#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Moda Endüstrisinin Ayakizinde “Düzensiz Sürdürülebilirlik Vaatleri” Görülüyor

açık radyo açık kalmalı
Çevre koruma kuruluşu Changing Markets Foundation’ın hazırladığı rapor, sertifika programlarının “düzensiz bir sürdürülebilirlik vaadi” sunduğunu gösteriyor. Rapora göre, sertifika programları kirliliğin artmasına etki ediyor ve endüstrinin fosil yakıt bağımlılığının güçlenmesine katkı sağlıyor
Haber: Phil MCKENNA Çeviri: S. Sena AKKOÇ

Çevre koruma kuruluşu Changing Markets Foundation (Değişen Pazarlar Kuruluşu) tarafından hazırlanan rapora göre, Yeni bir rapora göre, moda markalarının sürdürülebilirlik konusundaki uygulamalarının “yeşil olduğunu” ispat eden çevre sertifikaları, endüstrideki “yeşil badana” hamlelerini kolaylaştırıyor.

Modanın Ayakizi

2015’te kurulan Hollanda merkezli kuruluş, kurumsal uygulamalardaki sorumsuzlukları açığa çıkararak yaşanan değişime daha sürdürülebilir bir yön vermeyi amaçlıyor. Gerçekleştirilen analiz, modanın giderek büyüyen ayakizini azaltmayı amaçlıyor. Sertifika programlarının kirliliğin artmasına etkisi olduğunu belirten analiz, yine aynı şekilde bu programların endüstrinin fosil yakıt bağımlılığının güçlenmesine katkı sağladığını da ileri sürdü.

Changing Markets Kampanya Yöneticisi ve raporun Başyazarı George Harding-Rolls, “Atıkların çoğalması, giysi kullanımının azalması ve fosil yakıtlara bağımlılığın artması gibi şemalar, sürdürülebilir moda kavramının çok yakınımızda olduğuna işaret ediyor. Mevcut durum daha fazla düzenlemelere ve yasalara ihtiyaç duyduğumuz sistemik önlemlerin alınmasını engelliyor” diyor.

Talepler Yanıtsız Bırakıldı

Giysi perakendecileri, Inside Climate News’in yorumlarında belirtilen talepleri yanıtsız bıraktı. Sürdürülebilir moda sertifikası programlarını yürüten kuruluşlar, giyimde kullanılan polimer veya yastık elyaflarının artan kullanımı dahil olmak üzere rapordaki birçok konuyu es geçti. Bunların yerine ambalaj ve teşhirlerde kullanılan plastikleri azaltma çabalarına odaklandı. Rapora göre “Plastik askıların, çantaların ve diğer ambalajların azaltılmasına yönelik çalışmalar övgü alırken giysiler için giderek artan plastik kullanımı göz ardı ediliyor!”

Rapor Sertifikasyon Programlarını Değerlendirdi

Rapor, her yıl 100 milyardan fazla giysi üreten, küresel seragazı emisyonlarının %2-8’ini oluşturan ve hızla büyümekte olan moda endüstrisi için en önemli 10 sürdürülebilirlik sertifikasyon programını değerlendirdi.

“Sözde” Sertifikalar

Changing Markets analizi, hızla değişen moda trendlerine ayak uydurmak için tasarlanmış ve ucuz giysiler üreten hızlı modanın (fast fashion) yükselişini merkeze koydu. Yanı sıra sürdürülebilirlik programlarında “sözde” yer alan, aşırı üretim sorunları konusunu odağına aldı. Ayrıca, ürünlerin kullanım ömürlerine yönelik yönetim (end of life management) ile üretim ve imalatta fosil yakıtların ve zehirli kimyasalların kullanımını da değerlendirdi.

Programların tedarik zincirinin küçük bir bölümüne yoğunlaştığını ve “düzensiz bir sürdürülebilirlik vaadi” sunduğunu ifade eden rapor, programların genellikle değerlendirdikleri markalar tarafından finanse edildiğine dikkat çekti. Ayrıca sertifika programlarının “hırssız, anlaşılmaz, sorumsuz ve tehlikeli” olduğunun da altını çizdi.

Büyük İhmal!

Örneğin, İngiltere merkezli Ellen MacArthur Vakfı’nın “Yeni Plastik Ekonomisi” girişimi, Walmart’ın da dahil olduğu üyelerini giysilerde kullanılan plastik veya sentetik elyaflardan çok plastik ambalajlarını azaltma taahhüdü vermeye çağırıyor. Polyester gibi sentetik malzemelere dayanan tekstil sektörünün ambalajdan sonra plastikler için en büyük ikinci pazar olduğunu belirten rapor, sentetik elyaf kullanımının göz ardı edilmesinin büyük ihmal olduğu çıkarımına varıyor.

Walmart gelen yorumları ve talepleri yanıtsız bıraksa da Ellen MacArthur Vakfı, kendi programını savundu. Vakıf, “Plastik girişimimizin odak noktasının ambalaj olduğu doğru; plastiklerin en çok kullanıldığı alan. Ve büyük miktarlardaki kirlilikten, emisyonlarından ve kaybedilen ekonomik fırsatlardan sorumlu” şeklinde bir açıklama yaptı.

Analize dahil edilen en büyük programlardan biri, Sürdürülebilir Giyim Koalisyonu (SAC) tarafından yürütülüyor. Kendini giyim, ayakkabı ve tekstil endüstrisinde “sürdürülebilir üretim için lider ittifak” olarak sunan koalisyon üyeleri arasında 250’den fazla marka, perakendeci, üretici, akademik kurum, hükümet ve sivil toplum kuruluşu yer alıyor.

Faaliyetler Çin’de Gerçekleşiyor

Hanging Markets, SAC’ın Higg Endeksi’nin değerlendirildiği 10 sürdürülebilirlik programı arasında en düşük puanı aldığını ve giyim için fosil yakıt stokları, hızlı modanın yol açtığı aşırı tüketim ve mikrofiberlerin/mikroplastiklerin doğaya bırakılması ile ilgili sorunları yeterince ele almadığını tespit etti. Rapor, Higg Endeksi’ne de bağımsızlık, performans ve sürdürülebilirliği nasıl iyileştirdikleri konusunda düşük puan verdi.

Önde gelen moda markalarının sattığı hammaddeleri, elyafları ve giysileri üreten fabrikalar ve diğer endüstriyel tesisler, tekstil endüstrisinin seragazı emisyonlarının büyük çoğunluğundan sorumlu. Üretici üçüncü taraf şirketlerin çoğu ise faaliyetlerini dünyanın en büyük tekstil ihracatçısı olan Çin’de gerçekleştiriyor.

İhracat için Üretim

Çin’in en büyük çevre örgütü olan Kamu ve Çevre İşleri Enstitüsü (IPE), ekim ayında, moda markalarının sürdürülebilirliğine yönelik olarak Çin’deki fabrikalardan ve diğer fabrikalardan kaynaklanan seragazı emisyonlarına odaklanan bir rapor yayımladı.

IPE kıdemli üyesi Linda Greer, “Öncelikle tedarik zincirine odaklanıyoruz çünkü hazır giyim sektörü başta olmak üzere birçok sektörün emisyonlarının %80’e yakını tedarik zinciri kaynaklı. Tedarik zincirine odaklanmamızın diğer bir nedeni ise Çin merkezli bir kuruluş olmamız ve fabrikalarımızın çoğunda ihracat için üretim yapmamız” diyor.

IPE’nin Kurumsal İklim Eylemi Şeffaflık Endeksi, markaların iklim değişikliğine yönelik performanslarını 0’dan 100’e kadar puanlıyor. Puanlar, kurumsal iklim politikalarına, emisyonların izlenmesine ve açıklanmasına, emisyon azaltım hedeflerine ve şirketlerin tedarik zincirlerindeki seragazı emisyonlarını azaltmak için Çin’de gerçekleştirdikleri doğrudan eylemlere göre veriliyor. Ancak Changing Markets raporunun aksine IPE endeksi, hızlı modanın yol açtığı aşırı tüketimi hesaba katmıyor.

Yaklaşık 80 bin Fabrika

IPE Endeksi, şubat ayında Çin’in ülkenin en büyük kirleticilerinden karbon emisyonlarını kamuya açıklamalarını talep ettiğinde büyük destek almıştı. Hangi şirketlerin emisyonlarını bildirmeleri gerektiği de dahil olmak üzere yeni düzenlemenin ayrıntıları üzerinde hâlâ çalışılıyor. Greer, geçmişte emisyonlarını gönüllü olarak bildiren üreticilerde büyük bir artış olacağını ve yaklaşık 80 bin fabrikaya bu endeksin uygulanacağını tahmin ediyor.

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu da halka açık şirketler için benzer bir düzenleme önerdi. Planlanan ABD şeffaflık gereklilikleri, Avrupa’nın hızlı modayı besleyen düşük maliyetli, tek kullanımlık giysileri hedef aldığı düzenlemeler üzerine çalıştığı bir dönemde geldi. 30 Mart’ta Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği’nde satılan giysilerin uzun ömürlü, geri dönüştürülebilir ve -mümkün olduğunca- geri dönüştürülmüş liflerden yapılmış olmasını sağlamayı hedefleyen Sürdürülebilir ve Dairesel Tekstil Stratejisi’ni yayımlamıştı.

Bu yılın başlarında New York eyaletinde büyük moda markaların tedarik zincirlerinden yayılan bazı seragazı emsiyonları ile birlikte üretim süreçlerindeki su ve kimyasal kullanımlarını açıklamalarını gerektiren bir yasa tasarısı sunuldu. Changing Markets’dan Harding Rolls, bu düzenlemelerin moda endüstrisi için bir dönüm noktası olacağını söylüyor.

Harding Rolls, “ Moda sektöründe gönüllü sürdürülebilirliğin sonunu gördüğümüzü düşünüyorum. Son 20-30 yıldır sektörün kendi kendini düzenlemesini deniyoruz. Ancak gördüğümüz şey, sektörün çevresel etkilerinin giderek kötüleştiği. Önümüzdeki birkaç yıl düzenlemelerin nasıl sonuçlanacağını görmemiz açısından oldukça kritik” diyor.

EkoIQ Editör

açık radyo açık kalmalı
açık radyo açık kalmalı