Kız Çocuklarının Sesini Duyma Zamanı

11 Ekim tarihi her yıl Uluslararası Kız Çocukları Günü olarak kabul ediliyor. Tüm çabalara rağmen dünya çapında kız çocukları cinsiyet eşitsizliği, yoksulluk ve eğitimsizlik sarmalında kalmaya devam ediyor. Son verilere göre 119,3 milyon kız çocuğu okuldan uzakta. Türkiye’de ise 2001-2022 yılları arasında, 21 bin 87’si 15 yaş altı olmak üzere 18 yaş altı 2 milyon 88 bin 925 kız çocuğunun çocuk doğum yaptığı kayıtlara geçti.

1995 yılında, Pekin’de düzenlenen Kadınlar Dünya Konferansı’nda, ülkeler oybirliğiyle Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu’nu kabul etti. Bu kararlar, kadınların ve kız çocuklarının haklarını daha ileri bir seviyeye taşımak adına şimdiye dek oluşturulmuş en ilerici plan olma özelliğini taşıyor. Pekin Deklarasyonu, kız çocuklarının haklarını özellikle dile getiren ilk belge oldu.

19 Aralık 2011’de, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 11 Ekim tarihini  “Uluslararası Kız Çocukları Günü” olarak kabul etti. Kız çocuklarının haklarını ve küresel anlamda karşılaştıkları zorlukları tanımaya odaklanan bu günle, toplumsal cinsiyet eşitliğinden eğitime kadar kız çocuklarının haklarını güçlendirmenin teşviki amaçlanıyor.

2015’te dünya liderleri tarafından kabul edilen 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA’lar), sürdürülebilir bir ilerleme yolunda bir yol haritası sunuyor ve hiç kimsenin geride kalmamasını öne koyuyor. Bu bağlamda cinsiyet eşitliğini sağlamak, kadınların ve kız çocuklarının haklarını tüm hedefler kapsamında güvence altına almak çok önemli.

Uluslararası Kız Çocukları Günü’nün 2024 teması “Kızların Gelecek Vizyonu” olarak belirlendi. Bu yılki tema, kızların talepleri ile ihtiyaçları ve gelecek vizyonları ile yönlendirilen acil eylem ihtiyacını ifade ediyor. Günümüzde kız çocukları; iklim, çatışma, yoksulluk gibi küresel krizlerden ve insan hakları ile cinsiyet eşitliği konusunda kazanılmış haklara yönelik yaşanan gerilemelerden orantısız bir şekilde etkileniyor. Hâlâ birçok kız çocuğu en temel haklardan mahrum ve bu da onların hem seçim haklarını kısıtlıyor hem de geleceklerini sınırlandırıyor.

“Kızların taleplerini duyma zamanı” söylemiyle yola çıkan tema, her kız çocuğunun potansiyelini gerçekleştirebileceği bir geleceğe doğru ilerlemeyi hızlandıracak kanıtlanmış çözümlere yatırım yapma çağrısında bulunuyor.

Her Ergen 4 Kızdan 1’i Partnerinden Şiddet Görüyor

Bugün için küresel çapta hâlâ her 5 kızdan 1’i ortaokul seviyesi eğitimini ve her 10 kızdan neredeyse 4’ü ise lise seviyesini tamamlayamıyor. Dünyada 5-14 yaş arası kız çocukları, aynı yaştaki erkek çocuklarına kıyasla, toplam kız çocuğu nüfusu göz önüne alındığında yine toplamda her gün 160 milyon saat daha fazla ücretsiz bakım ve ev işlerinde zaman harcıyor. Ergen kızlar, ergenler arasında yeni HIV enfeksiyonlarının %75’ini oluşturmaya devam ediyor. 15-19 yaş arası evli ya da partneri olan her 4 ergen kızdan neredeyse 1’i, hayatları boyunca en az bir kez yakın bir partnerden fiziksel veya cinsel şiddet görüyor.

BM’nin yeni yayımladığı “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nda İlerleme 2024: Cinsiyete Bakış” adlı raporunda da bugün için dünyada 2015’ten bu yana sayıları 5,4 milyon azalsa da, 119,3 milyon kız çocuğunun okuldan uzakta kalmaya devam ettiği belirtiliyor. Mevcut durumun devam etmesi durumunda ise çocuk evliliklerinin ancak 2092 yılı civarında sona ereceği tahmin ediliyor.

Raporda ayrıca mevcut cinsiyet eşitsizliğinin kadınları ve kız çocuklarını iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı ve kirliliğin etkilerine karşı özellikle savunmasız hale getirdiğine dikkat çekiliyor. Ayrıca en kötü iklim senaryosunda, 2050 yılına kadar, 158 milyon daha fazla kadın ve kız çocuğunun aşırı yoksulluğa itilmiş olabileceği, neredeyse yarısının ise Sahraaltı Afrika’da olacağı ve 236 milyon kadar daha fazla kadının ve kız çocuğunun, gıda güvensizliği yaşayabileceği özellikle belirtiliyor.

Türkiye’de Sorun Büyük

MEB 2021-2022 örgün eğitim istatistiklerine göre, okul çağında olmasına rağmen 866 bin kız çocuğu okula gidemiyor. Yapılan açıklamalara göre kız çocuklarının yaklaşık %62’si açık öğretim adı altında okula gitmeden “eğitim” alıyor. Açık öğretimde okuyan kız çocuklarını da eklediğimizde okula gidemeyen kız çocuğunun sayısı 1,5 milyondan fazla.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Orta Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yaptığı 2013 tarihli değişiklik ile 4+4+4 sonrası nişanlanma veya evlilik gibi durumlarda kız öğrencilerin eğitime açıktan devam edebilmesine imkan sağlarken, bu düzenleme halen ciddi eğitim ve çocuk hakkı ihlallerine yol açmaya devam ediyor.

Yine “TÜİK Doğum İstatistikleri” verilerine ve bu veriler üzerinden yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de 2001-2022 yılları arasında 21 bin 87’si 15 yaş altı olmak üzere 18 yaş altı 2 milyon 88 bin 925 kız çocuğu çocuk doğum yaptı.

Önerilen makaleler