir miyiz? Çünkü anladığım kadarıyla bu çalışma, biraz daha alt sosyoekonomik kesime yönelik bir kredi…
Evet, böyle bir ilişkiden söz edebiliriz. Anadolu Bankacılığı, gerçekten Anadolu’nun her noktasında bulunmak, bu vatandaşlarımızın bütün ihtiyaçlarını karşılamak ve dolayısıyla da Türkiye’nin kalkınmasına ve gelişmesine dönük de bir tuğla koymak anlamına geliyor bizim için. Şimdi bu çerçevede belli sosyal sorumluluk projeleri yapılabilir ama biz farklı bir şeyler yapmaya karar verdik. Hem Türkiye’deki mevduattan, hem de yurtdışından sağladığımız kaynakları öyle doğru bir finansman yönüne akıtalım ki bundan hem vatandaşlarımız, hem ülkemiz, hem de dünya faydalansın istedik. Hatta ilgili sektörler de bundan kazansın dedik. Bu anlamda enerji verimliliğini artırmaya dönük her türlü projeyi desteklemeye karar verdik. Bu amaçla, finansman maliyetlerini daha aşağıya çekmek adına sosyal sorumluluk bütçemizi de kullandık. Ayrıca projemize, vatandaşların enerji verimliliği konusunda bilinçlenmesini sağlayacak bir tanıtım kampanyası da ekledik. Eko Kredi adından da belli olacağı üzere, enerjiyi ve emeği koruyor. Sonuç olarak enerjinizi boşa sarf ediyorsanız, o enerjiyi sağlamak için gelirinizi, emeğinizi de boşa atıyorsunuz demektir. Bu çerçevede bir kredi çeşidi listesi oluşturduk… Bunlardan birincisi binalarda enerji verimliliğine dönük krediler.
Bu kredileri kimler alabiliyor?
Bireyler, işletmeler, sanayiciler ve Türkiye’de ilk kez olmak üzere apartman yönetimleri…
Bu çalışmada ilk iş, binadaki enerji kullanımını verimli hale getirmektir. Bunun için yalıtım kredisi imkânı sunuyoruz. İkinci olarak bildiğiniz gibi, güneş enerjisiyle binalarımızı, kullanım suyumuzu ve kalorifer suyumuzu ısıtmamız mümkün. Hatta yeni teknolojilerle güneş enerjisinden elektrik bile sağlayabiliyorsunuz binanıza. Bunlar da kredimizin kapsamında. Eko Kredinin bir başka kullanım alanı da, kömürden doğalgaza geçiş projeleridir.
Yalıtım dışında da enerji verimliliği gerekiyor sanırım…
Evet, binalarda inanılmaz fazla ve gereksiz elektrik enerjisi kullanıyoruz. Kullandığımız ekipmanı A sınıfına döndürdüğümüzde yani daha az elektrik tüketen cihazlarla değiştirdiğimizde enerji verimliliğimiz artıyor. Bir başka nokta da verimli aydınlatma sistemleri: Binalarda 100-150 voltluk lambalar var, halbuki 8 vvatlık lambalarla aynı ışığı sağlayabiliyorsunuz. Hatta güneş enerjisini depola-yıp geceleyin ışık veren sitemler bile mevcut.
Enerji verimliliği konusunda gerçekten önemli teknolojik gelişmeler söz-konusu değil mi?
Evet. Hem doğalgaza geçiş sonrasında kullandığınız petek sistemi hem de ismin odalar arasında paylaşımına ilişkin çokbaşanlı modeller geliştirilmiş durumda. Örneğin siz bir odayı hiç kullanmıyorsunuz; ısı pay ölçerle odadaki kalorifer peteğini ayarlıyorsunuz ve mekân ısısı aynı derecede sabitleniyor. Veya siz tatile giderken, size ait olan ısı pay ölçeri kıstığınızda sizin eviniz boşu boşuna 25 derece ısınmıyor.
Yalıtımın nasıl bir kazanç sağladı-ğıyla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Binalarda ısınma için harcadığımız enerjinin yüzde 25’i çatılardan, yüzde 10’u pencerelerden, yüzde 15’i kapılardan, yüzde 35’i duvarlardan ve yüzde 15’i de temelden ve taşıyıcılardan gidiyor. İşte bu ısı yalıtımı, elektrik ve doğalgaz faturalarından yüzde 50’ye varan bir tasarruf sağlıyor.
Ayrıca binamız yahtılmadığı zaman, rutubetin etkisiyle binanın ömrü kısalıyor ve depreme karşı dayanıklılığı da azalıyor. Tabii kredi açısından sözkonusu olan sadece ısı yalıtımı değil: Buna ses, su ve yangın yalıtımını da eklemeliyiz. Tüm bunlar insan sağlığı açısından da son derece önemli uygulamalar.
Türkiye’de ne kadar yahtımsız bina olduğunu tahmin ediyorsunuz?
Türkiye’de toplam 17 milyon bina olduğu hesaplanıyor ve bunun 16 milyonu yahtımsız yapılar. Bu binaların tümü yahtıldığmda elde edilecek enerji tasarrufunun yıllık 10 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’nin dış borcunun üçte biri; yani elde ettiğiniz tasarrufla üç yıl içinde dış borcumuzu bile ödeyebiliriz.
Peki, süreç nasıl işliyor? Diyelim ki yalıtım yaptırmaya karar verdik…
Yalıtım alanında eko kredi ürünlerini sunmaya kara verince çok kapsamlı bir araştırma yaptık. Doğru ve yaygın bir etki yapmak için de İZODER’Ie yani Isı Su Ses ve Yangın Sanayicileri Derneğiyle bir anlaşma imzaladık. Türkiye’de ilk defa uygulanan bir model diyebilirim. Her şey TS 825 teknik Şartnamesine bağlı olarak uygulanıyor ve bütün bu sürecin denetimi
İZODER tarafından yapılıyor. İZO-DER, projenin her aşamasında bulunuyor: İlkönce sözkonusu projenin teknik şartnamesini onaylıyor. Sonrasında ücretsiz olarak projenin kontrolünü yapıyor yani yalıtım sırasında uygulamayı denetliyor. Ayrıca uygulayıcı ile müşteri arasında bir ihtilaf olduğunda bilirkişi arabulucu görevi üstleniyor. Tabii bize enformasyon sağlıyor ve bunu vatandaşlarımıza aktarmamıza yardımcı oluyor. Kendilerine bu yardımları için teşekkür ediyoruz.
Gerçekten çok iyi bir işbirliği olmuş…
Evet. Ayrıca İZODER bu çalışma için, dernek üyeleri arasından uzman bir uygulayıcılar listesi oluşturdu çünkü bu yalıtım malzemelerinin doğru uygulanması son derece önemli. Bu işi belirli bir standartla yapmanız lazım. Yalıtım alanında çok fazla informel, merdivenaltı iş yapan kişi var ama biz İZODER’in onaylamadığı hiçbir şartnameye kredi vermiyoruz. Bu şekilde, yanlış malzeme ve uygulamalardan tüketiciyi korumuş oluyoruz çünkü bankalar olarak ayıplı maldan biz sorumluyuz.
Bankacı olarak bu konularda inanılmaz bir bilgi sahibi olmuşsunuz…
Sadece ben değil, Şekerbank’m 333 çalışanı bu konuda İZODER tarafından eğitildi. Şu anda ben de dahil olmak üzere hepimiz yalıtım danışmanıyız. Bizim şubelerimize girdiğiniz zaman artık, yalıtım malzemelerini görürsünüz. İnsanlar başka bir hizmet için şubelerimize geldiklerinde
onlara yalıtım konusunda bilgi veriyoruz. Bu anlamda önemli bir bilinçlendirme kampanyası da gerçekleştirmiş olduk.
Şimdi yoğun olarak elektrik üretimi alanında neler yapabiliriz üzerine çalışıyoruz çünkü şu anda ülkemizin elektrik üretiminin neredeyse tamamı fosil yakıtlardan sağlanıyor.
Ve bu yüzde 75-80’lik fosil yakıtın neredeyse tümü ithal ediliyor.
Evet, tümü ithal ediliyor. Yakın zamanda çıkması beklenen yasayla birlikte çatınızda güneş enerjisiyle ürettiğiniz elektriği sadece kendiniz kullanmayacak, genel şebekeye vererek satabileceksiniz bile. Ülkemiz çok ciddi güneş alan bir bölgede ve bundan mutlaka yararlanmamız lazım.
Kısacası Sekerbank olarak rüzgârdan güneşe, jeotermal enerjiden, biyogaz ve biyokütle enerjilerine kadar her tür yenilenebilir enerji modeline destek oluyor, kredi veriyoruz… Ve bunun sonu yok: Üç tarafı denizlerle çevrili bu ülkede dalgalardan enerji üretmeye karar verirseniz de yanı
nızdayız, enerji tasarrufunda önemli bir unsur olan hibrid motorlu bir otomobil almaya niyetlenirseniz de… Ayrıca bu teknolojilere eklenecek ne varsa, biz onları da kredi kapsamına dahil edeceğiz. Tabii tarım alanını da unutmamak lazım; verimliliği yükseltecek, su kullanımını etkinleştirecek her üretim modeline mesela “damla sulama”ya da kredilerimizi sunuyoruz.
Peki şu ana kadar nasıl gidiyor Eko-Kredi çalışması? Beklediğiniz ilgiyi gördünüz mü?
Biz bu projeye Temmuz ayında başladık. Bugüne kadar yaklaşık iki ayımız geçti. Bu süre içerisinde 1,5 milyon liralık kredi sattık. Yaklaşık 450 civarında müşterimizi, kat malikini kre-dilendirdik. Şu ana kadar otuz küsur tane projeye kredi vermiş bulunuyoruz.
Yalıtım dışında durum nasıl?
Bankamız, rüzgâr tribününden güneş enerjisi üretimine kadar bu projeye başladığından bu yana 90 milyon liralık kredi sağladı. Bireyler, apart
manlar, işletmeler ve sanayiciler dahil olmak üzere. Bir üretim kooperatifinin elektriğini sağlayacak rüzgâr tribününden tutun, bir firmanın atık yönetiminin finansmanına kadar bütün iş kollarında bireysel ve ticari kredi kullandırdık. Bu işin Iansmanı-nı yaparken, “50 milyonluk bir krediyi başlayalım ve görelim” diyorduk; şimdi 90 milyona ulaştık.
Hedeflerinizin üstüne geçtiniz?
Elbette. Kasım Aralık ayında daha da yüksek bir tempoya ulaşacağımızı tahmin ediyoruz. Bizim üç beş yıllık planlarımız içinde enerji verimliliği çok önemli bir konu olacak.
Bu sizin için kısa vadeli bir proje gibi gözükmüyor. Yani bu kredi çalışması kolay kolay bitmeyecek, öyle mi?
Bitmez çünkü Türkiye’nin enerji ihtiyacı bitmez. Bu noktada finansman ihtiyacı da had safhada. Biz bu noktada önemli bir oyuncu, kural koyucu ve model olmak istiyoruz. Ve açıkçası bir bankacı olarak öncülük yapmaktan gurur duyuyoruz. Çünkü bu çalışmadan tüm Türkiye kazanacak.