Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) Başkanı Jim Skea küresel ısınmadaki 1,5 derecelik eşiğin 2024 yılında geçici de olsa aşılabileceğini, mevcut politikaların devamı halindeyse bu yüzyılda 3 derecelik ısınmanın gerçekleşebileceğini söyledi. Skea, seragazı emisyonlarının azaltımı noktasında özellikle rüzgar ve güneş olmak üzere yenilenebilir enerjinin rolüne dikkat çekti.
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de devam eden COP29 iklim zirvesi kapsamında taraf ülke temsilcileri “2030 Hedefleri Öncesi: 2024 Yılı Yüksek Düzeyli Bakanlar Yuvarlak Masa Toplantısı” programında bir araya geldi. Toplantıya ülke temsilcilerinin yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) İcra Sekreteri Simon Stiell, COP29 Başkanı ve Azerbaycan Ekoloji ve Doğal Kaynaklar Bakanı Muhtar Babayev ile IPCC Başkanı Jim Skea ve UNFCCC yetkilileri katıldı.
“1,5 Derecelik Eşik 2024 Yılında Geçici de Olsa Aşılabilir”
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) Başkanı Jim Skea küresel ısınmadaki 1,5 derecelik eşiğin 2024 yılında geçici de olsa aşılabileceğini, mevcut politikaların devamı halindeyse bu yüzyılda 3 derecelik ısınmanın gerçekleşebileceğini söyledi.
İklim kriziyle mücadelede tehlike ve fırsatları içeren bir sunum gerçekleştiren Skea, gerekli önlemlerin alınması halinde 2030’a kadar birçok iyileşmenin görülebileceğini belirtti.
AA’nın haberine göre, seragazı emisyonlarının azaltımı noktasında enerji sektöründeki potansiyellerden bahseden Skea şunları söyledi: “En büyük potansiyel, her biri yılda yaklaşık 4 gigaton karbondioksit eşdeğeri veya toplam emisyonların %7’si kadar emisyon azaltma potansiyeline sahip olan özellikle rüzgar ve güneş olmak üzere yenilenebilir enerjide yatmaktadır. Her ikisinin de maliyetleri son yıllarda önemli ölçüde düştü. Fosil yakıt üretiminden kaynaklanan kaçak metan emisyonlarının azaltılması da önemli bir potansiyel. Metanın özellikle güçlü bir seragazı olduğu göz önüne alındığında Küresel Metan Taahhüdü’nün (GMP) imzalanması, yakın vadede ısınmanın önlenmesi açısından hızlı sonuçlar getirebilir.”
Hayatın her alanına yayılacak sürdürülebilir uygulamaların emisyon azaltım çabalarına destek olacağını kaydeden Skea, bu çabaların aynı zamanda insan sağlığına katkı sunacağını da dile getirdi.
Üç Ülke Daha Fosil Yakıt Sübvansiyonlarını Sonlandırmayı Taahhüt Etti
Bu arada Birleşik Krallık, Yeni Zelanda ve Kolombiya COP29’da, Sübvansiyonlar Dahil Fosil Yakıt Teşviklerinin Aşamalı Olarak Kaldırılmasına ilişkin Uluslararası Koalisyona (COFFIS) katıldığını duyurdu.
COFFIS, fosil yakıt sübvansiyonlarının kademeli olarak kaldırılmasına yönelik engelleri aradan çıkarmak ve şeffaflığı kolaylaştırmak için birlikte çalışan Hollanda liderliğindeki hükümetlerden oluşan bir koalisyon. Şu anda Avusturya, Antigua ve Barbuda federal hükümeti, Belçika, Kanada, Kolombiya, Kosta Rika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda, Yeni Zelanda, İspanya, İsviçre ve Birleşik Krallık dahil olmak üzere 16 üye ülkesi bulunuyor.
Üyeler verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılmasına yönelik ulusal bir planla COP30’a gelmeyi de taahhüt etti.
Türkiye, Uzun Vadede “Kömür” İfadesine Dahi Yer Vermedi
Türkiye ise zirvenin başında yayımladığı 2053 Uzun Dönem İklim Strateji belgesinde kömür ifadesine dahi yer vermezken, mevcut fosil yakıta dayalı tesislerin altyapısının gözden geçirileceğini aktardı. Uzmanlar fosil yakıtlardan çıkışın yer almadığı bir yol haritasının Türkiye’nin 2053 hedefini gerçekçi kılmadığı noktasında hemfikir.
Yalnızca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, stratejiye dair bir basın toplantısından sonra Greenpeace tarafından kendine yöneltilen bir soru üzerine “Türkiye’nin zaman içerisinde fosil yakıtlardan çıkacağını” söyledi. Ancak Kurum buna dair net bir tarih vermedi.