#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

2023’te Türkiye’de Elde Edilen Çevresel Kazanımlar  

2023 yılı boyunca çevre gündeminde olumsuz gelişmelerle birlikte umut yeşerten gelişmeler de yaşandı. Verilen tepkiler sonucunda önemli bir su ve turizm kaynağı olan Murat Dağı’nda yaşam kazandı. Eskişehir Büyük Ova Koruma Alanı’nda yapılmak istenen termik santral projesinin ÇED olumlu kararı iptal edildi. Yalova’da çevresel kazanımlar elde edilirken, aynı zamanda zeytinlikler de korundu. Ayrıca COP28’de de bazı olumlu gelişmeler yaşandı.

2023 yılı boyunca, hem ülkemizde hem de dünya genelinde çeşitli ekolojik sorunlarla karşı karşıya kaldık. Bu sorunların başında; erozyon ve toprak kaybı, gıda güvencesinin azalması, su stresi, iklim krizi ve yarattığı sel felaketleri, biyolojik çeşitliliğin azalması, ormansızlaşma ve doğa koruma alanlarının tahrip edilmesi geldi. Yıl boyunca çevre gündeminde, olumsuz gelişmeler kadar çevresel kazanımlar ve güzel gelişmeler de yaşandı.

“Murat Dağı Yok Olmasın” Diyenler Kazandı

Kütahya’nın Gediz İlçesi’nde yapılması planlanan Yıldız Altın-Gümüş Madeni projesinin ÇED süreci; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının ÇED olumsuz kararı vermesi ile bir kez daha durduruldu. Yurttaşların, yerel yönetimlerin ve meslek odalarının “Murat Dağı Yok Olmasın” sloganıyla projeye karşı göstermiş oldukları tepki sonucunda bölgenin önemli bir su ve turizm kaynağı olan Murat Dağı’nda yaşam kazandı.

Önemli Bir Tarımsal Sit Alanı Korundu

Eskişehir 1. İdare Mahkemesi, Eskişehir Büyük Ova Koruma Alanı’nda yapılmak istenen termik santral projesinin ÇED olumlu kararını iptal etti. Alpu Termik Santral Projesi’nin yapımına imkan veren Çevre Düzeni Planı, TEMA’nın yaptığı başvuru sonucunda mahkeme kararı ile iptal edilmişti. Projeye ait ÇED olumlu kararının da iptal edilmesi ile önemli bir tarımsal sit alanı korunmuş oldu.

Mahkeme kararında, ÇED raporunda yer alan; kömür madeninin, kömürlü termik santralın soğutma suyu için Gökçekaya Barajı’ndan tesise yapılacak olan su dağıtımı ve deşarj hatlarının ayrı faaliyetler olarak ele alınmasının bilimsellikten uzak olduğuna, projenin bütünsel olarak değerlendirilmediğine, atık miktarlarının hesaplanmasında da entegre bir yaklaşımın kullanılmadığına değinildi. Hava kalitesi modellemesinde kullanılan verilerin belirsiz olduğuna da yer verilen kararda, santrala ait kül depo alanının yer altı suyu kalitesini nasıl etkileyeceğine dair çalışma yapılmadığının da altı çizildi.

Yalova’da da Kazanan Halk Oldu

2020 yılında Yalova’nın Çiftlikköy ilçesi Taşköprü beldesinde kurulması planlanan 304 ada 1 parsel numaralı taşınmazın bulunduğu arazide karbon elyaf ve ara ürünlerin üretimi tesisi için kamu yararı yönünde karar verilmesine yönelik TEMA’nın açtığı dava kazanıldı. Böylece 12,5 hektar mutlak sulu tarım arazisi olarak korunacak bölgede, halk meyvecilik yapmaya devam edecek ve arazi çevresindeki zeytinlikler korunacak!

COP28’den Haberler

30 Kasım ile 13 Aralık tarihleri arasında Dubai’de gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 28. Taraflar Konferansı’nda (COP28) iki önemli gelişme yaşandı: Seragazı emisyonlarından büyük oranda sorumlu ülkeler, iklim krizinin etkilerini derinden hisseden halkların zararlarını karşılamak için Kayıp Zarar Fonu kapsamında yaklaşık 800 milyon dolar finansman sağlama taahhüdü verdi. Oysa kayıp ve zararları karşılamak için gereken miktarın yıllık olarak milyar dolarlar düzeyinde olduğu tahmin ediliyor. Fonun hayata geçirilmesine yönelik kararda ise kayıp zarar miktarının hesaplanması için bir çalışma yapılması gerekliliğine yer verilmedi.

Fon için kurulacak sekreteryanın bağımsız bir otorite yerine, geçici olarak Dünya Bankası bünyesinde kurulması kararı da sivil toplumun tepkisini çekti. Zira kaynaklara erişim ihtiyacı olan toplulukların ve ülkelerin adil bir şekilde fondan yararlanabilmeleri için sekreteryanın bağımsız olması önem taşıyor. Öte yandan Kayıp Zarar Fonu’nun hibe şeklinde düzenlenmesi gerekirken Dünya Bankası fosil yakıtları da finanse eden, borç temelli politikaları olan bir kuruluş.

COP28 bünyesinde atılan ikinci önemli adım ise Küresel Durum Değerlendirmesi (GST) neticesinde açıklanan karar oldu. Karar metninde fosil yakıtlardan çıkış ifadesine yer verildi. Bu durum her ne kadar fosil yakıtların terk edilmesi için ilk adım niteliğinde olsa da net bir hedef içermediği için yeterli değil. Öte yandan konferansta; 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiyi üç katına çıkartma taahhüdü ve Kömür Sonrası Enerji İttifakı’na birçok devletin katılması gibi olumlu gelişmeler de oldu. Ancak Türkiye’nin bu belgelere imzacı olmayarak bu süreçlerde yer almaması, doğa için olumsuz çevre gündemleri arasında yerini aldı.

EkoIQ Editör