Belgesellerin son başvuru tarihi 1 Mayıs olarak belirlenen BIFED 2023’ün festival ekibi daha yaşanabilir bir dünya için çağrıda bulundu. Çağrıda, “Tohum çeşitliliği, iklim adaleti, barış bir başka bahara kalmış görünüyor. İnsana ve mavi güzel gezegene dair belgeselleriniz şimdi daha acil” denildi.
Bu yıl 11-15 Ekim 2023 tarihleri arasında gerçekleşecek olan 10. Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali’ne belgesellerin son başvuru tarihi 1 Mayıs olarak belirlendi. Yönetmenliğini Petra Holzer’in, koordinatörlüğünü Ethem Özgüven’in üstlendiği festivale bu yıl da yönetmenler filmlerini ücretsiz gönderebilecek.
BIFED 2023, dünyanın dört bir yanında süren adalet arayışlarından, iklim mücadelelerine, halkların direniş öykülerinden, yüzlerce bölgede kapana kısılmış mültecilere kadar geniş temalardaki belgeselleri bekliyor.
“Çalışmalarınız Koyu Karanlığı Aydınlatacak”
Festival ekibinin BIFED 2023 için mesajı şöyle: “Dünyanın farklı köşelerinde gelişip güçlenen tek şey savaş. Daha yaşanabilir bir dünya için yapılan tüm planlar ve dayanışma idealleri ya ertelendi ya unutuldu. Tohum çeşitliliği, iklim adaleti, barış bir başka bahara kalmış görünüyor. İnsana ve mavi güzel gezegene dair belgeselleriniz şimdi daha acil. Gezegenin kaynakları ve paranın dağılımındaki adaletsizliği, eko kırımı, güvensiz çalışma koşullarını görünür kılan çalışmalarınız koyu karanlığı aydınlatacak. Dokuz yıldır festivalimizin ana öğesi sizlerin üretimleriyle ortaya çıktı. Bu sene de eserlerinizi bekliyoruz.”
“Karanlık Gelecek Tablosunu Dayanışmayla Çözmek Zorundayız”
BIFED 2023 duyurusunda, Kahramanmaraş merkezli depremlere de değinildi ve şu ifadelere yer verildi: “Depremi büyük felaket haline getiren şey ‘hazırlıksız olmak’. İzmit depreminden sonra bu depreme hazırlıksız idik. Bu depremden sonra İstanbul ve diğer depremlere de hazırlıksızız. Şu an İstanbul’da dokuz bin bina her an yıkılabilir. Bir buçuk milyon bina da herhangi bir mühendislik hizmeti almamış. Sivil toplumu aşan bu karanlık gelecek tablosunu yine sivil toplumla ve dayanışmayla çözmek zorundayız. Bu korkunç tablonun ardında çok ince bir terminoloji var: İmar barışı. Burada ne imardan ne de barıştan söz edebiliriz. Ortaya çıkan şey bunun tam zıddı olabilir: Enkaz savaşı”.
Küresel Açlık, Kuraklık ve Aşırı İklim Olayları
Duyuru şu şekilde devam etti: “Felaketleri sıraya koyduğumuz bir 10 yıldayız. Rusya’nın Ukraynalı ve Rus gençlerin, sivillerin, çocukların ve ekosistemin yaşamı, sağlığı ve oluşturulan tüm kültür üzerinden Batı’yla savaşı sürüyor. Buna bağlı küresel açlığı, kuraklık ve aşırı iklim olayları artırıyor. Ülkemizde kuraklık ürkütücü boyutlarda ve hâlâ ülkenin her yerinde çok uluslu şirketler yer altı sularını, ormanları aslında ekosistemi yok etmek çabasında. Hayat pahalılığının, yoksulluğun ve kirlenmenin önünde çok verimli alanlar var ve bizler bunun yalnızca dayanışmayla durdurabiliriz”.