COP28’de, UN SDSN Türkiye tarafından organize edilen “Karbonsuzlaşmadan Net Sıfıra Üniversitelerin Rolü” paneli düzenlendi. Panelde, Türkiye’nin seragazı salımları ve kalkınmayı ayrıştırmayı başarmasının gerektiği vurgulanırken salımları azaltmada, yerel iklim eyleminin önemli araçlardan biri olduğu da belirtildi.
COP28’de, UN SDSN Türkiye (Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı) tarafından organize edilen “Karbonsuzlaşmadan Net Sıfıra Üniversitelerin Rolü” paneli gerçekleşti. Panele Kaynak, Çevre ve İklim Derneği’ni temsilen katılan Dr. Rifat Ünal Sayman, “2021’de Türkiye’nin seragazı salımları 564,4 Mt CO2e’ye ulaştı ve bu da salımlarda 1990’dan 2021’e kadar %157’lik bir artışı gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
“İklim Değişikliği ile Mücadele Bütünlük Gerektiriyor”
Salımları azaltmada Türkiye’nin seragazı salımları ve kalkınmayı ayrıştırmayı başarmasının gerektiğini belirten Sayman, “Bu hedefe ulaşmakta yerel iklim eylemi önemli araçlardan biri. Türkiye’de salımların binalar, ulaşım ve atık sektörlerine atfedilen %32,1’i doğrudan belediye faaliyetleri ile ilişkiliyken belediyelerin diğer salımlar üzerinde de önemli bir yönlendirici gücü bulunuyor. Belediyeler aynı zamanda uyum önlemleri için temel siyasi ve idari birimler” şeklinde konuştu.
İklim değişikliğiyle mücadelenin bütünlük gerektirdiğini vurgulayan Sayman, şunları söyledi: “Çözümler, yatırımlar, planlama, kapasite oluşturma ve araştırma gibi bir dizi etkinliği kapsamalı ve karmaşıklığı yansıtmalıdır. Bu karmaşıklık, yerel iklim eylemi için merkezi idare, belediyeler, akademi ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğinin önemini gösteriyor. Çevre illerdeki paydaşlar; belediyeler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları da dahil olmak üzere, iklim değişikliğinin hızla değişen zorluklarıyla başa çıkmakta zorlanıyorlar.”
“Dağıtık Güneş Enerjisi Sistemleri Önceliklendirilebilir”
İklim değişikliğinin yarattığı zorluklar, belediyeleri hem kentsel hem de kırsal alanlarda dönüşüm için katalizörler haline getirdiğini ifade eden Sayman, “Büyükşehir belediyeleri, diğer görevlerinin yanı sıra kent ve kır arasındaki dengesizliği çözmeyi de üstlenebilir. Günümüzde kırsal bölgelerden kentlere göç hâlâ devam ediyor. Örneğin, Türkiye, kırsal kalkınmayı desteklemek ve köy evlerinin ve sulama dahil tarımsal faaliyetlerin özel enerji ihtiyaçlarına yönelik olarak dağıtık güneş enerjisi sistemlerini kullanmayı önceliklendirebilir. Bir önleyici tedbir olarak kırsal kalkınma, kentsel alanlara olan baskıyı azaltmaya etkili bir şekilde katkıda bulunur” dedi.
“Türkiye, uzun zamandır yerel iklim eylem planlamasıyla ilgili bir yönetmelik yayınlamayı planlıyor” diyen Sayman, “Bu yönetmeliğin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için özellikle sosyoekonomik gelişmişliği düşük illerdeki paydaşların yerel düzeydeki kapasiteleri artırılmalıdır” diye konuştu.
Prof. Dr. Jeffrey Sachs, Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Prof. Dr. Patrick Paul Walsh ve Dr. Tamer Atabarut panelin diğer konuşmacıları arasında yer aldı.