Mimari

Michael Pawlyn: “Doğa, Sürdürülebilir Tasarım İçin Cennettir”

3. Yeşil Binalar Zirvesi ile aynı tarihlerde düzenlenen alldesign Uluslararası Tasarım Konferansları ve Yaratıcı Endüstriler Fuarı da sürdürülebilir yapı ve mimari için önemli konukları ülkemize getiriyor. Organizasyonun dikkat çeken katılımcılarından biri de, mimaride Biomimikri üzerine çalışan Michael Pawlyn. Eden Project’te yusufçuk kanatlarından ilham alarak inşa ettiği kubbe yapısıyla dikkatleri üzerine çeken Pawlyn, EKOIQ’nun sorularını yanıtladı.

Doğadan ilham alarak tasarımlar yaratmak olarak basitçe özetleyebileceğimiz Biomimikri konusuna odaklanmış bir mimarsınız. Tüm çözümlerin doğada yer aldığına mı inanıyorsunuz? 
Biomimikri, standart sürdürülebilirlik yaklaşımlarının ötesine geçmemizi sağlayacak yöntemleri açığa çıkaracak, daha hiç kullanılmamış çok değişik çözümlere dayanıyor aslında. Önümüzdeki birkaç on yılda iyi bir şekilde tanımlamamız gereken üç temel meydan okumayla karşı karşıya olduğumuza inanıyorum. Birincisi, kaynak verimliliğinde radikal bir artışa ulaşmamız gerekiyor. İkinci olarak, çizgisel, israfçı ve kirletici kaynak kullanımı yöntemlerinden tüm kaynakların bir döngü içinde değerlendirilebileceği çevrimsel modellere yönelmeliyiz. Ve üçüncü olarak da, fosil yakıt ekonomisinden güneş ekonomisine doğru yol almalıyız. Eğer biz birbiriyle bağlantılı bu üç yolculuğa koyulmayı seçersek, o halde Biomimikri’den daha iyi bir çözüm kaynağı bulmamız imkânsız. Bu anlamda canlılar dünyası, çoğu daha hiç el sürülmemiş, tam bir tasarım fikirleri kaynak cennetidir. Dolayısıyla şu an itibarıyla, daha önce ortaya konmuş eşsiz bir bilimsel bilgi hazinesine ve daha önce hayal bile edilmemiş dijital tasarım araçlarına doğru yönelebiliriz. Tasarımcılar, önümüzdeki milyarlarca yıla bu kadar uygun gelen yeniden düşünme ve tasarım çözümleri fırsatlarına daha önce hiç bu kadar yakın olamamışlardı.
Biyoloji, yüksek hızlı hareketli bağlantı ve termal motorlar konusunda bize yardım edemeyebilir ancak süper verimli yapılar, pasif termal düzenleyici araçları, çölde su hasadı yöntemleri ve hatta yangın detektör araçları gibi çok değişik sorunlarda inanılmaz çözümler önerebilir.
Bu bağlamda Biomimikri, özellikle biyolojide bulunan işlevsel adaptasyon temellerini taklit etmede ve bunun arkasından da, bu elde edilen bilgiyle, insan ihtiyaçlarına uygun yeni çözümler geliştirmede büyük imkânlar sunuyor.
Eden Project’te yusufçuk böceğinin kanatlarından ilham aldınız. Bu küçük böceğin kanatlarının avantajı neydi? 
Yusufçuk kanatları, çok sayıda çelik parçasını bir araya getirmek zorunda kaldığımız kubbe tasarımlarının bağlantı noktalarındaki bazı sorunları çözmemize yardım etti. Yusufçuk kanatlarının merkezlerine doğru, çok düzgün bazı altıgenler oluşturduğunu ancak ana yapısal unsurlara doğru düzenlemelerinin çok daha dikey olduğunu fark ettik. Bu bizim, hem işlevsel hem de estetik olarak bir dizi bağlantı zorluğunu çözmemize yardım etti. Eden Projesi’nde daha birçok kaynaktan ilham alarak çalıştık. Biyolojideki birçok verimli yapı düzeneği, sıkıştırılmış zar prensiplerine dayanıyor ve bu bilgi de bizi, ekleme araçlarında cam yerine ETFE, yani yüksek güçte polimed kullanımına yönlendirdi. ETFE, çok daha hafif ve çok daha büyük parçalar halinde üretilebiliyor; dolayısıyla bu şekilde, çelik ağırlığını büyük miktarda azaltabilecek ve tasarruf da yapabilecek bir atılım gerçekleştirebildik.
Bir sonraki esin kaynağınız ne olacak? Yeni projeleriniz için bir esin mevcut mu elinizde?
Şu anda karmaşık problemlere optimal çözümler getirebilecek genetik algoritmalar üzerinde çok ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Bu bir anlamda, uzun ve amansız biyolojik evrimin oluşturduğu benzer sonuçlara çok kısa bir zaman diliminde ulaşmamızı sağlayacak dijital tasarım araçları geliştirmek gibi bir şey. Ayrıca, üç boyutlu yazıcı olanakları ile de ciddi bir şekilde ilgileniyoruz. Bu şekilde, önemli kaynak verimlilikleri yaratabilen ve çoğunlukla oldukça karmaşık formlar kullanan doğanın kendi kendine ortaya çıkardığı şeylere daha çok yaklaşmamızın mümkün olabileceğini düşünüyoruz. Halihazırda, Şubat ayında Londra’da Mimari Vakfı’nda açılacak bir tasarım sergisi üzerinde çalışıyoruz. Sonrasında bu serginin başka lokasyonlara da ulaşmasını arzu ediyoruz. Bu sergi için, bitki ve kemiklerdeki çok yüksek verimli büyüme kalıplarına dayanan tasarım araçlarını kullanıyor ve sonrasında da üç boyutlu yazıcılar kullanarak bunları somut nesneler olarak ortaya koyuyoruz.

About Post Author