#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

İklim Oyunu Soruyor: 2050 Net Sıfır Hedefi Mümkün mü?

açık radyo açık kalmalı

Financial Times, bilimsel verilere dayanan eğlenceli bir oyunla oyuncuları emisyonları 2050 yılına kadar net sıfıra indirip indiremeyeceğini görmek adına serüvene çıkarıyor.

YAZI: İmran Zoya UĞUR

İklim krizine karşı duyarlılık gelişiyorsa da somut eylemler göremiyoruz. Her geçen gün dünyamızın daha da ısınmasına neden olan seragazı emisyonlarının Paris Anlaşması’nın 1,5 derece hedefi kapsamında hızla azaltılması gerekiyor. Bu koşullar içinde Financial Times bir oyun sunuyor. Üstelik bu oyun interneti olan herkesin tarayıcı üzerinden ulaşabileceği bir şekilde tasarlanmış.

Oyunun en ilgi çekici yanlarından biri, bilimsel veriler üzerine inşa edilmiş bir kurgunun içinde olma şansı yakalarken oyun içindeki akışta kararlarımızın sonuçlarını görebiliyor oluşumuz. Ancak unutmamak gerekir ki ne kadar bilimsel gerçeklere de dayansa nihayetinde bu bir oyun. Geleceğin mükemmel bir simülasyonu olmasını bekleyip kehanet niteliği taşıdığını düşünmek yanılgı olur.

Oyun, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından 2022 yılında geliştirilen emisyon modellemesinden yararlanıyor. IEA’nın “2050’ye Kadar Net Sıfır” raporunda kullanılan senaryolar, oyun içeriğine ve oyun içindeki kararların sonuçlarına etki ediyor. İklim sonuçları, IEA’nın Dünya Enerji Modeli (WEM) ve Enerji Teknolojisi Perspektifleri (ETP) modeli ile MAGICC v7+ (Seragazı Kaynaklı İklim Değişikliği Değerlendirmesi Modeli) iklim modeli kullanılarak hesaplanıyor.

Küresel Isınmayı 1,5 C’de Tutabilmek için Çabalıyoruz

Gelelim oyundaki görevimize; enerji kaynaklı karbondioksit emisyonlarını 2050 yılına kadar net sıfıra indirerek küresel ısınmayı 1,5C’de tutabilmek için çabalıyoruz. Nasıl mı? Öncelikle gelecek nesiller için “küresel bakan” olarak atandığımızı öğreniyoruz. Yani çıkar çatışmaları yaşayan ulusların 10 yıllardır kaçtığı kararları vermek bizim görevimiz oluyor. Tam anlamıyla dünyayı kurtardığımız oyunda, şimdiye kadar medeniyetimizin “biriktirdiği” ve oyunun başında bize sunulan puanları, gezegenimizi iyileştirmek için kullanıyoruz. Fakat bu yolda yalnız değiliz. Dört danışman seçeneğimizden biri ile serüvene devam ediyoruz. Kimi aktivist kimi iş insanı olan farklı uzmanlık alanlarına sahip bu danışmanlardan biri, karar verme aşamalarımızda bizlere mentorluk ediyor. Sonrasında 100 puanlık bir bütçe (efor) ile dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirmek için her biri bir miktar puana bedel olan kararlar vererek oyuna devam ediyoruz. Yıl aralıkları ile bölümlenen oyun üç periyottan oluşuyor ve oyunda bir süre kısıtlaması bulunmuyor.

Birkaç Dakikalığına Kahraman Oluyoruz

Almamız gereken kararlara bir örnek verelim: Kömürden elektrik üretimi tüm enerji sektörü kaynaklı karbondioksitin dörtte üçünü oluşturuyor. Bu bilgi ile nasıl bir düzenleme yapmalı ki karbondioksit salımı azalsın? Karşımızda farklı puanlara sahip seçenekler çıkıyor. Ve dünyanın kaderi bizim ellerimizde oluyor. Verdiğimiz kararların etkisiyle dünyada yaşanan somut değişimler bize bildirim olarak geliyor. Yani birkaç dakikalığına kahraman oluyoruz. Hissettiğimiz güç ile umut buluyor ve oyuna merakla devam ediyoruz.

Eşitlik, Sağlık, Doğa Gibi Madalyaları Topluyoruz

Elektrik kullanımı, ulaşım, şehir planlaması, endüstri, tarım ve arazi kullanımı gibi çeşitli alanlarda gezegen için en iyi seçeneği bularak süreç içinde ödüller kazanıyoruz. Eşitlik, sağlık, doğa gibi madalyaları topluyoruz. Yıllar geçiyor. Harcadığımız efor ve gezegendeki karbondioksit oranı 2050 yılı için ideal ise biz kazanıyoruz, dünya kazanıyor. Aynı zamanda oyunun finalinde çeşitli grafikler üzerinden verdiğimiz kararların analizi görüntülenebiliyor. Neden kazandığımızı veya kaybettiğimizi böylelikle görebiliyoruz.

Bu oyun iklim krizinin gezegenimizin kaderi olmadığını, gereken adımlar zamanında atılırsa tehlikeleri önleyebileceğimizi hatırlatıyor. Oyuncuyu edilgen bir konumdan çıkarıp etken bir özne olmaya davet ediyor. Bunu da didaktik bir tavırla değil, temelleri gerçeklere dayansa da eğlenceli bir kurgu ile sağlıyor. Öyle ki kendimizi bir anda Karayipler’deki balıkların kaderini değiştirmiş bulabiliyoruz. Kurtardıkça motive oluyor, belki biraz da değişimin mümkün olabileceğini hissediyoruz.

Ve sanki oyun fısıldıyor bize: “Yaşanabilir bir dünya yaratmak mümkün.”

EkoIQ Editör

açık radyo açık kalmalı
açık radyo açık kalmalı