Tiyatro Kooperatifi, 6 Şubat depremlerinden etkilenen çocukların iyi olma haline katkı sağlamak için 23 Nisan – 25 Haziran 2023 tarihleri arasında Renkli Hayaller Sahnesi projesini gerçekleştirmişti. TOBB Kreatif Endüstriler Meclisi ile Netflix Türkiye’nin destekleri ve İhtiyaç Haritası’nın işbirliği ile hayata geçirilen proje kapsamında Kahramanmaraş ve Hatay’daki çadır ve konteyner kentlerde tiyatro oyunları, atölye çalışmaları, konserler, film gösterimleri ve sokak performansları gerçekleştirilirken 200’ün üzerinde etkinliğin sahne bulduğu projeye 7 bin 500 çocuk katıldı. Projenin ortaya çıkış hikayesini ve iki aylık süreci anlatan bir belgesel de hazırlandı. İnsanların depremlerin olumsuz etkilerinin bittiği gibi yanlış bir algıya kapıldığını belirten Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Yeşim Özsoy, depremin etkilerinin önümüzdeki senelerde de devam edeceğini vurgulayarak bölgede izlenecek adımlarda kültür-sanatın temel ihtiyaçlarla yan yana gitmesi gerektiğinin altını çizdi.
Erhan ARCA
İlk olarak Tiyatro Kooperatifi’nden ve kooperatifin kurulma sürecinden bahsedebilir misiniz?
Tiyatro Kooperatifi 2018’de on üç tiyatronun inisiyatifiyle kurulma aşamasına geldi. Otuz iki tiyatroya ulaşmamızın ardından 2019 Haziranı’nda Tiyatro Kooperatifi resmi olarak kuruldu, aynı zamanda ben de yönetim kurulu üyesi oldum ve 2020 sürecine girdik. Kooperatif, tamamen şehir, devlet ve belediye tiyatrolarının dışında kalan özel tiyatroların ekonomik, politik ve hukuksal olarak güçlenmesi, örgütlenmesi üzerine oluşturulmuş bir yapı. Özel tiyatrolar çok fazla derecede sokağa, bilet satışına dayalı; desteği olmayan, devlet ve belediyelerle olan ilişkileri sıkıntılı ve vergi düzenlemesi, bağış alma, Sponsorluk Yasası gibi pek çok konuda sıkıntı yaşayan bir üvey evlat gibi aslında.
Bahsettiğim problemleri çözmek için pandemi öncesinde Tiyatro Kooperatifi’nin kurulma sürecine girmiştik. Fakat 2020’de pandemiyle birlikte bu süreç içerisinde konuşmayı, halletmeyi istediğimiz meseleleri hızlandırmamız gerekti. Tiyatro sanatı, emekçisiyle birlikte pandemiden çok etkilenen bir alan oldu, çünkü durdu. Durunca da düzenli bir desteği ya da başka mekanizmalarla kendini idame ettirme durumu olmadığından çoğu tiyatrocu meslek değiştirdi ve sahneler kapandı.
Aslında her meslek alanı benzer şeyler yaşadı ancak biz, temelinde kapalı bir alanda insanların bir araya geldikleri bir mesleği icra ediyoruz ve bu meslek damardan etkilendi. Yanı sıra bilet satışları ile sokağa bağımlı olmamızın altı daha fazla çizildi. İyi bir sonuç olarak ise örgütlenme kapasitemiz yükseldi. Pandemi öncesinde otuz iki tiyatro iken pandemi çıkışında artık yetmiş civarı tiyatronun yan yana durmayı seçtiği bir denklem yaratabildik. Bu süreç içerisinde de Kültür Bakanlığı, belediyeler ve özel sektörle yardım konusunda ne yapılabileceği üzerine görüşmeler gerçekleştirdik. Görüşmelerde lobicilik ve savunuculuk faaliyetleri ile “Sistem nasıl değişir?” sorusunu tartışmaya açtık. Bu sistemin değişmesi gerekiyor. Müstakil olarak ben kendi alanımda bir şeyler yapabilirim ama sistem temelinden değişmediği sürece bağımsız, yaratıcılığın en yüksek olduğu özel tiyatrolar her zaman sekteye uğrayacak ve sokağa atılmış olacak.
Renkli Hayaller Sahnesi projesi içerisinde Tiyatro Kooperatifi nasıl bir rol oynadı, deprem bölgesinde sahada neleri deneyimlediniz?
Renkli Hayaller Sahnesi, Tiyatro Kooperatifi’nin sahne dayanışması ile ne yapabileceğimizi düşünerek geliştirdiğimiz proje kalemlerimizden biriydi. Çalışma grubunun gelişmesiyle bütçe aramaya başladık. Bu noktada da her şey denk geldi açıkçası; hem çalışma grubundan olan arkadaşların eforu hem de Burak Satıbol’un TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi’nde olması ve aynı zamanda bu Meclis’in “Ne yapalım?” diye kendini sorgulaması. Yani örgütlenme, organizasyon ve finans çok kısa bir sürede bir araya gelebildi.
Ben projenin başladığı ilk gün olan 23 Nisan’da oradaydım ve sonrasında da ana koordinasyon ekibindeydim. Alandaki arkadaşlar hep geribildirimleriyle geliyorlardı. Projenin açılış gününde bile çocukların tiyatrodan bir şeyler alıp gitmelerindense belirli bir düzen ve süreklilik içinde desteğe ihtiyaç duydukları anlaşılıyordu. Bu noktada da “Burada çadır kalacak” diyebilmek önemliydi bence. Sanatın toplumun yaralarını sarmadaki etkisini tabii ki seviyorum ancak bu iki ayda yapılacak bir şey değil. Bu, deprem felaketi süreci içerisinde bizim elimizden geldiğince katkıda bulunduğumuz bir proje. Bu yüzden de sürekliliğini, çocukların her gün bir şeyler seyretmeye, atölyeye katılmaya alıştıklarını konuşuyoruz. Yani biz oluruz, başkası olur…
Sanki deprem bitti, her şey normal zannediyor insanlar ama değil. Aslında beş senelik bir sürece bakıyoruz. Bu yüzden de bölgede gerçekleşecek değişimde kültür-sanat son sırada değil diye düşünüyorum. Kültür-sanat da barınma, yemeğe ulaşma ve giyim gibi temel ihtiyaçların yanında olması gereken bir şey. Mesela depresyon gibi psikolojik hallerin neye sahip olduğumuzla alakası yoktur. Bu yüzden sanatla temel ihtiyaçların yan yana gitmesi gereken konular olduğunu düşünüyorum.
Tiyatro Kooperatifi, Renkli Hayaller Sahnesi ile toplumun yaralarını sarmaya yardımcı olurken toplumsal belleği güçlendirmek gibi sosyal faydalar sağlayan bir projeye imza attı. Peki, Tiyatro Kooperatifi’nin yürüttüğü sosyal faydalar sağlayacak diğer projeler nelerdir?
Bizim görünür ve görünür olmayan birçok projemiz var açıkçası. Mesela 2023’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne görünürlükle ilgili bir proje verdik. Uzun süredir toplantılara devam ediyoruz ve İBB de şimdi yeni kurduğu kültür merkezinde özel tiyatrolara prova ve depo alanı açıyor. Süreç içerisinde proje olarak görünmeyen konularımız da var ki görünürlük Bütçe Senin projesinin de içerisindeydi. İBB, görünür olma talebimiz üzerine İstanbul sahnelerinin haritalandırılması gibi bir sürece girdi şimdi.
Ayrıca 2023’ün sonuna doğru Anadolu Efes’in öncülüğünde hayata geçirdiğimiz Kumbara Sende projesi bulunuyor. Proje ile Türkiye’de özel tiyatrolara ilk defa karşılıksız ihtiyaç desteği sağlandı. Biz sosyal bir kooperatifiz. Bize yapılan bağışı Kumbara Sende projesi dahilinde bünyemizdeki tiyatrolara fatura, depo, kira gibi her tür ihtiyaçları dahilinde dağıtmakla ilgili bir proje geliştirdik ve daha da ileri taşımayı istiyoruz.
Bunun dışında, Mozaik Fonu ile pandemi sırasında Anadolu’da her bölgede bir tiyatro kooperatifi kurulmasını sağladık. Aslında bu adım Renkli Hayaller Sahnesi projemize de etki etti. Mesela, Akdeniz Tiyatro Kooperatifi’ni Renkli Hayaller Sahnesi’ne dahil edebilmemiz çok önemliydi. Deprem bölgesindeki tiyatroları da Renkli Hayaller Sahnesi’ne dahil edebilmemiz, oradan bilgi alabilmemiz, orayla ilgili proje geliştirebilmemiz bunu yapmış olmamızla da alakalı.
Son olarak; deprem bölgesi, kültür-sanat faaliyetleri ve kooperatifçilik gibi çok önemli üç konuyu kapsayan Renkli Hayaller Sahnesi hakkında eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Tiyatro Kooperatifi Renkli Hayaller Sahnesi Proje Belgeseli’nin iyi örneklerin yayılması adına dolaşıma daha fazla girmesi gerektiğini düşünüyorum. Bizim dışımızdaki insanlarla da bu birlikteliğin, işbirliğinin başka şekillerde de çeşitlenebilmesi güzel olur. Sivil toplum örgütleri ile şirketlerin ve devlet kurumlarının sanatçılarla el ele olduklarında, toplumun yararına daha fazla proje geliştirebileceklerini düşünüyorum.