Zorlu Enerji, “İklim Krizinden Çıkış Var mı? Yeni Sorunlar, Yeni Çözümler Paneli”nde, iklim krizi bağlamında dünyada ve ülkemizde yapılan Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarından enerji dönüşümüne iklim kriziyle mücadelenin önemli konularını konuştu.
İklim krizi ve habitatların bozulması konusunda alınması gereken önlemler ve bu alanda yapılan çalışmaların paylaşıldığı etkinlik, EkoIQ Genel Yayın Yönetmeni Barış Doğru’nun moderatörlüğünde, Zorlu Enerji ARGE Müdürü Ural Halaçoğlu, ZES Akıllı Sistemler Grup Müdürü Burçin Açan, Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği (TEHAD) Başkanı Berkan Bayram ve Solar3GW Genel Sekreteri Özge Özeke’nin katılımı ile gerçekleşti.
“Elektrikli Araçların Yaygınlaşmasındaki En Büyük İhtiyaç Şarj Alt Yapısı”
Elektrikli araç kullanımını artıracak en büyük ihtiyaçlardan birinin elektrikli araç şarj istasyonlarının yaygınlaştırılması olduğunu belirten ZES Akıllı Sistemler Grup Müdürü Burçin Açan, şöyle konuştu: “Dünyada ve ülkemizde elektrikli araçların yaygınlaşması için üç konuya odaklanmaya ihtiyaç var. Bunlardan ilki elektrikli araçların maliyetlerinin düşmesi ihtiyacı. Bu araçların maliyetlerinin 2025 yılına kadar muadil araçlara benzer seviyelere geleceğini öngörüyoruz. İkincisi potansiyel elektrikli araç alıcılarının menzil kaygısının son bulması. Bilindiği üzere şu an için elektrikli araçlar, akaryakıtlı araçlara göre daha kısa menzile sahip. Bu durum potansiyel kullanıcılarda bir kaygı yaratabilir. Otomotiv üreticileri bu konu üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyor. Üçüncüsü, aslında potansiyel kullanıcı kaygısını giderecek olan elektrikli şarj istasyonları yaygınlığı. Ülkemizde şu an için 81 ile yayılmış olan şarj istasyonlarımız var. Bunları ilçelere ulaştırma çabamız devam ediyor. Ülkemizde gelişen elektrikli araç şarj alt yapısı sayesinde kullanıcıların hiçbir tereddüt yaşamadan ve dilediği pek çok noktada ulaşabileceği bir noktaya doğru hareket etmiş bulunuyoruz.”
“Evde ve Halka Açık Otoparklarda Şarj İmkanlarının Yaygınlaşması Gerekiyor”
Burçin Açan, elektrikli araçların şarj sorunu ise şunları söyledi: “Dünya genelinde 2020 sonu itibariyle 900 bini biraz daha yavaş, 400 bini ise hızlı şarj istasyonu olmak üzere 1,3 milyon elektrikli araç şarj istasyonu bulunuyor. Bu şarj alt yapısının yaklaşık yarısı Çin’de. Türkiye’de de çıkarılan yeni yasa ile birlikte evde ve halka açık otoparklarda şarj imkânlarının yaygınlaşmasını bekliyoruz. Ülkemizde altyapı yatırımları beş yıllık planlar olarak yapıldığı için önümüzdeki dönem içerisinde yaygınlaşacak şarj istasyonlarına paralel olarak şebekelerin de elektrikli araç şarj istasyonu yatırımlarına uygun hale getirilmesi devlet politikası olarak benimsenecek ve teşvik edilecektir beklentisi içindeyiz.” dedi.
“Ülkemizde şu anda 6 bin elektrikli otomobil var””
Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği Başkanı (TEHAD) Berkan Bayram, “Bugün kullandığımız araçların bilinenden 40 kat daha fazla karbondioksit, karbon monoksit, NOX gibi zehirli gazları açığa çıkarttığını öğrendik. Dünyada 37 trilyon tonluk karbondioksit emisyon salımı var. Bunun %52’si Asya’dan; %18’i Kuzey Amerika ve Meksika’dan, %17’si ise Avrupa’dan kaynaklanıyor. Çin tek başına bu emisyon oranının %7’sine yol açıyor. Ulaştırma, toplam emisyon salımının yaklaşık %27sini oluşturuyor. Otomotiv markaları tüketici tarafında bir çözüm arayışına girmek zorunda kaldılar. Trafikte olan elektrikli otomobil sayısı geçtiğimiz yıl 7.5 milyona ulaştı. Sadece Avrupa’da 4 milyon elektrikli araç satışı gerçekleşti. Ülkemizde ise şu anda 6 bin elektrikli otomobil var” şeklinde konuştu.
“Güneş Enerjisi Yatırımlarının Önü Açılmalı”
Solar3GW Genel Sekreteri Özge Özeke de güneş enerjisinin iklim kriziyle mücadele de en önemli aktörlerden biri olduğu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün güneş enerjisinde dünya genelinde 1 terawatt civarında kurulu güç söz konusu. 2020 yılında pandemiye rağmen 138 GW’lık bir kurulum gerçekleşti; burada ilk sırada Çin geliyor. Geçtiğimiz son 10 senede güneş enerjisi çok ucuzladı. Fosil yakıtlara kıyasladığımızda büyük ölçekli güneş enerjisi kurulumlarının son derece uygun maliyetli olduğunu görüyoruz. Depolama da ucuzladı ve yavaş yavaş daha ticari hale gelmeye başlayacak. Güneş enerjisi artık bir baz yük santrali gibi kullanılabiliyor olacak. Yurtdışında bunun örneklerini görmeye başladık. Türkiye’de çok büyük bir yatırımcı iştahı var. Teknoloji de var. Güneş enerjisi hem ölçeklenebilir hem de demokratik bir kaynak. Herkes çatısına kurup, kendi elektriğini üretebilir. Güneş enerjisi yatırımlarının önünün kapanmaması gerekiyor.”