#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Şiddetsiz İletişim: Sıfatlardan, Görevlerden ve Konumlardan İnsani Taraflara

“Şiddetsiz İletişim durmakta zorlandığım duygu hallerinde (kızgınlık, kaygı, korku, üzüntü vb.), kendimi anlama yolculuğumda ve ilişkilerimde hayatıma çok kolaylık sağlayan bir araç. Sanki elimde bir anahtarım var ve her kapıyı açıyor. Aynı zamanda her ihtiyacım olduğunda desteklendiğim, birlikte büyüyüp öğrendiğim, yaşayan, capcanlı bir topluluğa ait hissediyorum kendimi.” Kolaylaştırıcı ve Zentangle Sanatçısı Ece Cengiztekin deneyimlerini paylaşıyor.

Şiddetsiz İletişim iş ve toplumsal hayatlarımızı nasıl değiştirir?

Şiddetsiz İletişim ile tanıştığımdan bu yana iş hayatımda, ailemde, arka­daş çevremde, sokakta ve kendimle olan ilişkimde (kısaca insan olan her yerde) kişilerin sıfatlarından, görevlerinden, konumlarından öte onların insani taraflarını görebilme­ye başladım. Tüm insanların ihtiyaç­larının aynı ve evrensel olduğunu, bununla birlikte bu ihtiyaçları kar­şılamak için seçtikleri yolların farklı olduğunu öğrendim. Seçilen farklı yollar bana uymadığında ve anlaş­mazlık anlarında içimden şu soruyu soruyorum: “Acaba hangi ihtiyacını karşılama çabasında?” Örneğin; “Takdir edilmek, görülmek, anla­şılmak mı istiyor?” Karşımdakinin ihtiyacını gördüğümde içimde bir şefkat oluşuyor ve anlayış gelişiyor, çünkü aynı ihtiyaç bende de var. İşin özünde, toplumsal dönüşümün bir bireyin içinde yaşadığı bu anla­yışın gelişmesiyle olacağına inanıyo­rum.

Eğitimlerinizde kullandığınız kart­ları nasıl özelleştirmeyi düşündü­nüz, tasarladınız?

Zentangle metoduyla (tekrarlayan desenlerden oluşan çizim ve medi­tasyon tekniği) çizimler yapıyordum, eşime dostuma hediye ediyordum ve Instagram @simplaartwork he­sabımdan paylaşıyordum. Şiddetsiz İletişim ile yeni tanıştığım dönemde kendime bir hediye yapmak istedim. İhtiyaçları tanımak ve içselleştirmek için kendim kullanabileceğim kart­lar çizmeye başladım. Bunları gören ve Şiddetsiz İletişim ile ilgilenen arkadaşlarım da kartlardan isteme­ye başladılar. Bu vesileyle kulaktan kulağa yayıldı, sonrasında duygu kartlarını da çizdim ve hatta bugün­lerde İngilizce setleri de tamamla­dım. Şu anda Şiddetsiz İletişim ile ilgilenenler dışında, yazar-çizerler, öğretmenler, ebeveynler, çocuklar, yaratıcı drama eğitmenleri dahil pek çok insan farklı şekillerde kullanı­yor kartları. Ben de onları insanlara ulaştırmaktan ve eğitimlerimde kul­lanmaktan oldukça keyif alıyorum.

Tüm bu dünya size ne ifade edi­yor? Türkiye’de kimler ilgileniyor bu konuyla?

Şiddetsiz İletişim durmakta zorlan­dığım duygu hallerinde (kızgınlık, kaygı, korku, üzüntü vb.), kendimi anlama yolculuğumda ve ilişkilerim­de hayatıma çok kolaylık sağlayan bir araç. Sanki elimde bir anahta­rım var ve her kapıyı açıyor. Aynı zamanda her ihtiyacım olduğunda desteklendiğim, birlikte büyüyüp öğrendiğim, yaşayan, capcanlı bir topluluğa ait hissediyorum kendimi. Şiddetsiz İletişim ile ilgilenen insan­larda şunu görüyorum: Hepsinin bir arayışı var. “Çocuğumla nasıl ileti­şim kurabilirim?” sorusuyla gelen­ler, işyerinde iletişim becerilerine katkı sağlamak isteyenler, duygula­rını anlamaya çalışanlar, kurumsal işyerlerinde çalışanlar arası iletişimi güçlendirmek isteyenler gelebiliyor ve niyeti, amacı ne olursa olsun, çalışmalarımızda değişime şahit oluyorum. Bu bana umut ve güven veriyor.

Sağlığa Kavuşturmak

Şiddetsiz İletişim, anlaşmazlık içindeki bütün tarafları empati ile gönülden dinleyerek anlama, bu yoldan bağlantı kurarak işbirliği zemini yaratma ve herkesin ihtiyacının gözetildiği ortak çözümler üretme sanatı olarak tanımlanıyor. Şiddetsiz İletişim’i geliştiren Marshall Rosenberg’in ekibi, bu yaklaşımı dünyanın farklı yerlerine yaygınlaştırmış durumda. Özel ilişkilerden çalışma ortamına, sağlık ve sosyal hizmetler alanından polislere, hapishane çalışanlarına ve tutuklulara, okul ve eğitimden toplumsal dönüşüm örgütlenmelerine kadar çeşitli alanlardaki uygulamaları ile Şiddetsiz İletişim, çatışmaları dönüştürmenin, ilişkilerimizi sağlığa kavuşturmanın ve barışın yolunu açıyor.

Şiddetsiz İletişim yeni bir dil olduğundan, tıpkı her dilde olduğu gibi pratik yapılmadığı takdirde, hafızalardaki yerini kaybetmesi kaçınılmaz. Bu nedenle tüm dünyada periyodik olarak Şiddetsiz İletişim grupları konuşma pratikleri gerçekleştiriyor. Kuruluşlarda, bir kolaylaştırıcı ile haftalık veya aylık olarak bu pratiğin online ve canlı olarak gerçekleştirilmesi, sisteme faydalarının yerleşmesi açısından öneriliyor.

EkoIQ Editör