Hayatını yunusların özgürlüğüne adayan ve 2010 yılında Koy (The Cove) isimli belgeselle Oscar kazanan aktivist Richard O’Barry, “Hayvanları Koruma Kanunu”nun değiştirilmesine dair kanun tasarısı metninden yunus parkları ve hayvanlı sirklerin yasaklanmasına ilişkin maddenin son anda çıkarılması üzerine TBMM Çevre Komisyonu’na mektup gönderdi. O’Barry, Komisyon Başkanı Erol Kaya ile 26 üyeye gönderdiği mektubunda şöyle seslendi: “Sizlerin de çok iyi bildiği üzere, tüm dünyada olduğu gibi sizin ülkenizde de yunusların ve hayvanların, yunus gösterisi ve terapisi (DAT) adı altında esir tutularak gerçekte turist çekmek için kullanılmalarına karşı çok ciddi tepkiler var. Deniz memelilerinin ticari amaçlar doğrultusunda, bilimsel olmayan gerekçelerle reklam malzemesi olarak kullanılması yalnızca insanlık dışı değil, aynı zamanda insanlar için de oldukça risklidir. Özellikle DAT konusunda açık bir yanlış yönlendirme vardır. ABD’de bu esaret endüstrisi için çalıştım ve geçmişte çok popüler olan Flipper dizisi için yunus eğitmenliği bile yaptım. Yunuslarla birlikte yüzme ve DAT gibi programlar sırasında neler yaşandığını ilk elden tecrübe ettiğim için biliyorum: Size gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki esaret iyi bir fikir değil. Ne yunuslar, ne denizaslanları, beyaz balinalar, ne de foklar için…” O’Barry’nin bu mektubundan kısa bir süre sonra, 11 Haziran’da müzakere için bir araya gelen TBMM Çevre Komisyonu’nda onaylanan tasarının ilk beş maddesi, hayvan hakları örgütleri tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Yunus parkları ve hayvanlı sirklerin yasaklanmaması ile sokak hayvanlarının tanımının belli olmayan “beslenme noktaları”nda toplanması ve deneylerde kullanılmasının önünü açan maddeler, en çok tepki toplayan konuların başında geliyor.