#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Paul Polman: Sorumlu İş Modelleri Koronavirüs Mücadelesini Bir Adım Öne Taşıyabilir

*Paul Polman’ın GreenBiz’de yayımlanan yazısından çevrilmiştir.

Koronavirüs krizinin birçok katmanı gözler önüne seriliyor. Siyasi liderlerimiz, finansal kurumlarımız ve küresel yönetişim yapılarımız test ediliyor. İşler, dünyanın birçok yerinde zayıf toplumsal sözleşmeler ve düşük kamu güveniyle daha da zorlaşıyor.

Birçok ülke, kendilerini, kendi sağlık hizmetleri/sistemi de, kötü etkilenmiş/durumdaki ülkelerdeki sağlık hizmeti sistemleri gibi çökecek olursa diye en kötüye hazırlıyorlar. Karantina altındaki topluluklar arasında gerçekleşen mükemmel toplumsal işbirliklerine rağmen, sosyal bütünlüğün çok yakında zorlanarak bozulacağını biliyoruz.

Başvurulacak kriz yönetimi araçlarının sınırına yaklaşmışken, özel sektörün koronavirüs ile mücadelede ön safhalara gelmesinin gerekliliği ortaya çıkıyor. Beyaz Saray’ın Walmart ve diğer perakende zincirlerine arabaya servis sistemi denemelerine yardım etmesini ve Birleşik Krallık başbakanının üreticilerden solunum cihazı üretimine geçmesini istemesinin bir nedeni var. Hükümetler, merkez bankaları ve Dünya Sağlık Örgütü bu salgınla tek başına mücadele edemeyecek.

Şirketleri, hissedarları önceliklendirdiği kültürden uzaklaştırmayı hedefleyen sorumlu kapitalizm, şu an en büyük testiyle karşı karşıya. Bugünün CEO’ları, kayıpları, istikrarlı nakit akışını almaya ve yatırımcılarının, müşterilerinin, çalışanlarının ve tedarikçilerinin rekabet eden ihtiyaçlarını dengelemeye çalıştıkları seçimlerinde dizlerine kadar batmış durumdalar. Tedarik zincirleri, değişken piyasalar, seyahat yasaklarının ve sosyal (fiziksel) mesafelenmenin etkisi konusunda kesin cevaplar yok. Herkesi mutlu etmek imkansız olacak.

Ancak bir fırsat da olabilir. Son yıllarda, çalışanların ve tüketicilerin güçlerini iyi kullanan işletmeleri giderek daha fazla ödüllendirdiğini gördük. Daha büyük bir toplumsal hedefi ilerletmek için net değerlerini koruyan şirketler daha güçlü finansal performans sergiliyorlar. Unilever’daki 10 yıllık CEO geçmişimde, iş modelimizin temeline bir amaç koyarak %300 hissedar getirisi sağladığımızda bunu gördük. Şirketler koronavirüsle mücadele ederken yanlış erdemliliği tespit etmek kolay olacak. Ahlaki ifadeleri pratik eylemlerle destekleyen iş liderleri öne çıkacak.

İlk olarak bazı şirketler toplumun en acil ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yeteneklerini yeniden konumlandırabilirler. Savaş zamanı çabalarını düşünün: Lüks üretim devi LVMH Fransız hastanelerinde kullanılmak üzere, parfüm fabrikalarında el dezenfektanı üretmeye başladı. Johnson&Johnson Çin sağlık çalışanlarına 1 milyon cerrahi maskeyi ücretsiz dağıttı. IKEA, koronavirüsünden etkilenen bölgelere hastane temin etti. Bu eylemler alıcıları tarafından unutulmayacak ve uzun bir süre boyunca daha geniş bir kitle arasında iyi niyet oluşturulmasını sağlayacak.

İkinci olarak, sorumlu şirketler bütün çalışanlarını, müşterilerini ve tedarik zincirlerini korumak adına her şeyi yapacaktır. Sağlık ve güvenlik hizmetlerini sağlamak bir numaralı öncelik. Daha sonrasında ise özellikle güvencesiz sözleşmelerle çalışan personel için finansal etkileri azaltmaya çalışacaklar.

Microsoft, yerleşkelerini destekleyen saatlik çalışanlara, saatler azalsa bile düzenli ücret ödemeye devam etmeyi kabul etti. İngiltere merkezli süpermarket Morrisons, virüs nedeniyle zorluklar yaşayan çalışanlar için bir fon başlattı. Diğerleri de uymaya çalışıyor, bazıları ücretli hastalık izni başlattı.

Hükümetler ailelere destek verebilseler ve destekleseler de, aşırı stres altındaki ulusal hazinelerin tüm ağır yükleri kaldırabileceğini ümit etmek aptalca. Toplumlarımız kargaşadan olabildiğinde güçlü çıkacaksa, şirketlerin üzerlerine düşeni yapmaları çok önemli olacaktır. Söylemesi yapmaktan kolay. Yatırımcılarınızın önce ödeme almasını sağlamak her zaman caziptir. Ancak bu talebi, diğer gruplara gerçek yardım sağlayarak dengeleyen öngörülü firmalar önümüzdeki aylarda ve yıllarda muazzam faydalar görecekler.

Bu şirketler, uzun süreli ekonomik çalkalanmayı daha iyi atlatmak için daha iyi konumlandırılmış, daha dayanıklı ve daha sadık bir işgücü modeli kuracak. En ağır darbeye maruz kalan büyük firmalar dışındakiler ise, hastalık nedeniyle ya da kendi hataları dışında görevlerini yerine getiremeyenler de dahil olmak üzere, savunmasız çalışanlarını özel planlar ve garantili asgari gelir yoluyla koruyabilmeli.

Tedarik zincirlerini izole etmek için mümkün olan her şeyi yapmak, özellikle de gerektiğinde krediyi genişletmek sadece etik olarak doğru olmakla kalmaz, aynı zamanda şirketlerin aydınlanmış kişisel çıkarlarına da bağlıdır. Ne kadar az işletme iflas ederse, ekonominin genel sağlığı ve nihai toparlanmamız adına o kadar iyi olur.

Bunların hiçbiri devrimci eylemler değil. Son on yıl boyunca, uzun vadeli, çok paydaşlı iş modellerine doğru büyüyen bir hareketlenmeye tanık oldu. Ve çoğu işletmenin bocalayan ekonomilerde başarılı olamayacağı açık. Ancak, şefkat ve insanlık maliyetine olsa bile, birçok yönetim kurulu odasında hüküm sürecek kuşatma zihniyetini ve kârı koruma odaklı güçlü içgüdüyü hafife almayın.

En büyük şirket liderleri, aksine, bu büyük ihtiyaç anında onlara ev sahipliği yapan toplumlara hizmet etmek için daha uzun süreli bir oyun oynayacak ve insanlara, panik ve korkuya panzehir niyetine, güvenlik ve istikrar sunacak. Her şeyden önce çalışanlar bunu bekliyor.

Bu olağanüstü ve ezici kriz, tepkimizi yönlendirmemize yardımcı olurken, üst düzey yöneticilerimizden daha fazlasını talep ediyor. En iyiler, hepimizi daha iyi hale getirdiğini bilerek başkalarının çıkarlarını da gözetirler.

Nobel ödüllü Wangari Maathai, tarih boyunca insanlığın, yeni bir bilinç seviyesine geçmeye, daha yüksek bir ahlaki zemine ulaşmaya çağrıldığı bir zaman geleceğini söyledi. Her yerdeki üst düzey yöneticiler için, şimdi tam zamanı.

EkoIQ Editör