CHP Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Abdülkadir Demirci: “Şehir Bir Hoşgörü Mekânı Olmalı”

Yaşanabilir kent insanları birbirine hoşgörüyle bakan, eğlencesiyle, kültürel etkinlikleriyle, spor alanlarıyla, parklarıyla, bahçeleriyle sosyal bir insanın hayattan beklentilerine cevap verebilecek nitelikde olmalıdır. 
Gelen turist niçin Erzurum’da kalmıyor da dağa yöneliyor? İhtiyacını orada karşılıyor. Eğlence yeri, kahve içecek, dinlenecek yerleri vardır. Ramazanda turist geliyor. Erzurum’da yemek yiyecek, kahvaltı yapacak…. Mümkün değil yer bulamaz. Hatta acıdır ki zaman zaman nahoş hadiselerde olmuştur. Alt yapısıyla, kültürel yapısıyle, üniversitesiyle, caddesiyle, sosyal tesisleriyle, parkı ve bahçesiyle ve de hoşgörüyle ancak bir dünya kenti olur.
*
Bizde doğu-batı yönünde Erzurum bir bütünlük arz etmiyor. Yatırımlarımız, çoğu kuruluşlarımız hep batıya doğru kaydırılmıştır. Şehrin doğu tarafı gecekondu. Mahalle Başı diyoruz. Caddesinden, sokağından tutun kurumsal olarak hiç bir kamu kuruluş şehrin doğusuna kaydırılmamış. Bir taraftan kentsel dönüşümün geride bıraktığı yıkılmış binalar ve o yıkımın içerisinde kalmış gece kondular. Son derece keşmekeş. Sosyal hayat diye bir şey söz konusu değil. Doğuyla batı arasında bütünleşme sağlamak amacıyla ikinci üniversite şehrin doğusunda olsun dedik. Sosyal ve kültürel yönden çevrenin suratı değişsin. Her ilden, ilçeden öğrenci gelsin. Doğuyla batı arasındaki bu farklılık son derece içler acısı. Gerçek manada acı. Sanki bir set çekmişiz oradaki vatandaşa. Kısmet olursa biz kentsel dönüşümü oradan, Mahalle Başından, başlatacağız.
*
Kentsel dönüşüm imar değişikliğiyle yapılırsa bir anlam ifade eder ama şu anda kentsel dönüşüm kapsamında ciddi bir karmaşa yaşanıyor. Türkiye genelinde kentsel dönüşüm ranta dönüştürüldüğü için sağlıklı kentsel dönüşüm yapılamıyor. Aynı zamanda bu konuda vatandaşın da mağdur edildiği gerçek. Adamın yeri yok fiyatına alınıyor, kamulaştırılıyor. Yani olursa da budur olmazsa da budur diyor. Dönüşüm yapılan yerlerde adam diyelim ki kasap. Dükkanı elinden alınıyor. Çoluğunu çocuğunu kim besleyecek? Önce bu işi yapabileceği bir yer hazırlayacaksın. Sonra adamın yerini kentsel dönüşüme sokacaksın. Bu olumsuzluklar bugün şehirde yaşanıyor. Biz kentsel dönüşümü gerçekleştirirken bu işin başında yerin sahibi de olacak. Vatandaş mağdur edilmeyecek.
*
Erzurum’un tarihi halk eğitimi binası vardı. Kültürel etkinliklerin, bayanlara ve gençlere yönelik kursların yapıldığı bir alandı. Öğretmenlerin denetiminde bayanlar kendi el emeğini yapıyor, orda satıyor, kendi ev ekonomisine katkı sağlıyordu. Diğer taraftan tiyatro, folklor, müzik çalışmaları oluyordu. Artık bunlar desteklenmiyor. Bina yıkıldı. Altına sözde otopark yapılacaktı. Önemsediğim bir proje: halk eğitimi, kültürel etkinliklerin, sosyal faaliyetlerin ve uluslararası bilim toplantılarının yapılacağı bir Kültür, Sanat ve Kongre Merkezi. Toplumların bilinç düzeyi, kültürel yapısı, sağlık düzeylerinin hepsi eğitimle ilgili kavramlardır. Bu merkezde bunları geliştirmek.
*
Erzurum havası ve suyuyla meşhurdu. Şimdi havası teneffüs edilemez durumda. Son zamanlarda sosyal yardım adı altında verilen kömürler var… Kalitesiz, isi dumanı fazla olan. Bizde 6 ay kış. Müthiş bir hava kirliliği söz konusu. Vatandaşı zehirliyorsunuz. Burada doğal gaz yoğun olarak kullandırılmalı ama bu fiyatlar batıya kıyasla asla eş değerde tutulmamalıdır. Yoksa buradaki vatandaş bunun altından çıkamaz. Evi ısıtabilmek ayda 500-750 lira arasında olabilir. Bir memurun doğal gaza ayda 500 lira ayırması gibi bir lüksü var mıdır? Onun için bunun ciddi mana görüşülüp Erzurum’a özel fiyatlarla doğal gaz temini cihetine gidilmelidir. Aksi takdirde siz buradaki hava kirliliğinin önüne geçemezsiniz.
*
Biz özgürlüklere inanmış, emeğin değerini bilen, kadın erkek eşitliğine inanmış ve o değerleri geliştirmeye çalışan bu siyasal zihniyetten geldik. CHP belediye başkanı Orhan Şerifsoy burada hala Erzurumlular tarafından hep söylenir. Biz de bu siyasal düşüncenin sahipleriyiz. Sosyal belediyeciliği kendimize ilke edinmiş bir siyasal düşüncenin insanlarıyız. Yani bunu artık bize bırakın da biz de o Şerifsoy’ların burada altını çizdiği, bugün hala hafızalarda yaşayan o güzel şeyleri yeniden yeşertelim, yeniden ortaya koyalım da şehir şehre benzesin diye düşünüyoruz.

Önerilen makaleler