Transatlantik köle ticaretinin insanlık tarihinin en karanlık bölümlerinden biri olduğunu kabul eden Birleşmiş Milletler (BM); kölelik, köle ticareti ve sömürgecilik kurbanları için -özellikle de Afrika diasporasındaki Afrika kökenli insanlar için- onuru ve eşitliği savunuyor. BM tarafından ilk kez 2021 yılında kutlanan Uluslararası Afrika Kökenli İnsanlar Günü, Afrika diasporasına dair farkındalık yaratmayı ve Afrika kökenli insanlara karşı her çeşit ayrımcılığı ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
Derleme: S. Sena AKKOÇ
Afrika kökenli insanlar, yüzyıllar boyunca kölelik ve sömürgecilik mirasının bir parçası olarak ötekileştirildi ve ayrımcılığa maruz bırakıldı. Dışlanma ve yoksulluğun acısı çoğu zaman resmi istatistiklerde görünmez olsa da dünyanın birçok yerinde ırksal ayrımcılık farklı formlarda devam ediyor. Oysa tüm insanlar özgür ve eşit haklarla doğuyor ve her biri toplumların kalkınmasına ve refahına katkıda bulunma potansiyeline sahip.
Adaletsiz, Tehlikeli ve İnsan Haklarına Aykırı!
Irk üstünlüğüne dair hiçbir doktrinin bilimsel ve ahlaki açıdan doğruluğu bulunmamakla birlikte bu tür ayrımcılıkların toplumsal açıdan adaletsiz, tehlikeli ve insan haklarına aykırı olması nedeniyle reddedilmesi gerekiyor. Birleşmiş Milletler tarafından ilk kez 2021 yılında kutlanan Uluslararası Afrika Kökenli İnsanlar Günü, Afrika diasporasına dair farkındalık yaratmayı ve Afrika kökenli insanlara karşı her çeşit ayrımcılığı ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
Onur ve Eşitlik Savunması
Transatlantik köle ticaretinin insanlık tarihinin en karanlık bölümlerinden biri olduğunu kabul eden Birleşmiş Milletler; kölelik, köle ticareti ve sömürgecilik kurbanları için -özellikle de Afrika diasporasındaki Afrika kökenli insanlar için- onuru ve eşitliği savunuyor.
Afrikalılara ve Afrika kökenli insanlara yönelik süregelen şiddeti ve adalet sistemlerindeki yapısal ırkçılığı kınamak için 19 Haziran 2020’de Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, “Kolluk kuvvetleri tarafından aşırı güç kullanımı veya diğer insan hakkı ihlalleri ile kısıtlanmasına karşı Afrikalıların ve Afrika kökenli insanların temel hak ve özgürlüklerinin korunması ve desteklenmesi” kararını kabul etti. Karar uyarınca İnsan Hakları Yüksek Komiseri, İnsan Hakları Konseyi’nin 47. oturumunda ırksal adalet ve eşitlik için dönüştürücü değişime yönelik bir gündem sundu.
SKA’lar Doğrultusunda İlerlemeler
2020 yılında bu kararın alınmasının altında birçok olay yatıyordu. 2020 yılı, Afrika Kökenli İnsanlar için Uluslararası On Yıl’ın (2015-2024) beşinci yılına denk geliyordu. Bu on yılın belirlenme sebebi, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda dünya çağında Afrika kökenli insanlara karşı hem ırkçılığın ve ayrımcılığın azaltılması hem de sosyal adalet ve katılım politikaları ile insan haklarının geliştirilmesiydi.
2020 yılında, yasal zeminde ve kurumsal olarak Afrika kökenli insanlar açısından bir ölçüde ilerleme kaydedilmiş olsa da ırksal ayrımcılıklar, ötekileştirme ve dışlanmaya maruz kalma devam ediyor. Son olarak Covid-19 salgını, sağlık sisteminde uzun yıllardır devam eden yapısal eşitsizliklerin ve sistematik ayrımcılık sorunlarını ele almanın aciliyetini bir kez daha gösterdi.
George Floyd’un Öldürülmesi ve Yükselen Tepkiler
Var olan sorunların yanında George Floyd’un öldürülmesi, insanları ırkçılığı protesto etmeye yöneltti ve ırksal adalet konusunda önemli tartışmalara yol açtı. Gelişmeler, 2020 yılında ırksal ayrımcılığın uluslararası ve ulusal düzeyde ele alınması açısından bir dönüm noktası oldu.
Afrika kökenli insanların karşılaştıkları ayrımcılıklara tepki gösterilmesi onların politika süreçlerindeki görünürlüklerini de artıyor. Irksal ayrımcılıkla mücadele için özellikle çocukların ve gençlerin gelişimine yatırım yapmak son derece önem taşıyor. Çünkü Afrika kökenli insanların ekonomik, sosyal ve insani kalkınmanın faydalarından yararlanmalarını sağlamak ancak ırksal ayrımcılığı önlemekle mümkün olabilecek.