Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü’nden uzmanlar, “Dünya Nehirlerindeki İlaç Kirliliği” araştırması kapsamında Ergene Nehri’ni incelediler. Nehir, dünyada aktif farmakolojik bileşenler açısından en kirli %20’lik dilimde yer aldı.
Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü’nden uzmanlar; York Üniversitesi’nin (İngiltere) öncülüğünde, 258 nehri içine alan ve dünya ölçeğinde yapılan “Dünya Nehirlerindeki İlaç Kirliliği” araştırması kapsamında Ergene Nehri’ni incelediler. Ergene Nehri, dünyada aktif farmakolojik bileşenler açısından en kirli %20’lik dilimde yer aldı. Ayrıca nehrin suyunda, antibiyotik ile ağrı kesici ilaçlarda kullanılan temel etkin maddelerin yoğunluğu dikkat çekti.
Sonuçları ABD merkezli Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, 104 ülkede örnek alınan 258 nehrin dörtte birinden fazlasının, suda yaşayan organizmalar için güvenli olmayan düzeyde aktif farmakolojik bileşenler barındırdığı ortaya çıktı. Araştırma bulguları Ergene Nehri’nin dünyada en kirli %20’lik dilimde yer aldığını gösterirken nehir sularındaki ilaç bileşenlerinin insan sağlığı ve çevre açısından ciddi tehlike oluşturduğunu da gözler önüne serdi.
“Araştırma Bulgularına Şaşırmadık”
Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Turgut Tüzün Onay’ın liderliğinde topladıkları su örnekleriyle katkı sağladıkları araştırmayı değerlendiren Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ulaş Tezel, Ergene Nehri’nin aktif farmakolojik bileşenler açısından en kirli nehirler arasında yer almasının beklenen bir sonuç olduğunu söyledi. Ergene Nehri üzerinde uzun yıllardır çalıştıklarını belirten Tezel, “Bundan birkaç yıl önce yayınladığımız bir araştırmada nehrin sanayi atıklarıyla nasıl yoğun şekilde kirletildiğini gözler önüne sermiştik. York Üniversitesi’nin liderliğinde 100’den fazla ülkede 258 nehirden o ülkelerdeki uzmanların da desteğiyle örnekler toplandı. Biz de Ergene Nehri’nin dokuz farklı noktasından bu örneklerimizi aldık. Araştırma bulgularına şaşırmadık. Nehrin kirliliği yer yer değişiyor. Kaynağından çıktığında nehrin suyu güvenle içebilecek durumdayken birkaç kilometre sonra aşırı kirlilik ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.
“İlaç Üretiminin Bu Kirlilikte Büyük Payı Var”
Misafir öğretim görevlisi olarak çalışmalarına Paris Enstitüsü’nde devam eden Doç. Dr. Ulaş Tezel, Ergene Nehri’nde antibiyotik ile sık kullanılan ağrı kesicilerin temel bileşen maddelerinin yoğun görüldüğünü anlatarak, “Bu maddelerin nehir ekosistemlerine etkileri konusunda araştırmalara devam edilmeli. Bunların nehirde yaşayan canlıları nasıl etkilediğini anlamalıyız. Özellikle son yıllarda çok konuşulan antibiyotiklerin suda yaşayan mikroorganizmalar üzerindeki etkisi iyi incelenmeli” dedi. Tezel, araştırmada Ergene Nehri’nin Bolivya, Pakistan ve Etiyopya gibi ülkelerde yer alan su kaynaklarıyla birlikte aktif farmakolojik bileşenler açısından en kirli ilk %20’lik dilimde bulunduğu bilgisini de paylaştı. Tezel’e göre, Trakya’da büyük işletmelerce yapılan ilaç üretiminin bu kirlilikte büyük payı var. Tezel şunları söyledi: “Türkiye’de büyük ilaç firmalarının üretimi ağırlıklı olarak Trakya’da toplanmış durumda. Burada üretimin ardından atıkların yönetiminin nasıl yapıldığı incelenmeli. Göründüğü kadarıyla bazı geleneksel atık yönetimi yaklaşımları nehri aktif farmakolojik bileşenlerden korumak için yeterli değil. Nehirlerimizi bu tarz atıklardan korumak için gereken önlemleri almalıyız.”
Nehirlerde Antibiyotik Yoğunluğu Artıyor
York Üniversitesi’nin paylaştığı bilgiye göre en kirli nehirler genellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde bulunuyor. Bu ekonomilerde kötü atık su yönetiminin olduğu bölgelerde nehir sularındaki aktif farmakolojik bileşenler artıyor. Dünya çapında Pakistan, Bolivya ve Etiyopya’daki nehirler en kirlileri arasında yer alırken İzlanda, Norveç ve Amazon yağmur ormanlarındaki nehirler en iyi sonuçlara sahip. Nehirlerdeki en yaygın farmakolojik bileşiklerin çoğunun etkisi büyük ölçüde bilinmiyor. Doğum kontrol hapları, antibiyotik, ağrı kesici gibi sık kullanılan bazı ilaçların bileşen maddelerinin nehir canlılarının gelişimini ve üremesini etkileyebileceği öngörülüyor. Bilim insanları özellikle nehirlerde artan antibiyotik yoğunluğundan endişe duyuyor.