#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Otomobil ve İnsan Arasındaki Aşk Evliliğinin Sonu Geldi mi?

Bisikletli yaşam, bisikletli ulaşım, bisikletli seyahatler ile bisikletin ekonomiye katkılarına yer veren Bisikletizm (bisikletizm.com) platformunun kurucusu, blog yazarı, filolog, pedagog, gezgin ve beyaz yakalı bisiklet aktivisti Pınar Pinzuti, EKOIQ için kaleme aldığı yazısında otomobil kullanımının azalmasının nedenlerini ve paylaşım ekonomisinin karayollarında yarattığı dönüşümü ele alıyor.
Pınar PİNZUTİ

Hızla atan kalp ve ona tü­müyle anında sahip olma isteği ile yapılan aşk evlili­ği, insan ve otomobil arasında sık sık yaşanmaktadır desem çok abart­mış olmam. Yepyeni otomobilinizin anahtarlarını alıp, park yerinden he­yecanla ayrılarak trafikte bir metre bile ilerleyemediğinizde ise beraber­liğin ilk mutsuz anları yaşanmaya başlıyor. Birkaç saat önce süper havalı olduğunuzu düşündüğünüz otomobilinizde kendinizi kapana kısılmış ve çaresiz hissediyorsunuz. Ve bunu her gün tekrar tekrar ya­şamaya devam ediyorsunuz. Satın aldığınızı sandığınız “özgürlük”, bir anda yerini pahalı bir esarete bıra­kıyor.

Özgürlük mü, Bağımlılık mı?
İngiltere Ulaştırma Bakanlığı’nda çalışan istatistikçi Barbara Nob­le birkaç yıl önce hazırladığı ra­porda büyük bir gizemi çözmeye çalışıyordu: “Genç insanlar neden otomobil kullanmıyorlar?”
Britanya zenginleştikçe, daha çok insan otomobil kullanmaya başlamış ancak 1990’larda işler değişmişti. Ekonomi sıçrama yapı­yordu fakat otomobille kat edilen mesafeler sabit bir seyir izliyordu. Özellikle genç erkekler daha az araç kullanıyordu. Noble’ın rapo­runda açıkça görünen, “Otomobil kullanmanın pik noktasına” var­ması olarak tanımladığımız şeyin, otomobillere olan ilgimizin artık te­melli kaybolduğu yönündeydi. Bu yalnızca İngiltere’ye has bir durum da değildi, Cadillac’ın ülkesi Ame­rika dahil birçok zengin ülkede de aynı durum yaşanıyordu.
2012 yılında RAC (Royal Automo­bile Club), bir grup akademisyen ile bir araya geldi. Müteakip reses­yon döneminin etkisini dışlayarak Britanya’nın 1995 ve 2007 yılları arasındaki istatistiklerini analiz etti­ler. Buldukları şey şuydu: Yaklaşık %70’imiz daha fazla otomobil kul­lanıyordu ancak otomobille yapılan yolculukların mesafe ortalamaları düşüş gösteriyordu.
Araştırmanın kilit bulgularını incelediğimizde ise;
-Yirmili yaşlardaki erkekler yılda 1,912 mil daha az araç kullanmıştı.
-Sürücübelgesine sahip yirmili yaş­lardaki erkeklerin sayısı %11 ora­nında düşmüştü.
-Şirket araçlarının kat ettiği mesafe yaklaşık %40 oranında azalmıştı.
Hükümet, şirket araçlarından vergi muafiyetini kaldırdı. Otopark ücret­leri otomobil kullanmayı daha pa­halı hale getirirken toplu taşımanın iyileştirilmesiyle otobüs kullanımı giderek arttı.
Londra göç alıyordu ve araştırmalar göçmenlerin otomobil kullanma­yı tercih etmediğini gösteriyordu. Ancak, otomobil kullanmayı bıra­kan İngiliz erkeklerin durumunu açıklamak elbette daha zordu.

Otomobil Aşkı
Erkeklerin otomobillerine olan aşkları hepimiz için malum. Karde­şim Lamborghini Countach ve Lo­tus Esprit S1 tutkusuyla büyüdüve süper arabalar karşısında hep ağzı­nın suları akıyordu.
TV ve film yıldızı olmak için kullanı­lan arabalar: Knight Rider filminde­ki KITT, Batman’in arabası Batmo­bil ve yeni Bond arabası her zaman sansasyonel olmuştu. Sürücüehli­yeti almak da artık eskisi gibi çok da önemli bir mesele değildi.
Bazıları bunun kültürel olduğunu söylüyor; onlara göre akıllı telefon­lar gerçekten gerekli statüsembolüolarak araçların yerini almış durum­da.
Başka bir düşünce de internetin araç kullanımını azalttığı yönünde. Kimse, eğer istemiyorsa mağazalara gitmek zorunda değil. Arkadaşla­rınızla buluşmak için arabaya ihti­yacınız yok. Tüm bunları çevrimiçi olarak da gerçekleştirebilirsiniz (genç erkeklere ilişkin en büyük değişikliklerden biri aileleri ve arka­daşlarını görmek için araç kullanma oranındaki azalmaydı). Bununla birlikte, çoğumuz şehirlerde yaşı­yoruz. Pekin’deki bir aracın orta­lama hızı 7mph. Bu, at arabası ile tamamıyla aynı ortalamayı veriyor. Peki otomobille yolculuk yapmanın avantajı ne?
Deloitte Otomotiv Sektörü Tüketi­ci Araştırması 2014’e katılan her iki tüketiciden biri trafikte geçir­diği zamanı azaltmak için işyerine yakın bir yere taşınmak isteyebilece­ğini belirtiyor. Yaşı 38 ve üzerinde olan her üç tüketiciden ikisi ise her türlüihtiyacını yürüme mesafesin­de karşılayabileceği bir çevrede ya­şamayı tercih ediyor. Y Kuşağı’nın %41’i, diğer kuşakların ise %47’si, araç paylaşımı gibi servislerden yararlanmaya hazır olduğunu dile getiriyor. Türkiye’de Y Kuşağı’nda her üç kişiden ikisi akıllı telefon ile ulaşım planlaması yapıyor.
İşte bunlar genç insanların neden araç kullanmadıklarının kilit nedeni­ni oluşturuyor. Londralı akademis­yen Scott Le Vine “Bunun arzuyla değil daha ziyade olayın zorluğu ile alakalı olduğunu” söylüyor.
Benzin fiyatlarındaki düşüş, Ameri­kalıların daha fazla araç kullanacağı beklentisini doğururken bir araştır­manın detayları başka bir enteresan istatistiği karşımıza çıkarıyor. Orta­lama bir Amerikalı 1997’ye nazaran şu an otomobille daha az kilometre kat ediyor. İngiltere’deki gibi ehli­yet sahibi olan genç insanların ora­nı Amerika’da da düşüyor.

Paylaşım Ekonomisinin Rolü
Gelecekteki seyahat etme şeklimizin günümüze yönelik devasa nitelikte yansımaları var.
“Campaign for Better Transport” kampanyasından Stephen Joseph, “İngiltere’de önümüzdeki 50 yıl için ulaştırma politikası, otomobil kulla­nımının artacağı varsayımına daya­nıyor” diyor. Otomobil kullanımı ve kat edilen mesafeler artmadığına göre radikal şekilde ulaştırma po­litikasının değişmesi ve planlanan karayolu yatırımlarının yeniden de­ğerlendirilmesi gerekiyor. Hükümet ve yerel yönetimler eğilimleri fark etmeli ve vergi mükelleflerinin pa­rasını nasıl harcayacağı konusunda karar vermeli.
Manş Tüneli yapıldığında, kimse low cost havayolu firmalarının bu kadar hızla yaygınlaşacağını düşün­memişti. Bunun sonucu olarak kıta trenleri, herkesin beklediği sayıda yolcu taşımadı ve yatırımın geri dö­nüşüsağlanamadı.
Sürdürülebilir şehirler ve sürdü­rülebilir ulaşım konferanslarında otomobil sektöründen belediyelere kadar herkes Uber’in ani yükselişi ve uygulamanın insanların ulaşım tercihleri üzerin deki etkisi karşısın­da şaşkınlığını ifade ediyor.
Ulaşım konusunda kuralları değiş­tirecek inovasyonun nereden ge­leceğini tahmin etme konusunda hepimiz çaresiziz. Yine de gelecek 50 yılı tahmin etmeye çalışmak zor değil. Paylaşım Ekonomisi sadece evinizdeki kullanmadığınız oda­nın paylaşılması konusunda değil ulaşım konusunda da ZipCar, Bla BlaCar, Uber gibi alternatiflerle ön plana çıkıyor. Aynı yükseliş metro­pollerdeki bisiklet kullanımı için de geçerli. BBMW -Bike Bus Metro Walk-ulaşım konusunda teknoloji­nin de desteği ile insanların ulaşım alışkanlıklarını değiştirecek gibi gö­rünüyor.
İhtiyacınız olan şeye illa sahip olmak zorunda değilsiniz; özellikle de otomobil gibi günde sadece bel­li saatlerde kullandığınız ve günün tamamına yakın kısmını bir avuç dolusu para verdiğiniz bir otopark­ta bırakmak zorunda kaldığınız bir şey için.

EkoIQ Editör