Cilo Dağları’ndaki buzulların küresel ısınma kaynaklı erimesine bağlı olarak buzul gölündeki genişleme uydu kayıtlarına da yansıdı. Küresel ısınmanın etkilerinin özellikle son beş yılda daha da arttığını belirten bilim insanları, buzul alanının son 10 yılda hacimsel olarak yüzde 20-30’a yakın daraldığını ama eteklerinde oluşan buzul göllerinde ise hacimsel olarak büyümelerin meydana geldiğini ifade etti.
Hakkari ve Yüksekova arasındaki Cilo Dağları’nda yer alan Türkiye’nin en büyük vadi buzulunun bir bölümü, artan sıcaklıklar nedeniyle eridi. Buzul alanındaki daralma, parçalanmalar ile buzul gölündeki genişleme fark edilir boyutlara ulaştı. AA’nın aktardığına göre, buzullaşma sürecinin 2 milyon yıl öncesine dayandığını söyleyen Hakkari Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi, yer ve deniz bilimci Prof. Dr. Mehmet Nuri Bodur, buzullaşmanın belirli aralıklarla kesintiye uğrayarak erime süreçlerinin başladığını anlattı. Bu durumun sanayi devrimiyle daha da hızlandığını vurgulayan Prof. Dr. Bodur, “Son 10 yıllık döneme bakacak olursak tüm dünyadaki buzullarda erime sürecinin hızlandığını, bu hızlanmanın en belirgin örneğini de Hakkari’deki Cilo Dağları’nda bulunan buzullarda ve buzul göllerinde açık şekilde görebiliyoruz” dedi.
“Ekosistemde Önemli Bozulmalar ve Değişimler Olabilir”
Yaptıkları gözlemlerden söz eden Bodur, buzullarda ciddi erimelerin olduğunu, buzul gerilemesinin meydana geldiğini ve erime sonucunda buzul gölünün hacimsel olarak büyüdüğünü tespit ettiklerini aktardı. Erimeler sonucu bölgede taşkınların olabileceğini, lokal olarak ekosistemde önemli bozulmaların ve değişimlerin meydana gelebileceğini belirten Bodur, “Bölge açısından baktığımızda birtakım tarımsal, hayvansal faaliyetlerin azalmasına neden olabilecek bir durumu ortaya çıkarması söz konusu olabilir. Bu durumun bölgede iklimsel birtakım değişikliklere de neden olabileceğini söylememiz mümkün” dedi.
“Buzulların Üzerinde Yürümek Çok Büyük Tehlike!”
“Doğa sporları açısından baktığımızda da çok zengin bir coğrafya ve bu zenginliği tüm ülkeye, dünyaya tanıtmak için çeşitli etkinlikler yapmak gerekir ama bu etkinlikleri yaparken, doğaya zarar vermeden, doğayı kirletmeden, doğanın yarattığı unsurları yok etmeden, insan yararına oluşturduğu yapıyı bozmadan turistlik amaçlı gezilebilir” diye konuşan Prof. Dr. Bodur şunları söyledi: “Bunun için mutlaka koruyucu önemlerin alınması lazım. Aksi halde bölgenin hem kirlilik hem ekosistem hem mikroklima açısından birtakım değişikliklere uğramasıyla zararlı hale gelebileceğini söyleyebiliriz. Doğa bize sunduğu nimetleri iyi kullanmadığımızı görürse bu nimetleri elimizden geri alır. İnsanlar gidip gezebilir, görebilir, fotoğraf çekebilir ama gidip de buzulların üzerinde yürümeleri, o çatlakların, kırıkların kenarlarında zaman geçirmeleri çok büyük tehlike.”
“Kılcal Çatlaklar Büyük Parçalanmalara Neden Olabilir”
Buzul alanında görülebilen ve görünmeyen kılcal çatlakların bir anda ayrışmalara ve daha büyük parçalanmalara neden olabileceğine işaret eden Bodur, “Bu buzullar göründüğü gibi durmuyor. Erimeden dolayı buzulların tabanında birtakım boşluklar, bu boşluklardan dolayı üst katmanlarda çökmeler, çatlaklar ve yarıklar oluşuyor. Bu durum, insanların gezintisi esnasında meydana gelmesi büyük tehlike arz ediyor. Kesinlikle buzulların, buzul gibi görünen kar kütlelerinin üzerine çıkılmaması lazım çünkü bunların altları erimeden dolayı boşluklarla dolu” uyarısını yaptı.
Bodur, küresel ısınmaya bağlı olarak Cilo Dağları’ndaki buzullardaki erimeye bağlı olarak buzul gölündeki genişlemenin uydu kayıtlarında da görülebildiğini ifade etti. Küresel ısınmanın etkilerinin özellikle son beş yılda daha da arttığını belirten Bodur, “Erimenin çok net şekilde hızlandığını görebiliyoruz. Buzul alanı son 10 yılda hacimsel olarak %20-30’a yakın daralmış ama eteklerinde oluşan buzul göllerinde ise hacimsel olarak büyümeler meydana gelmiş ve genişlemiş” dedi.