İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’nın beşinci yıl kazananları belli oldu. Sürdürülebilir bir sosyal etki yaratacak bir ekosistemi desteklemek amacını güden Programın hakkında görüşlerine başvurduğumuz Kale Grubu Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Rana Birden, “Her yıl, daha güzel bir dünya hayal eden, bu uğurda elini taşın altına koymaktan çekinmeyen, düşünen ve düşündüren, her yaştan pırıl pırıl insanlarla tanışıyoruz” diyor.
Röportaj: Barış DOĞRU
Son beş yıldır sürdürülebilir sosyal etki yaratacak bir ekosistemi desteklemek amacıyla İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’nı gerçekleştiriyorsunuz. Ancak son iki senede dünya da pandeminin etkisiyle büyük bir değişimin içerisinde. Diğer yandan iklim krizinin etkileri büyüyor; dünyada iklim değişikliğine karşı mücadele konusunda duyarlılık ve çaba artıyor. Bütün bunları düşünerek, sosyal girişimcilik konusunda neler düşünüyorsunuz, bize biraz anlatabilir misiniz?
Bugün gezegenimizin geleceğini ve dünya barışını tehdit edecek büyüklükte küresel sorunlarla karşı karşıyayız. Eşitsizlikler devam ediyor. Dünyada, devletlere ve kurumsal yapılara karşı artan bir tepki var. Dünyanın gündemine giren ilk sosyal girişimcilerden biri olan, 2006 Nobel Barış Ödülü sahibi Bangladeşli ekonomist Muhammed Yunus’un dediği gibi; “Evimiz yanıyor. Yangın var. Ama biz, evin içinde partiler veriyoruz. Yandığımızın bile farkında değiliz! Ateş sönmeyecek, daha da büyüyecek.”
İşte böyle umutların giderek tükenmekte olduğu bir ortamda, özellikle de pandeminin gölgesinde geçen son iki yılda, sosyal girişimciler bize gerçek bir umut duygusu verdi. İlkelerinden ve değerlerinden ödün vermeden, gerçek bir dayanıklılık ve güç göstererek, insanları ve toplulukları ilk sıraya koymanın ne demek olduğunu herkese gösterdiler. İklim değişikliği, eşitsizlik ve Covid-19 pandemisinin etkisi karşısında, bu insanlar daha iyi bir gelecek hayal ediyor ve bu geleceği yaratmak için de fikirleri var.
“Kale Grubu’nun kurucusu İbrahim Bodur’dan aldığımız ilhamla, fayda yaratacak yeni nesil sosyal girişimcilerin çıkmasını teşvik etmeyi, fırsat verildiği takdirde kendi alanlarında çığır açabilecek potansiyele sahip sosyal girişimcileri desteklemeyi, insanlığın yarını için bugünden yapılan bir yatırım olarak görüyoruz.”
Kale Grubu’nun kurucusu İbrahim Bodur da ülkesi ve insanları için daha güzel bir gelecek hayal eden, karşısına çıkan zorluklarla mücadele etmekten çekinmeyen, engellere meydan okumayı şiar edinmiş bize göre kendi zamanının sosyal girişimcisiydi. Ondan aldığımız ilhamla fayda yaratacak yeni nesil sosyal girişimcilerin çıkmasını teşvik etmeyi, fırsat verildiği takdirde kendi alanlarında çığır açabilecek potansiyele sahip sosyal girişimcileri desteklemeyi, insanlığın yarını için bugünden yapılan bir yatırım olarak görüyoruz.
Bu yıl programın mottosu “Değer kat hayata, iyi bak dünyana” olarak belirlenmiş. Nasıl bir süreç yaşadınız bu yıl?
Bu yılki mottomuzun kaynağı, Kale Grubu olarak yıl içinde başlattığımız ‘İyi Bak Dünyana’ hareketi. Kale Grubu’nun mayasında süreklilik ve tutarlılık arz eden insan odaklılık ve sosyal fayda/ortak değer yaratma anlayışı var. Her zaman pozitif etki yaratan döngüsel projelere yatırım yapmaya öncelik ve değer veririz. İyi Bak Dünyana da böyle bir hareket. Değişimin her zaman en küçük yerden, kendimizden, kapımızın önünden, yerel olandan başlayacağına, küçük çabaların, büyük sonuçlar doğuracağına inanıyoruz.
İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı sayesinde her yıl, daha güzel bir dünya hayal eden, bu uğurda elini taşın altına koymaktan çekinmeyen, düşünen ve düşündüren, her yaştan pırıl pırıl insanlarla tanışıyoruz. Ne mutlu bize… Bu yıl da yine aynısı oldu. Tam 317 başvuru aldık. İçerikleri itibarıyla yine çok geniş bir yelpazede sosyal girişim başvuruları geldi. Yerel bir probleme çözüm sunandan tutun da iklim krizini önlemek için tekstil atıklarına odaklanana kadar… Ya da çocuklar için bir arkeoloji seti geliştirenden evrensel bir sorun olan engellerin kalkması için yüreğini ortaya koyana kadar…
“Beş yılda ödül programımıza başvuran proje sayısı 1300’ü aştı. Bunlar arasında 52 tanesi finale kalmayı başardı; 17’si ise ödül almaya hak kazandı. Programın gördüğü yoğun ilgi, her yıl artan sayıda başvuru almamız, nicelik kadar niteliğin de giderek geliştiğini görmek, bizim de cesaretimizi artırıyor ve güvenimizi pekiştiriyor”
Beş yılda ödül programımıza başvuran proje sayısı 1300’ü aştı. Bunlar arasında 52 tanesi finale kalmayı başardı; 17’si ise ödül almaya hak kazandı. Programın gördüğü yoğun ilgi, her yıl artan sayıda başvuru almamız, nicelik kadar niteliğin de giderek geliştiğini görmek, bizim de cesaretimizi artırıyor ve güvenimizi pekiştiriyor.
Gençlerin ödül programına ilgileri nasıl?
Bu yılki en önemli yeniliğimiz, ilk kez gelen başvurular arasında 18-25 yaş arasındaki gençlere Seçici Kurul Özel Ödülü vermemiz oldu. Bunun ardında şöyle bir içgörü yatıyor: İklim değişikliği ve diğer küresel sorunlardan en çok etkilenenler arasında gençler de yer alıyor. Mevcut küresel sorunlar eğitimlerini, istihdam fırsatlarını ve genel sosyoekonomik refahlarını etkilediği için gençler harekete geçiyor. Kampanyalar veya sosyal medya aracılığıyla farkındalık yaratmak, iklim değişikliğinin yarattığı ihtiyaçları ve zorlukları ele almak için yenilikçi işletmeler kurmak, herkesi harekete geçmeye çağırmak gibi aksiyonlar alıyorlar. Onlar beklemekten bir fayda gelmeyeceğini görüyor, sorumluluk üstleniyorlar.
Geride bıraktığımız 5 yıl içinde tüm Türkiye’yi aydınlatabilecek kadar parlak pek çok genç zihinle tanıştık. Bugüne kadar gelen başvurular, bize gençlerin programa yoğun bir ilgisinin olduğunu ve ellerinden tutulmaya daha büyük ihtiyaç duyduklarını gösterdi. Nitekim bu yıl da gelen 317 başvurun 178’ini, Gençlik kategorisi altında değerlendirdik. Gençlerimizin sesinin daha gür çıkmasını sağlamak için onlara özel bir destek vermeyi arzu ettik. Bu nedenle Erken Aşama, İleri Aşama ve İş Birliği kategorilerinin yanı sıra bir girişimcimize, Seçici Kurul Özel Ödülü takdim ettik. Bu ödülü, 2018 yılında Sabancı Üniversitesi öğrencileri Mustafa Alp Dumrul, Hande Dumrul ve Muzaffer Alperen Önal tarafından kurulan Kadınların Elinden adlı girişim aldı. Bu, Anadolu’daki kadın üreticilerin doğal ve organik ürünlerini büyük pazarlarla buluşturan bir sosyal girişim. Bugüne kadar 400’e yakın kadın üreticinin sesi olmayı başarmış. İyi eğitimli ve yetenekli gençlerin imzasını taşıyan bu girişim, tüm jüriyi etkilemeyi başardı.
Bize bu yılın başarılı başvuruları konusunda biraz bilgi verebilir misiniz?
Bu yıl Oreka, Moritoys, Kızlar Sahada, Fazla Gıda, Onaranlar Kulübü gibi birbirinden etkileyici projelerle karşılaştık, ama size bu yıl dereceye giren iki başarılı girişimi örnek olarak vermek isterim. İlki, Arnas Akbaş ve Ali Cem Yücebağ tarafından Şubat 2021’de kurulan Nivogo… Erken Aşama kategorisinde ödülün sahibi olan bu girişim, moda endüstrisinin bir sebepten (müşteri iadesi, defolu ürün, üretim hatası, teşhir vb.) satıştan çekerek atıklaştırdığı ürünleri, onlar adına yenileyerek, tekrar ‘satılabilir’ hale getiriyor ve bu ürünlerin satışını kendi satış kanallarında veya marka ortaklarının uygun gördüğü yerlerde gerçekleştiriyor. Yarattığı ‘atıksız moda sistemi’ sayesinde her yıl imha edilen veya depolarda çürütülen milyonlarca ürün tekrar ekonomiye kazandırılacak. Nivogo, henüz çok yeni bir girişim olmasına rağmen, bugün aylık 60.000’e yakın ürünü süreçlerinden geçirerek atık olmaktan kurtarıyor.
Yine bu yıl yüreklere çok dokunan bir girişimle tanıştık: Erişilebilir Her Şey… Kurucu ortakları arasında Hale Yıldız, Seben Ayşe Dayı, Serim Berke Yarar’nın yer aldığı Erişilebilir Her Şey, 2019 yılından bu yana engellenen bireylerin topluma eşit katılımını desteklemek için kurumlara erişilebilirlik danışmanlığı sunuyor ve kurumların hem fiziksel hem de iletişimsel olarak daha kapsayıcı olmalarını destekliyor. Erişilebilirliği 360 derece ele alan ve engellenen bireylerin doğrudan katılımının sağlayan katılımcı bir süreç ile istihdamdan kültür sanata kadar farklı alanlarda danışmanlık süreçleri ilerletiliyor. Kurumların yanı sıra toplumsal algıda da bir değişim yaratma hedefiyle sosyal medya hesapları engellilik hakkında bir bilgi ve farkındalık kanalı olarak kullanılıyor.
İbrahim Bodur Sosyal Girişim Ödül Programı kapsamında bundan sonraki hedeflerinizden söz eder misiniz?
İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’nın etki alanı her geçen yıl katlanarak büyüyor. İlk yılından bugüne başvuru sayısı tam 3 katına çıkan program, bugün Türkiye sosyal girişimcilik ekosisteminin en önemi taşıyıcı güçlerinden biri konumuna geldi. Biz etki alanımızı daha da geliştirmek ve daha fazla sosyal girişimciye erişebilmek istiyoruz. Buradan hareketle, Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) ile bir iş birliği yaptık ve ‘Dünyaya İyi Bakanlar Akademisi’ adını verdiğimiz sosyal girişimcilik eğitim programını tasarladık. Bu program, Kale Grubu olarak 65. yılımızı da kutlayacağımız 2022 yılında başlayacak. Anadolu’nun her yerindeki üniversite çağındaki gençleri sosyal girişimcilik dünyasıyla tanıştırmayı ve her yıl 150 yeni potansiyel adayın sahaya çıkmasına destek vermeyi amaçlıyoruz. Vicdanlı, sorumlu, duyarlı, teknolojiyi iyilik için kullanan, daha adil bir dünya için çabalayan ve ‘değişim öncüleri’ olarak gördüğümüz sosyal girişimcilere desteğimiz artarak devam edecek.