Günümüz dünyasında artan çatışmaların ve çıkan savaşların yaralayıcı etkisi, SKA 16’daki gerilemeden de anlaşılabiliyor. 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle başlayan savaştan dolayı 2030 Gündeminin kabul edilmesinden bu yana ilk kez, çatışmalara bağlı sivil kayıplarında %50’nin üzerinde bir artış yaşandı.
Tarafsızlık, bir devletin diğer devletler arasındaki savaşa katılmaktan kaçınması, savaşan taraflara karşı tarafsız bir tutum sergilemesi ve savaşan tarafların bu kaçınma ve tarafsızlığı tanımasından kaynaklanan hukuki bir statü. Tarafsızlık, Birleşmiş Milletlerin (BM) tüm tarafların güvenini kazanması ve sürdürmesi açısından kritik derecede önemli. BM’nin tarafsızlığı, özellikle politik olarak hassas durumlarda bağımsız ve etkili bir şekilde faaliyet gösterebilmesine yarar sağlıyor.
BM Genel Kurulu, 2 Şubat 2017 tarihinde, barışın korunmasıyla 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi arasındaki bağlantıya dikkat çekmek üzere 12 Aralık’ı “Uluslararası Tarafsızlık Günü” olarak ilan etti. Genel Kurul kararı, BM Genel Sekreteri’nin tarafsız devletlerle yakın işbirliği yapmaya devam etmesini öneriyor. Aynı zamanda önleyici diplomasi prensiplerini benimsemeyi, bunları arabuluculuk faaliyetlerinde kullanmayı da amaçlıyor. Genel Kurul kararı BM Genel Sekreteri’nin tarafsız devletlerle yakın işbirliğine devam etmesini de öneriyor.
Birleşmiş Milletler Genel Şartı’nın 2. Maddesi, üye devletleri uluslararası anlaşmazlıklarını barışçıl yollarla çözmeye ve ilişkilerinde tehdit veya güç kullanmaktan kaçınmaya zorluyor. BM Genel Kurulu ise bu yükümlülükleri 71/275 sayılı kararıyla teyit ediyor.
BM Genel Kurulu, tarafsızlık politikalarının, BM’nin temel fonksiyonlarından biri olan önleyici diplomasiyi teşvik etmeyi amaçladığını tanıyor. Ve 12 Aralık Uluslararası Tarafsızlık Günü’nde uluslararası ilişkilerde tarafsızlığın önemini artırmaya yönelik etkinlikler düzenliyor. Etkinliklerin amacı, halkın bu konudaki farkındalığını artırmak.
Önleyici Diplomasi
Birleşmiş Milletler, tepki kültüründen önleme kültürüne geçme konusunda kararlı olduğunu öne sürüyor. Önleyici diplomasi, anlaşmazlıkların çatışmaya dönüşmesini önlemek ve çıkan çatışmaların yayılmasını sınırlamak için yapılan diplomatik eylemleri ifade ediyor. Kamu ve özel olmak üzere farklı biçim ve forumlarda yürütülen önleyici diplomasinin en yaygın ifadesi, kriz bölgelerine gönderilen elçilerin çalışmalarında gözlemleniyor. Diyalog ve uzlaşma, barışçıl çözümü teşvik ediyor.
Arabuluculuk
Kuruluşundan bu yana Birleşmiş Milletler, devletler arası ve devlet içi çatışmaların her aşamasında arabuluculuk yapma konusunda rol üstleniyor. Başarılı bir çatışma arabuluculuğu; elçilere uygun personel yardımı ve danışmanlık ile görüşmelerin gerekli lojistik ve masraflarını gidermek için yeterli destek sunmayı hedefliyor.
Barışın Sağlanması
Soğuk Savaş’ın sona ermesini takip eden 10 yılda, uzun süredir devam eden birçok silahlı çatışma, BM’nin de katkılarıyla müzakere yoluyla çözüme kavuşturuldu. Bölgesel kuruluşlarla giderek daha fazla ortaklık içinde çalışan örgüt, barışın sağlanmasında rol oynamaya çalışıyor.
SKA 16: Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar
Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 16: Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar, barışçıl ve kapsayıcı toplumların desteklenmesi, herkesin adalete erişiminin sağlanması ve her düzeyde etkili, hesap verebilir ve kapsayıcı kurumların inşa edilmesine odaklanıyor.
SKA 16 ile dünyadaki tüm insanların; etnik kökenleri, inançları veya cinsel yönelimleri ne olursa olsun, şiddetin hiçbir türünden korkmadan ve kendilerini güvende hissederek yaşamlarını sürdürmeleri hedefleniyor.
Günümüz dünyasında artan çatışmaların ve çıkan savaşların yaralayıcı etkisi, SKA 16’daki gerilemeden de anlaşılabiliyor. 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle başlayan savaştan dolayı 2030 Gündemi’nin kabul edilmesinden bu yana ilk kez, çatışmalara bağlı sivil kayıplarında %50’nin üzerinde bir artış yaşandı. 2023 yılında bir insanlık krizi daha yaşanarak İsrail – Filistin savaşı da patlak verdi.
Silahlı çatışmalar ve savaşlar; cinsel şiddet, suç, sömürü ve işkenceye yol açarken bir ülkenin ilerlemesinin yanı sıra toplumsal hafızasına da zarar veriyor. Hükümetlerin, sivil toplumun ve toplulukların çatışmaya ve güvensizliğe kalıcı çözümler bulmak için birlikte çalışması gerekiyor. Yasadışı silah akışının azaltılması, yolsuzlukla mücadele ve her zaman kapsayıcı katılımın sağlanması gibi, hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesinin yanı sıra insan haklarının desteklenmesine bağlı adımlar tarafsızlık sürecinin anahtarı olarak görülüyor.