Ülkelerin ardından dünyanın dört bir yanındaki özel kuruluşlar da net-sıfır emisyon taahhütleri vermeye başladılar. İklim krizinin etkilerinin giderek yakıcı hale gelmeye başladığı bu dönemde bu taahhütler son derece önemli. Ancak taahhütleri vermek kadar onları yerine getirmek de önemli. Emisyonları, özellikle sanayide yok etmenin tek yolu ise enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan sağlamak. Bu noktada sanayi kurumlarının öztüketim esaslı çatı üstü GES kurulumları, en önemli alternatif olarak öne çıkıyor. Bunun bilincinde olan kuruluşlar ise hızla çatı üstü GES kurulumlarına yöneliyor. Türkiye’nin bu alanda çalışan en önemli şirketlerinden biri olan Life İklim ve Enerji’nin yönetici ortağı Ramazan Aslan ve CEO’su Özgür Sarpdağ, bu konuda görüşlerini ve 2020-2021 döneminde Türkiye’de kurulan, öztüketim bazlı büyük Çatı GES kurulumlarını bizlerle paylaştı.
“Boş Kalan Her Çatı İsraftır”
Ramazan ASLAN, Yönetici Ortak, Life İklim ve Enerji
Son yıllarda başta güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji yatırımlarında gözlenen baş döndürücü artış, yeni bir döneme hızla yaklaştığımızın önemli bir göstergesi aynı zamanda. Tüm ülkelerde yoğun bürokratik ve regülasyon engelleri ile karşılaşmasına rağmen güneş enerjisi artık temel enerji kaynağı olmaya doğru hızla ilerliyor. Ülkemizde lisanssız uygulamalar olarak başlayan, sonrasında lisanslı ve YEKA uygulamaları olarak ilerleyen güneş yatırımlarında sanayi kuruluşlarının öz tüketim uygulamaları da iyice hız kazandı. Sanayicilerin üretimlerinde kullandıkları elektriği çatılarında güneşten üretmeleri enerji maliyetlerinde önemli bir tasarruf sağlamasının yanı sıra, her geçen gün daha önem kazanan iklim dostu yöntemler ile üretim yapmalarını da sağlamaktadır.
Son olarak ABD’nin 2030 yılında 2005 yılına kıyasla seragazı emisyonlarında %50 azaltım taahhüdü vermesiyle birlikte dünya genelinde yenilenebilir enerji yatırımlarındaki artış hız kazanacaktır. Birçok ülke ve kuruluş net-sıfır karbon hedefi belirlemiş ve buna yönelik politikaları hızlıca yürürlüğe sokmaya başlamıştır. Bu gelişmelere paralele olarak uzun yıllar iklim müzakerelerin dışında kalan ve karbon fiyatlandırma politikalarını uygulamayan Türkiye’de İklim Kanunu ve emisyon ticaret sistemi uygulamasını artık gündemine almıştır. Yakın zamanda AB tarafından yürürlüğe konacak sınırda karbon vergisi uygulaması ile de özellikle AB’ye ihracat yapan sanayiciler için yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği uygulamaları çok daha önem kazandı. Bu uygulama, AB ülkelerine ihraç edilecek ürünlerde karbon ayakizleri üzerinden ilave bir maliyet oluşturacağından temiz enerji kaynakları ile elektriğini karşılayan firmalar önemli bir maliyet avantajı yakalayacaklar.
Güneş enerjisi maliyetlerindeki düşüş ve iklim değişikliği politikalarından karbon yoğun sektörlere gelebilecek ilave maliyetler nedeniyle, sanayiciler açısından yenilenebilir enerji yatırımları daha bir elzem haline gelmiştir. Yeni dönem tüm sanayicilerin, boş kalan her çatının israf olduğu bilinciyle, elektrik ihtiyaçlarını güneş santrali uygulamaları ile karşılamaya başlamasının dönemidir.
“Çatı GES’leri, Sınırda Karbon Vergisine Karşı Öncül Koruma Kalkanıdır!”
Özgür SARPDAĞ, Yönetim Kurulu Başkanı, CEO
Ülkemizin ihracat hacmi bazında en büyük “müşterisi”, ayrıca aday ülke olarak taahhütler verdiğimiz muhatabımız, Avrupa Birliği’dir. Birlik, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile yeşil dönüşümün çerçevesini net olarak çizdi ve uygulamalar hızla devam ediyor. Bununla birlikte Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans’ın, Ocak ayındaki konuşmasındaki bir sözü konuyu hem biz hem de AB açısından net olarak özetledi: “Sınırda Karbon Gümrük Vergisi bizim için ölüm-kalım meselesidir.” Yapılan araştırmalarsa bu uygulamanın ülkemize yılda 2 Milyar ABD doları dolaylarında ek yük getirebileceğini gösteriyor!
Her ne kadar tek başına yeterli olmasa da çatı üzeri güneş enerji santralleri (Çatı GES), sanayicilerimiz için öncü bir kalkan niteliğinde olacaktır. Çatı GES’lerin yatırımcısına sağladığı enerjide bağımsızlık, elektrik fiyat artışlarından etkilenmemek ve kısa amortisman gibi faydalarının yanında, artık “karbonsuzlaşmaya ilk adım” faydası da tartışılmaz hale geldi. Cazip kredi-finansman seçenekleri ve kolaylaştırılmış yasal mevzuatlar sayesinde, kendini 4-5 yılda amorti edebilen Çatı GES’lere elektrik faturası öder gibi sahip olmak çok kolaylaştı. Akabinde güneşten elde edilen temiz enerji ve engellenen CO2, doğru yöntemlerle belgelenebilir ve ilgili kurumlar karşısında bir anahtar olarak kullanılabilir. Elbette bu yöntem tek başına yeterli değil! Atık yönetimi, su tasarrufu, üretimde ve enerji tüketiminde verimlilik ile dijital dönüşüm gibi alanlarda da hızla adımlar atılması gerekecektir.
Yeni Arazileri İşgal Etmeyin; Çatılarınız Ne Güne Duruyor!
TÜİK 2018 verilerine göre, endüstriyel enerji tüketimi sonucu oluşan seragazı emisyonları, toplam seragazı emisyon miktarının %10’unu oluşturuyor. Endüstriyel enerji tüketiminin, temiz enerji kaynakları ile yapılması beraberinde, seragazı emisyonları ciddi bir şekilde azalabilir, iklim değişikliği etkilerinin azaltılması yolunda çok büyük bir yol alınabilir.
Bu paralelde, endüstriyel tesislerde güneş enerjisi ile elektrik üretimi, diğer yeşil üretim seçeneklerine kıyasla daha ucuz ve daha kullanışlı bir seçenek sunuyor. Zira, büyük ölçekli güneş enerji tesisleri, arazi bozulması, ekilebilir arazilerin kaybı ile ilgili kaygılar yaratıyor. Teknolojiye, saha topoğrafyasına ve konumuna bağlı olarak, güneş enerji sistemlerinin kurulumu için ihtiyaç duyulacak alanın MW başına 12.000 m2 ila 40.000 m2 arasında olması gerektiğini gösteriyor. Dolayısıyla, çatı üzerine kurulacak olan güneş enerjisi tesisleri ile, iletim-dağıtım şebekelerine yüklenen güç azaltılabilir ve enerjinin üretildiği yerde kullanılması sağlanabilir. Ayrıca halihazırda kullanmış olduğumuz kara parçasının üzerinde bir üretim yaparak, yeni arazileri işgal etmeyerek, toprak ekosistemine de ferah bir nefes alma fırsatı sunulabilir.
“Altek Metal’in Enerjisinin %65’i Artık Güneşten”
Avrupa başta olmak üzere 20 ülkeye ihracat yapan alüminyum üreticisi Altek Metal, kısa bir süre önce yaptığı GES yatırımı ile Çerkezköy servis merkezinin yıllık enerji ihtiyacının %65’ini artık sürdürülebilir kaynaklardan elde ediyor. Fabrikanın çatısına döşenen 2380 panelle hem üretimlerinin karbon ayak izini azaltmayı, hem de enerji fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı rekabetçiliklerini korumayı hedeflediklerini söyleyen firmanın pazarlama yöneticisi Engin Karabağlı, “Karbon ayakizini düşürmenin, aslında her şirketin sorumluluğu olduğuna inanıyoruz. Bu yatırım bizim şirketimiz için sürdürülebilirlik anlamında güzel bir ilk adım oldu. Devamı gelmesi için heyecan ile çalışıyoruz” diyor.