#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Sağlıklı Ekosistemler için Balıkçılık ve Hassas Türler Arasındaki Etkileşimler Azaltılmalı

açık radyo açık kalmalı

Balıkçılık faaliyetleri ile hassas türler arasındaki etkileşimler, yani tesadüfi av ve av tahribatları, ekosistemler için olumsuz sonuçlar doğuruyor. Bu tür etkileşimlerin artması nedeniyle Akdeniz ve Karadeniz’de balıkçılık ile hassas türler arasındaki etkileşimleri izlemek ve azaltmak amacıyla “Bölgesel Eylem Planı” (RPOA-VUL) başlatıldı.

İklim değişikliği ve diğer etkiler karşısındaki hassasiyetine karşın Akdeniz ve Karadeniz bölgesi, yüksek tür zenginliği ve endemizmin yanı sıra deniz memelileri, deniz kaplumbağaları, deniz kuşları ve çeşitli köpek balığı ve vatoz türleri gibi nadir ve hassas türlerin varlığı nedeniyle de dünyanın biyolojik çeşitlilik sıcak noktalarından biri olmayı sürdürmektedir.

Hassas Türlerin Önemli Ekolojik Rolü 

Bu gruplardaki hassas türler, sucul ekosistemlerde önemli bir ekolojik rol oynuyor. Bu türlerin dağılımını, bolluğunu ve ekolojik durumunu değerlendirmek, biyoçeşitliliğin korunması açısından kritik öneme sahip. Bu değerlendirme, balıkçılık baskısı, kirlilik, habitat bozulması, iklim değişikliği ve yabancı türlerin girişi gibi doğrudan veya dolaylı insan kaynaklı tehditlerle mücadeleye yardımcı oluyor.

Balıkçılık faaliyetleri ile hassas türler arasındaki etkileşimler, yani tesadüfi av ve av tahribatları, her iki taraf için de olumsuz sonuçlar doğuruyor. Bir taraftan hassas türler sıkça balıkçı ağlarına takılarak veya dolanarak hedef dışı av oluyor, yaralanıyor hatta ölüyor. Diğer taraftan bu türlerden bazıları (örneğin yunuslar, foklar ve köpek balıkları) avlanan balıkları ağlardan alarak ve ağlara zarar vererek balıkçılar için önemli ekonomik kayıplara yol açıyor.

FAO’dan Bölgesel Eylem Planı

Son yıllarda, bu tür etkileşimler giderek daha fazla dikkat çekmekle birlikte sorunun gerçek boyutu hakkında hâlâ önemli bilgi eksiklikleri bulunuyor. Bu olayları daha iyi anlamak ve azaltıcı çözümler üzerinde çalışmak amacıyla, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu (GFCM), çeşitli kuruluşlarla işbirliği yaparak Akdeniz ve Karadeniz’de balıkçılık ile hassas türler arasındaki etkileşimleri izlemek ve azaltmak için Bölgesel Eylem Planı’nı (RPOA-VUL) başlattı.

GFCM’nin 2030 Stratejisi’ne doğrudan katkıda bulunan bu on yıllık plan, hem hassas türlerin tesadüfi avlanmalarını azaltmayı, hem de yunusların neden olduğu tahribatı en aza indirmeyi amaçlıyor.

“Hassas Türleri Balıkçılıkla Temastan Uzak Tutmalıyız”

Balıkçılık Kaynakları İzleme Sorumlusu Paolo Carpentieri, “Üretken balıkçılık için sağlıklı denizlere ihtiyaç var ve balıkçılığın deniz çevresine önemli ölçüde olumsuz etkisi olmamasını sağlamak GFCM’nin çalışmalarının önemli bir parçası. Hassas türleri balıkçılıkla temastan mümkün olduğunca uzak tutarak, deniz yaşamı üzerindeki etkileri en aza indirebilir ve denizlerin sağlığını sürdürebiliriz. Aynı zamanda bu etkileşimlerden dolayı geçim kaynakları etkilenen balıkçılara da destek olmuş oluruz” dedi.

Önceliklerin belirlenmesini ve yönetim tedbirlerinin etkili bir şekilde uygulanmasını kolaylaştırmak için GFCM, üye ülkeleri eksik bilgilerin kapsamlı ve standart bir şekilde toplanması ve değerlendirilmesi konusunda destekliyor. Akdeniz ve Karadeniz balıkçılığında hassas türlerin tesadüfi avlanmasını izleme ve Akdeniz ve Karadeniz balıkçılığında yunus tahribatı kılavuzları bu sürece yönelik protokoller içeriyor.

Hassas Türlere Odaklı Araştırma

RPOA-VUL’de belirtilen ana eylemleri takiben, GFCM, Akdeniz’in tüm alt bölgelerinde beş pilot proje başlattı. Bu projeler, çeşitli ortaklarla işbirliği içinde, hedef dışı avlanma izleme programlarını güçlendirmek ve bu etkileşimleri azaltıcı önlemleri belirlemek ve test etmek için tasarlandı.

BirdLife International, İspanya Balear Adaları çevresinde dip paragatlarının deniz kuşları üzerindeki etkilerini azaltmak için çalışıyor. Bu bölgede, kritik tehlikede olan Balear yelkovanı da dahil olmak üzere çeşitli yelkovan türleri önemli risk altında bulunuyor.

Fas’ta, Karadeniz, Akdeniz ve Mücavir Atlantik Bölgesinde Yaşayan Deniz Memeli Türlerinin Korunmasına Dair Anlaşma (ACCOBAMS), Ulusal Balıkçılık Araştırma Enstitüsü (INRH) işbirliğiyle, trol ağlarında tesadüfi avlanan köpek balıkları ve vatozların sayısını azaltma konusuna odaklanmış, aynı zamanda gırgır ağlarında yunus tahribatını azaltma konusunu da inceledi.

ACCOBAMS’ın başka bölgelerde yaptığı çalışmalar arasında, işbirliği halinde doğu Sicilya’da küçük ölçekli balıkçılıkta yunus tahribatını ortadan kaldırmaya yönelik çalışması ve Türkiye’de Çukurova Üniversitesi ile birlikte kuzey Kuzeydoğu Akdeniz’de trol balıkçılığında köpek balıkları, vatozlar, deniz kaplumbağaları ve diğer hassas türlerin tesadüfi avlanmasını azaltmaya yönelik çalışması bulunuyor. Bu son proje, köpek balıkları ve vatozların serbest bırakılma sonrası hayatta kalma oranlarının değerlendirilmesini de içeriyor.

Beşinci bir proje, WWF-Adria ve Hırvatistan Deniz Bilimleri ve Balıkçılık Enstitüsü arasındaki işbirliğiyle gerçekleştiriliyor ve Kuzey Adriyatik’te sade uzatma ağlarında ve sade-fanyalı karma ağlarda köpek balığı ve vatoz avlanmasını azaltmaya odaklanıyor.

“İşbirliği Hayati Önem Taşıyor”

WWF-Akdeniz Deniz Girişimi Bölgesel Projeler Müdürü Simone Niedermueller, “Hassas türlerin hedef dışı avlanmasıyla mücadelede işbirliği hayati önem taşır. Hedef dışı köpek balığı ve vatoz avlanmasını azaltma pilot projesinde aynı zamanda konvansiyonel vericiler kullanılacak ve Adriyatik’in doğu ve batısı arasında hareket eden hayvanlardan veri toplamak için kuzey Adriyatik’te işaretleme yapan diğer araştırmacılarla birlikte çalışılacak” dedi.

Pilot projelerin 2025’te sona ermesi bekleniyor. Ardından çalışma planı genişleyerek, başarılı olan tedbirleri gelecekteki GFCM yönetim planlarına dahil etmeyi, bilgi birikimini pekiştirmeyi, farkındalık kampanyaları ile eğitim programlarını güçlendirmeyi hedefleyecek.

Karadeniz’de Deniz Memelilerinin Hedef Dışı Avının Azaltılması

Aynı zamanda Karadeniz’de de bu konuda bir proje yürütülüyor. CetaByM, ACCOBAMS ile işbirliği yaparak, deniz memelilerinin kalkan balıkçılığında kullanılan uzatma ağlarında hedef dışı avlanmasını incelemeyi ve azaltmayı amaçlıyor.

Kalkan, Karadeniz’in en değerli türlerinden biri ancak kalkan balıkçılığında kullanılan ana araç olan sade uzatma ağları, bölgedeki üç yunus türünden biri olan muturlar için sorun teşkil ediyor. Bu deniz memelisi, kalkan ağlarını uzaktan algılayamıyor ve bunun sonucunda sık sık ağlara dolanıyor.

”Mutur Ölüm Oranları Yüksek”

“Kalkan balıkçılığı, Karadeniz’de birçok küçük ölçekli balıkçı topluluğuna ihtiyaçları olan geliri sağlıyor” diye konuşan BlackSea4Fish Projesi Koordinatörü Hüseyin Özbilgin, “Ancak mutur ölüm oranları yüksek olduğundan, kalkan balığının uzun vadede sürdürülebilir bir şekilde avlanabilmesi için bu tesadüfi avlanmaları azaltacak önlemleri test ediyoruz” dedi.

Akdeniz ve Karadeniz’deki faaliyetler, ülkelerin ve çok sayıda bağışçının desteğiyle yürütülüyor. Bağışçılar arasında ana destekçi olan Avrupa Birliği’nin yanı sıra Küresel Çevre Fonu ve gönüllü katkı yoluyla İspanya bulunuyor.

açık radyo açık kalmalı
açık radyo açık kalmalı