Türkiye, New York’ta başlayan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun ilk gününde Paris İklim Anlaşması’nı TBMM’de onaya sunacağı açıklamasına ilişkin olarak sivil toplum örgütleri “küresel iklim krizi mücadelesi için önemli bir adım” açıklaması yaptı.
Türkiye, Paris Anlaşması’nı 2016 yılında imzalamış ancak onaylamamıştı. Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurulu’nda ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Paris Anlaşması’nın Ekim ayında Meclis’in açılmasıyla gündeme alınacağını açıkladı. Anlaşma milletvekillerine sunulup kabul edilmesiyle beraber karar UNFCCC (BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) Sekretaryasına iletilecek ve böylece Türkiye resmen anlaşmaya taraf olacak.
Bunun üzerine bir açıklama yayımlayan sivil toplum kuruluşları bu kararla, Türkiye’nin yeni dünya düzeninin inşası için küresel işbirliğine katılma şansını yakaladığını belirtiyor. Anlaşma gereğince Türkiye’nin seragazı azaltım tahhüddünde bulunması, Ulusal Katıkı Beyanı’nı sunması, anlaşmanın herhangi bir yaptırım gücü olmasa da 1,5 derece hedefini tutturmak için Türkiye’nin de seragazı emisyonlarını azaltması gerektiğini dile getiriyor.
Konuyla ilgili olarak Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz “Bu çok geç de olsa önemli bir adım. Umarız denildiği gibi Meclis’e getirilir ve onaylanır. İmza kampanyamıza destek veren 23 bini aşkın insan da bunu talep ediyordu. Elbette anlaşmanın onaylanmasıyla her şey bitmiyor. Anlaşmanın hedeflerine uygun bir şekilde seragazı emisyonlarının sınırlandırılması, bir noktada Türkiye’nin de karbon nötr olması gerekecek. Bu da enerji başta olmak üzere birçok sektörde yapısal değişiklikler gerektiriyor. Kısacası, daha yapılacak çok işimiz var” diyor.
2030’a Kadar Seragazı Emisyonu Azaltım Hedefi Koyulmalı
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Aslı Pasinli, ise “Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında küresel işbirliğinin bir parçası olmasına yönelik bu adımı memnuniyetle karşılıyoruz. Paris Anlaşması’nın onaylanmasını takiben küresel sıcaklık artışını 1,5 derecede sınırlandırmaya katkı sağlayacak iddialı ve gerçekçi bir yol haritası hazırlayarak dünyaya liderlik eden ülkeler arasında yer alabiliriz. Bunun için öncelikle, halihazırda karbon emisyonlarında artıştan azaltımı öngören Ulusal Katkı Beyanımızı diğer ülkeler gibi gözden geçirmeli; gerekirse şartlı olarak 2030 yılına yönelik iddialı bir seragazı emisyonu azaltımı hedefi ortaya koymalıyız” diyor.
Türkiye, Küresel Seragazı Emisyonlarının %1’inden Sorumlu
Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz, “Türkiye, Paris Anlaşması’nı onaylamayan tek OECD üyesi ve G20 ülkesi idi. Ayrıca en fazla seragazı emisyonuna neden olan ülkeler arasında 16. sırada; küresel seragazı emisyonlarının %1’inden sorumlu olmakla beraber kişi başı emisyon açısından gittikçe artan bir rotada. Dolayısıyla Paris Anlaşması’nı onaylayarak gerçekçi bir hedefle sorumluluk alması, iklim değişikliğini durdurma çabalarına önemli bir katkıda bulunacak. Diğer yandan dünyada iklim krizini tek başına durdurabilecek bir ülke yok, bu yüzden de herkesin sorumluluğu oranında çözüme katkıda bulunması gerekiyor” diyor.
Madencilik Ekonomisi Dönüştürülmeli
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Projeler Lideri Burcu Ünal, “Hükümetin, Paris Anlaşması’nı onaylamasının ardından yeni tüm kömür santralı projelerinin durdurulması, mevcut kömür madenciliği ekonomilerinin dönüştürülmesi, ormansızlaşma ve tarım alanlarının kentleşme, sanayi ve madenciliğe açılmasından kaynaklı emisyonların önüne geçmesini sağlayacak politikaların meclisten geçirilmesi ve uygulamaların bakanlıkların programlarına alınması bekleniyor. Ülkenin en büyük enerji ithalat kalemi olan petrol yerine geçecek elektrifikasyon sistemlerinin kurulması ise atılması gereken önemli diğer bir adım olarak öne çıkıyor. Türkiye, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen bölgelerden birinde Doğu Akdeniz Havzası’nda yer alıyor ve iklim krizinin etkilerine her geçen gün daha fazla maruz kalıyor. Artık Paris Anlaşması’na taraf olacak bir ülke olarak Türkiye’nin, kömür ve doğalgazdan enerji üretimini sonlandırarak karbonsuzlaşma ve iklim krizi etkilerine uyum için somut ve acil adımlarını bir an önce atılması gerekiyor” diyor.
Paris’i Onaylamak Önemli Ancak Yeterli Değil
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFİA) Kurucu Direktörü Bengisu Özenç, “Bugüne kadar Türkiye’nin Paris’i onaylaması ve uluslararası iklim müzakerelerinde ciddi bir taraf olarak yer almasını talep ediyorduk. Türkiye’nin Paris’i onaylaması önemli ve olumlu bir ilk adım. Ama bu kadarı elbette yeterli değil. Paris Anlaşmasının 1,5 derece hedefinin gerçekleştirilebilmesi için yüzyıl ortası itibarıyla karbon nötr bir küresel ekonomiye geçilmesi gibi iddialı bir hedef var önümüzde. Bunu destekleyecek politikalar ivedilikle devreye alınmalı. Bu nedenle, Paris’in onaylanmasının açtığı bu diyalog kapısının iklim değişikliği mücadelesi tarafından net ve iddialı hedeflerin alınması taleplerini güçlendirmek ve bu yöndeki politikaların tasarımı için ortak aklın geliştirilmesi için kullanılabileceği bir döneme giriyoruz” diyor.
İklim Dostu Politikalara Hızla Geçilmeli
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı onaylanması çok önemli bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. TEMA Vakfı olarak uzun zamandır anlaşmanın onaylanmasını ve taahhütlerin yerine getirilmesini talep ediyor ve gelişmeleri yakından izliyorduk. Elbette ki anlaşmanın imzalanması tek başına yeterli olmasa dahi gerçekçi hedeflerle sorumluluk alınması iklim değişikliğini durdurmak için çok önemli ve acildir. Türkiye’nin başta enerji olmak üzere madencilik ve ilgili tüm konularda iklim dostu politikalara hızla geçmesini bekliyoruz. İlk atılacak adımlardan biri iklim değişikliğinin en önemli nedenlerinden biri olan kömür madenciliği ve kömürlü termik santral yatırımlarından vazgeçilmesi olmalıdır’’ diyor.
Türkiye’de Kömürün Geleceği Kalmadı
Sivil toplum kuruluşlarına göre Türkiye’nin Paris Anlaşması’nın onaylanacağını belirtmesi, Türkiye’nin iklim politikaları doğrultusunda fosil yakıtlardan çıkabileceği umudunu veriyor. Avrupa Birliği üyesi toplam 18 ülke bugün itibariyle kömürden tamamen çıktı ya da 2021 yılına kadar tamamen çıkma taahhüdünü duyurdu. Türkiye de kömürden çıkışı planlayarak, bu konuda lider ülkeler arasına girebilir.
Sivil toplum kuruluşları aynı zamanda, Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurulu’nda Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Çin’in artık yurtdışında yeni kömür projeleri inşa etmeyeceği açıklamasının, Türkiye’de de artık kömürün bir geleceği olmadığını ve bu geçişin en adil ve kârlı şekilde gerçekleşebilmesi için Türkiye’nin kömürden çıkış için acilen bir yol haritası belirlemesi gerektiğini dile getirdiler.
Türkiye Kömür Israrını Bırakmalı
Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal) Kampanyacısı Duygu Kutluay, “Türkiye’de şu anda inşaatı süren tek proje Çin tarafından gerçekleştirilen Hunutlu kömürlü termik santralı. Tüm dünyada finansman kömürden çekilirken Türkiye de geniş kömür planları için Afşin C başta olmak üzere Çin’e güveniyordu. Ancak Çin’in bu kararı Türkiye’nin yeni kömür hayallerini ortadan kaldıracak. Bu karar, güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji teknolojilerinin düşen maliyetleri ve artan finansman olanaklarına rağmen kömür sektöründe direten Türkiye’ye artık elektrik üretiminde kömürün bittiğine dair net bir mesaj veriyor. Türkiye dünyada kömürün bitişini ve iklim krizinin önemini artık yadsıyamıyor. Erdoğan’ın Paris Anlaşması’nın onaylanacağına dair açıklaması da bunu gösteriyor. Yenilenebilir enerji zenginliğine sahip Türkiye’nin bir an önce dünyanın hızla terk ettiği kömürde ısrarını bırakması ve kimseyi mağdur etmeden daha temiz ve adil bir gelecek yaratmak için kömürden çıkış planını hazırlaması gerekiyor” dedi.
Hunutlu Dahil Devam Eden Kömür Yatırımları Durdurulmalı
350.org Türkiye’den Efe Baysal, “Beklentimiz, Çin’in Hunutlu kömür santralı projesi gibi devam eden kömür yatırımlarını durdurması, kömür santrallerine malzeme ve ekipman tedarikine son vermesi ve sigorta dahil tüm finansal hizmetlerini sonlandırması. Ayrıca, Çin’in Kahramanmaraş’ta Afşin C gibi kamu-özel ortaklığı modeli projeleriyle artık ilgilenmeyeceğini düşünüyor ve bunun Türkiye’yi benzer projeleri gündemden çıkarmaya teşvik edeceğini umuyoruz” dedi.
Kimseyi Mağdur Edilmemeli, Adil Geçiş Mekanizmasının Tasarımı Başlamalı
Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz “Kömür hâlâ Türkiye’nin ulusal enerji politikasının merkezinde yer alıyor. BM Genel Kurulu’nda Çin ve Türkiye’den gelen açıklamaların ardından ilk olarak atılması gereken adım, Türkiye’nin enerji politikasının revize edilerek, yeni kömür inşasının sonlandırıldığının açıklanması ve güneş ve rüzgar hedeflerinin yukarı yönlü güncellenmesi olmalıdır. Buna paralel olarak Cumhurbaşkanının BM Genel Kurulu’nda atıf yaptığı 2053 karbon nötr vizyonuna paralel olarak Türkiye, kömürden çıkış tarihi belirlemeli, kömüre dayalı yerel ekonomilerin ve istihdamın mağdur olmamasını sağlayacak, yeni yerel ekonomik fırsatlar ve kapsayıcı ve insana yaraşır istihdam olanakları yaratacak bir Adil Geçiş Mekanizmasının tasarımına da başlamalı.”
Türkiye Yeni Kömürlü Termik Santralı Planlayan 5. Ülke
Türkiye, OECD ülkeleri içinde inşaat öncesi planlama aşamasında olan kömürlü santral projelerinin %73’üne (12,14 GW) ev sahipliği yapıyor. Her ne kadar Türkiye, dünyada yeni kömürlü termik santral planlayan 5. ülke olsa da 2015’ten bu yana planlanan projelerin 69 GW kapasitelik kısmı, 8GW’ı 2021’in ilk yarısında olmak üzere iptal edildi.