14 Kasım “Dünya Diyabet Günü” küresel ölçekteki en büyük diyabet farkındalık kampanyası olarak öne çıkıyor. Dünya genelinde 537 milyon diyabet hastası bulunurken bu sayının 2050 yılı civarında 1,3 milyara ulaşması bekleniyor. Ancak buna rağmen küresel anlamda milyonlarca diyabet hastası temel ihtiyacı insülin başta olmak üzere hastalığın kontrolü için gerekli sağlık hizmetlerine erişemiyor.
Küresel ölçekteki halk sağlığı sorunlarına çözümler üretmek ve sağlıklı ve kaliteli bir yaşamı her yaşta güvence altına almak, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (SKA’ların) önemli başlıklarından birini oluşturuyor.
Kan şekeri (glikoz) seviyelerinin yüksek olması ile karakterize edilen, kronik ve metabolik bir hastalık olan, zamanla kalp, kan damarları, gözler, böbrekler ve sinirler üzerinde ciddi zararlara yol açan diyabet de önemli küresel halk sağlığı sorunlarından biri.
Soruna dikkat çekmek amacıyla her yıl 14 Kasım tarihi “Dünya Diyabet Günü” olarak kabul ediliyor. Bu özel günü ilk kez 1991 yılında Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gündeme getirdi ve 2006 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda diyabet tedavisinde kullanılan insülini 1922’de Charles Best ile beraber keşfeden Frederick Banting’in doğum gününe atfen 14 Kasım tarihi seçildi.
Diyabet için Küresel Beş Hedef
Dünya Diyabet Günü, 160’tan fazla ülkede 1 milyardan fazla insana ulaşan dünyanın en büyük diyabet farkındalık kampanyası olma özelliğine sahip. Bu özel gün diyabetin kritik bir küresel halk sağlığı sorunu olduğuna dair farkındalık yaratmak ve bu durumu önlemek, teşhis etmek ve yönetmek için gereken kolektif ve bireysel eylemleri vurgulamak için bir fırsat sunmayı amaçlıyor.
Diyabet Günü’nün 2024 teması ise “Engelleri Kırmak, Farkları Kapatmak” olarak belirlendi. Temayla diyabet riskini azaltma konusundaki kararlılığın altı çizilmekle birlikte diyabet teşhisi konan tüm kişilerin eşit, kapsamlı, ulaşılabilir ve kaliteli tedavi ve bakıma erişmelerini sağlama taahhüdü daha güçlü bir şekilde iletilmeye çalışılıyor.
Nitekim WHO’ya üye devletler, 2030 yılına kadar ulaşılması gereken beş küresel diyabet hedefini onayladı:
- Diyabeti olan kişilerin %80’inin teşhisi konulmuş olmalı.
- Teşhisi konulmuş diyabeti olan kişilerin %80’inin glisemik kontrolü düzenli bir şekilde yapılmalı.
- Teşhisi konulmuş diyabeti olan kişilerin %80’inin kan basıncı kontrolü düzenli bir şekilde yapılmalı.
- 40 yaş ve üzeri diyabetli kişilerin %60’ı statin tedavisi almalı.
- Tip 1 diyabeti olan kişilerin %100’ü, uygun fiyatlarla insüline ve kan şekerlerini takip etme imkanına sahip olmalı.
Diyabetli Kişi Sayısı Hızla Artıyor
Bugün için son verilere bakıldığında dünya genelinde 537 milyon insanın diyabet ile yaşadığı tahmin ediliyor. Sağlıksız beslenme, hızla artan obezite ve sağlıkta yaygınlaşan eşitsizlikler nedeniyle dünya ölçeğinde diyabet hastalarının sayısının 2050 yılına kadar iki katından fazla artarak 1,3 milyarı aşabileceği öngörülüyor.
İnsülinin keşfinden 100 yıl sonra bile diyabetli milyonlarca insan ihtiyaç duyduğu insüline erişim sağlayamıyor. Birçok diyabet hastası, insülin dışında ağız yoluyla alınan ilaçlara ihtiyaç duyuyor. Ancak bu ilaçlar, birçok düşük ve orta gelirli ülkede ya mevcut değil ya da erişilemez durumda. Kan şekerini takip etmek diyabet bakımının temel bir bileşenini oluşturmasına rağmen birçok diyabet hastası bunun için ihtiyaç duyulan ekipmana ve malzemeye erişim sağlayamıyor.
Tüm bunlara ilaveten, diyabetle yaşayan kişilerin hastalıklarını düzgün bir şekilde yönetebilmeleri amacıyla sürekli bir eğitime gereksinimleri oluyor. Ayrıca yine diyabet bakımının ve diyabetten korunmanın temel bileşenleri olarak, bu hastalığa sahip ya da olma riski taşıyanların sağlıklı gıdalara ve egzersiz yapabilecekleri alanlara kolayca erişim sağlamaları da gerekiyor.