Enerji

IEA: “2050’ye Kadar Net Sıfır Emisyona Ulaşılabilir”

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ilk kez, 2050’ye kadar küresel olarak net sıfır emisyona ulaşmak için bu on yılda neler olması gerektiğini belirledi. IEA’nın modeline göre, 2050’de karbon nötrlüğüne ulaşmak için on yıl içinde tüm arabaların yarısının elektrikli olması gerekiyor.

Haber: Joe Lo
Çeviri: S. Sena Akkoç

Salı günü yayınlanan Dünya Enerji Görünümü (World Energy Outlook – WEO) raporunda IEA, 2050 karbon nötrlüğü için küresel emisyonların 2030 yılına kadar %40 düşmesi gerektiğini söyledi.

Bu, yenilenebilir enerjilere ve elektrikli arabalara büyük ölçekli yatırımları, davranışların değişmesini ve hidrojen gibi yeni teknolojilerin inovasyonunu içeriyor.

Koronavirüs salgınının “enerjinin geleceği hakkında kısa vadede büyük belirsizlik” yarattığına dikkat çeken IEA başkanı Fatih Birol, karar vericileri temiz bir iyileşme yoluna yatırım yapmaya çağırdı.

Birol yaptığı açıklamada, “Bu yıl küresel emisyonlardaki rekor düşüşe rağmen, dünya kararlı bir düşüş için yeterince şey yapmıyor. Yalnızca enerji üretim ve tüketimimizdeki hızlı yapısal değişiklikler, emisyon eğilimini tamamen bozabilir.

Birol, “Hükümetlerin temiz enerji geçişlerini hızlandırmak ve net sıfır emisyon da dahil olmak üzere iklim hedeflerine ulaşma yoluna sokmak için kararlı adımlar atma kapasitesi ve sorumluluğu var” dedi.

Net sıfır senaryosuna göre kömür, karbon yakalama ve depolama teknolojisi kullanılmadığı sürece, 2030’a kadar dünya elektriğinin yalnızca %6’sını sağlayacak. On yılın sonunda, her yıl 500 GW güneş enerjisi kapasitesi eklenecek. Ayrıca 2019’da 110 GW’lık güneş enerjisi santrali inşa edildi ve dünyanın en büyük güneş enerjisi çiftliği 2,2 GW oldu.

Karbon nötrlüğü yolunda enerji tasarrufu için evlerin üçte biri ile yarısı arasında bir kısmı enerji verimliliği için onarım geçirmeli ve 2030’da binek araçların yarısından fazlası elektrikli olmalı.

Rapor, bireylerden çok hükümetlerin eylemlerden sorumlu olduğunu söyledi. Ancak uçmak ve daha az araç kullanmak gibi bireysel değişikliklerin net sıfıra ulaşmanın “ayrılmaz bir parçası” olacağını da ekledi.

Hükümetler ve şirketler tarafından enerji yatırımlarını bildirmek için kullanılan WEO, yenilenebilir enerji kaynaklarını hafife aldığı için birçok kez eleştirildi. Ayrıca fosil yakıtların düşük karbonlu enerjide sürekli bir rol oynamasına izin veren bir teknoloji olan karbon tutma ve depolamayı olduğundan fazla tahmin etti.

Son yıllarda raporun tonu değişti: Son bakış açısı, güneş enerjisinin 2022’den itibaren her yıl yeni dağıtım rekorları kırmasını öngörüyor ve Birol bunu “dünya elektrik piyasasının yeni kralı” olarak tanımlıyor.

IEA, İngiltere, Fransa, Kanada, Şili, Güney Afrika ve Güney Kore’nin aralarında bulunduğu birkaç ülke tek taraflı olarak hedefe bağlı kaldıktan sonra 2050 yılına kadar net sıfır modeli yapmaya karar verdi.

Rapor, dünyanın 2050’ye kadar net sıfıra ulaşmasının çok iddialı bir hedef olduğunu vurguladı ve “Dünyanın Covid-19 salgınından kurtulmaya çalıştığı bir zamanda, enerji sektörünün tüm bölümlerinde çok sayıda benzersiz değişikliğin aynı anda gerçekleştirilmesi gerektiğini” söyledi.

2070 yılına kadar net sıfıra ulaşmak için gereken değişiklikler bile “birçok kişinin düşündüğünden çok daha büyük” diye ekledi.

Rapor, küçük ada devletlerinin hayatta kalması için önem taşıyan ve Paris Anlaşması’nın en zorlu küresel ısınma hedefi olan 1,5 santigrat derece hedefi yerine net sıfıra odaklanmayı seçti. Ayrıca, daha fazla fosil yakıt altyapısı inşa edilmemiş olsa bile, mevcut santralleri çalıştırmaya devam etmenin sanayi sonrası seviyelerin üzerinde 1,65 derece ısınmaya yol açacağı belirtildi.

Pandeminin ekonomi üzerindeki etkisi, küresel enerjiyle ilgili karbondioksit emisyonlarının bu yıl %7 oranında azalması oldu. Bu 2,4 GT azalma, Hindistan’ın yıllık karbondioksit emisyonlarıyla hemen hemen aynı.

Yenilenebilir enerjilere olan talep artarken kirletici yakıt talebi hızlıca düştü: Petrol talebi %8, kömür kullanımı %7 ve doğalgaz %3 azalırken, yenilenebilir enerji kullanımı da bir miktar arttı.

Pandemi, ekonomik büyümeyi ve dolayısıyla enerji talebini tahmin etmeyi zorlaştırdı. Bu da enerji yatırımcıları arasında belirsizlik yarattı.

Örneğin, ekonomik belirsizliğin “2019’da onaylanan rekor miktarda yeni sıvılaştırılmış doğal gaz ihracat tesisinin geleceği hakkında soru işaretleri uyandırdığı” belirtildi.

Kampanyacılar, yeşil kurtarma çağrılarını onayladı. Christian Aid’den Kat Kramer şunları söyledi: “Yenilenebilir enerji çağına girdiğimiz açık. Düşen maliyetler, kullanım kolaylığı ve iklime sağlanan faydalar, onları geçmişteki kirletici fosil yakıtlardan çok daha üstün kılıyor.”

Ancak şu uyarıda bulundu: “Fosil yakıt endüstrisi için ölüm çanları kulağımıza gelse de sıfır karbonlu ekonomiye geçişin iklim krizinin en yıkıcı etkilerini önleyecek kadar hızlı olup olmadığı henüz net değil.”

Londra merkezli düşünce kuruluşu Enerji ve İklim İstihbarat Birimi’nden Jess Ralston ise şunları söyledi: “Bu, enerji geçişinin halihazırda devam etmekte olduğunun açık bir işareti. En dipteki yenilenebilir enerji maliyetlerini ‘daha iyi inşa etme’ politik iradesine bağlamak, dünya için halihazırda öngörülen tehlikeli küresel ısınma seviyelerini azaltmak için eşsiz bir fırsat sunuyor.”

Haberin aslına buradan ulaşabilirsiniz.

About Post Author