#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
seragazı emisyonu

Küresel Yüzey Sıcaklığı Yükseldikçe İklim Değişikliğinin Etkileri Artıyor

Küresel yüzey sıcaklığında, 1970’ten bu yana hızlı bir artış yaşanıyor. İnsan kaynaklı nedenlerle sıcaklık, 1850-1900’den 2010-2019’a kadar 0,8’den 1,3 dereceye yükseldi. İklim değişikliği, dünyanın birçok bölgesinde hava olaylarını ve iklim koşullarını olumsuz etkilemekle birlikte savunmasız toplumlar bundan orantısız şekilde etkileniyor.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2023 İklim Değişikliği Sentez Raporu’na göre, küresel yeryüzü sıcaklığı, 1850-1900’lere oranla 2011 ile 2020 arasındaki dönemde 1,1 santigrat derece yükseldi. Seragazı emisyonu yoluyla insan faaliyetlerinin artması küresel ısınmaya neden oldu ve aynı zamanda karadaki sıcaklık, okyanuslardaki sıcaklığa göre daha fazla arttı.

Seragazı Emisyonları Görülmemiş Düzeyde Artıyor

Küresel seragazı emisyonları, 2010-2019 arasında daha önce görülmemiş bir düzeyde artmayı sürdürdü. İnsan kaynaklı iklim değişikliği, dünyanın birçok bölgesinde hava olaylarını ve iklim koşullarını olumsuz etkiledi. İklim değişikliğine en az neden olan savunmasız toplumlar ise bundan orantısız etkilendi. Küresel yüzey sıcaklığında, 1970’ten bu yana daha hızlı artış yaşandığı ve insan kaynaklı nedenlerle sıcaklığın artma seviyesinin 1850-1900’den 2010-2019’a kadar 0,8’den 1,3 dereceye yükseldiği ifade ediliyor.

İnsan kaynaklı iklim değişikliği;

  • Her bölgede meteoroloji ile sıcak hava dalgası, yoğun yağış, kuraklık ve tropikal siklonlar gibi iklim aşırılıklarını tetikliyor.
  • Karasal, tatlı su, kriyosfer, kıyı ve okyanus ekosistemlerinde büyük zararlara neden oluyor.
  • Coğrafi dağılımlar ve mevsimsel dönemlerdeki değişiklikler de dahil olmak üzere biyolojik tepkiler, iklim değişikliğinin şu anki durumuyla başa çıkamıyor.
  • Yüzlerce yerel türün yok olması sıcaklığın aşırı yükselmesine, kara ve okyanusta toplu ölümlerin yaşanmasına zemin oluşturuyor.
  • Buzulların erimesinden kaynaklanan hidrolojik değişikliklerin etkisi, bazı dağlardaki ve arktik ekosistemlerde donmuş toprakların çözülmesinden kaynaklı değişiklikler gibi ekosistemler üzerindeki etkiler, geri döndürülmez seviyelere ulaşıyor. Okyanusların asitlenmesi, deniz seviyesinin yükselmesi veya yağışlarda bölgesel düşüşler yaşanıyor.
  • Çölleşmeyi ve özellikle kıyı kesimlerinde, nehir bölgelerinde, kurak alanlarda ve donmuş arazilerde toprağın bozulmasını hızlandırıyor.
  • Deniz seviyesinin yükselmesi, sıcaklığın artması ve ekstrem iklim olayları sonucu kıyı ve sulak alanların neredeyse %50’si, geçen 100 yıl içinde yok oldu.
  • Su güvenliği de olumsuz etkilendi. Bu durum Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşma girişimlerini aksattı.
  • Ortalama tarımsal üretim artmasına rağmen iklim değişikliği, son 50 yılda küresel olarak tarımsal üretimde büyümeyi yavaşlattı.
  • Küresel ısınmanın şu anki seviyesi, kurak arazilerde artan su kıtlığından kaynaklanan ortalama riskle bağlantılı. Dünyadaki nüfusun tahminen yarısı, iklime bağlı olarak yılın bazı dönemlerinde ciddi su kıtlığı yaşıyor.
  • Hava olaylarındaki ve iklim aşırılıklarındaki artış milyonlarca insanın gıda güvensizliği yaşamasına ve su güvenliğinin azalmasına neden oluyor.
  • Sıcaklığın şehirlerde yükselmesi, hava kirliliğini artırırken altyapıların da kısıtlı çalışmasına yol açıyor. Şehir altyapısı, ulaşım, su, temizlik ve enerji sistemleri başta olmak üzere iklim değişikliği, ekonomik kayıplara ve hizmetlerin sekteye uğramasına sebep oluyor.
  • İklim değişikliği, insanların fiziksel ve zihinsel sağlığını da olumsuz etkiliyor.

Raporda, yapılan çalışmalardaki tüm senaryo ve modellemelerde küresel ısınmanın yakın zamanda artmaya devam edeceği öngörülüyor. Gelecekte ısınma, emisyonlardan kaynaklanacak ve tüm önemli iklim sistemi bileşenlerini etkileyecek. İklimle bağlantılı çoğu riskin, önceki varsayımlara göre daha yüksek olacağı düşünülüyor ve uzun vadeli etkilerin şu ankinden daha fazla olacağı tahmin ediliyor.

EkoIQ Editör