İklim değişikliğinden, çatışmalara, sosyal adaletsizliklere ve afetlere kadar uzanan bir kapsamda karşılaştığımız tüm zorluklara aslında dünyanın dört bir köşesinden gönüllüler yanıt veriyor. Birleşmiş Milletler 5 Aralık tarihini “Dünya Gönüllüler Günü” olarak kabul ederken, dünya ölçeğinde çalışma çağındaki bireylerin %6,5’i bir kuruluş ya da dernek aracılığıyla resmi gönüllülük faaliyeti sürdürüyor.
2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na (SKA’lara) ulaşabilmek için yalnızca resmi kurumların gösterdiği çabaların ve teşviklerin yeterli olmayacağı aşikâr. Dolayısıyla kurumların yanı sıra bireyleri de tüm aşamalarda ve seviyelerde bu hedefler doğrultusunda süreçlere dahil etmek gerekiyor. Tam da bu noktada “gönüllülük” kavramı öne çıkıyor.
Gönüllülüğün insanları çözümlerin bir parçası yaptığından ve bireylerin ve toplulukların kendi kalkınma hedeflerine katılımını kolaylaştırdığından yola çıkan Birleşmiş Milletler (BM), 1985 tarihinde 5 Aralık tarihini “Dünya Gönüllüler Günü” olarak kabul etti. Gönüllülük ruhunun yerel, ulusal ve uluslararası düzeylerde teşvik edildiği bu günle, ortak zorluklarda insan odaklı çözümlerin önemi vurgulanıyor.
İklim değişikliğinden, çatışmalara, sosyal adaletsizliklere ve afetlere kadar uzanan bir kapsamda karşılaştığımız tüm zorluklara aslında dünyanın dört bir köşesinden gönüllüler yanıt veriyor. Bu gönüllüler bir yandan da kendi yaşadıkları topluluklarda dayanışma kültürünü zenginleştirerek nesiller arasında köprüler inşa etmeye ve sürdürülebilir kalkınmaya da destek oluyor.
Son verilere göre, 15 yaş ve üzeri gönüllülerin sayısı dünya ölçeğinde 800 milyonu aşmış durumda. Gönüllü çalışmalarının çoğu hâlâ bireyler arasında gayri resmi olarak düzenlenirken, dünyada çalışma çağındaki bireylerin %6,5’i ise bir kuruluş ya da dernek aracılığıyla resmi gönüllülük faaliyeti sürdürüyor.
Eşitsiz Güç İlişkilerini Değiştiriyor
BM’nin “Dünya Gönüllülüğü Durumu Raporu” ise gönüllüğün evrenselliğini ve kapsamını gözler önüne seren önemli bir yayın. “Eşit ve Kapsayıcı Toplumlar İnşa Etmek” başlığıyla, en son 2022’de yayımlanan rapor, gönüllüler ve devlet otoritelerinin nasıl etkileşimde bulunduğunu, işbirliği yaptığını ve ortaklık kurduğunu yanı sıra tüm bunların 2030 SKA’larına ulaşmaya yönelik önemli bir rol oynadığını gösteriyor.
Son raporda elde edilen ana bulgular ise şöyle:
- Gönüllülük, işbirlikçi karar alma kültürünü teşvik edebiliyor. Gönüllüler, devlet otoriteleriyle işbirliği yaparak, kendileri için önemli olan konuları şekillendirmeye ve öncelikli hale getirmeye katkıda bulunuyorlar.
- Gönüllülük, eşitsiz güç ilişkilerini değiştirebiliyor. Devlet otoriteleriyle işbirliği yapan gönüllüler, sıradan vatandaşlar ve devlet otoriteleri arasındaki eşitsiz güç ilişkilerini yeniden yapılandırma kapasitesine sahipler.
- Gönüllülük, sivil katılım için çeşitli yollar sunuyor.
- Gönüllüler, hizmet sağlayıcıları ile yararlanıcılar arasında ilişki kurmada genellikle benzersiz bir konumda olup, bu ilişkiyi arabuluculuk yaparak sağlıyorlar.