Kent

Uluslararası Afet Riskinin Azaltılması Günü: Dayanıklı Bir Gelecek için Eşitsizliklerle Mücadele

Uluslararası Afet Riskinin Azaltılması Günü

Yoksulluk, eşitsizlik ve ayrımcılık artan afet risklerinin hem nedenleri hem de sonuçları. Çünkü eşitsizlikler, insanları felaketlere karşı savunmasız hale getiren koşulları oluşturuyor. Diğer yandan en fazla afet riski altında olan grupların en yoksul insanlar olması eşitsizlikleri daha da derinleştiriyor. Bu nedenle afetlere karşı savunmasızlık ile mücadelede risk faktörlerinin tüm boyutlarıyla ele alınması gerekli.

Çeviri: S. Sena AKKOÇ

18 Mart 2015 tarihinde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Afet Riskini Azaltma Konferansı’nda Sendai Afet Riskini Azaltma Çerçevesi 2015-2030 kabul edildi. Afet risklerini önlemek ve mevcut afet risklerini azaltmak için hedefler içeren Sendai Çerçevesi, dört eylem önceliği belirliyor:

  • Afet riskinin daha iyi anlaşılması,
  • Afet riski yönetişiminin güçlendirilmesi,
  • Dayanıklılık için afetlerin azaltılmasına yönelik yatırımların yapılması,
  • Etkili müdahalede afet hazırlığının artırılması için iyileştirme, rehabilitasyon ve “Daha İyiyi İnşa Etmek”.

Sendai Çerçevesi, 2015-2030 yılları arasında afet riskinin insanların ve toplulukların hayatlarında; işletmelerin ve ülkelerin varlıklarında meydana getirebileceği kayıpların önemli ölçüde azaltılmasını hedefliyor. Yanı sıra geçim kaynaklarını; ekonomik, fiziksel, sosyal, kültürel ve çevresel varlıkları da koruma altına almayı amaçlıyor.

Eşitsizlikler ile Afetler Arasındaki İlişki

2023 Uluslararası Afet Riskini Azaltma Günü, “Dayanıklı Bir Gelecek için Eşitsizliklerle Mücadele” teması ile can kayıpları başta olmak üzere geçim kaynakları ve temel altyapı kayıplarının önlenmesi ve azaltılmasına yönelik uluslararası Sendai Çerçevesi kapsamında, eşitsizlikler ile afetler arasındaki ilişkiyi vurguluyor.

Eşitsizlikler ve afetlere karşı savunmasızlık aynı madalyonun iki yüzü olarak görülebilir: Finansal kaynaklara ve sigorta gibi hizmetlere erişimdeki eşitsizlikler, en çok risk altındaki kesimleri afet tehlikesi karşısında savunmasız duruma getiriyor. Felaketlerin etkileri ise eşitsizlikleri daha da artırıyor ve en fazla risk altında olanların yoksulluğunu daha da derinleştiriyor.

Kötü Senaryo: 100,7 milyon Kişi Daha Yoksulluğa Sürüklenecek

Mevcut iklim tahminlerine göre 2030 yılına geldiğimizde dünya, yılda ortalama 560 felaketle karşı karşıya kalacak. İklim değişikliği ve afetlere yönelik en kötü senaryo hesaplarına göre ise 2030 yılına kadar 100,7 milyon kişi daha yoksulluğa sürüklenecek.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Dünyamızın her bir yeri fırtınalarla boğuşuyor. Önce kısa vadeli küresel bir ekonomik kriz başladı. Buradaki görünüm oldukça kasvetli. Diğer yandan eşitsizliklerin derinleştiğini ve artan yaşam maliyetlerinin özellikle kadınları ve kız çocuklarını olumsuz etkilediğini görüyoruz. Tedarik zincirlerinde kesintiler yaşanıyor, enerji krizi büyüyor, fiyatlar yükseliyor, enflasyonla birlikte faiz oranları da artıyor. Borç krizleri ise en çok savunmasız ülkeleri vuruyor” şeklinde konuşarak küresel risklerin artışını vurguladı.

Afetler ve artan eşitsizlikler arasındaki kısır döngünün kırılması gerekli. Bunun için ise;

  • İnsanların afet risklerine ve zararlarına maruz kalma oranlarını azaltmak için dikkatli ve koordineli planlamalar yapılmalı.
  • En fazla risk altındaki topluluklara öncelik verilerek dünyadaki herkesin erken uyarılardan yararlanması sağlanmalı.
  • Afet riskiyle karşı karşıya olan, iklim açısından en savunmasız ülkelere finansman desteği sunulmalı.
  • Afetlerin orantısız etkilerine ve afet risklerine maruz kalma sorununa yönelik veri toplanması ve kullanılmasına yönelik daha fazla yatırım ihtiyacı karşılanmalı.

Yazının aslına buradan ulaşabilirsiniz.

About Post Author