#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
isteksizlik

Türkiye’de Eğitime Karşı İsteksizlik Büyüyor

24 Ocak tarihi Uluslararası Eğitim Günü. Küresel çapta 251 milyon çocuk ve genç hâlâ eğitim dışında. Son verilere göre Türkiye’de de 600 binden fazla çocuk eğitim dışında kaldı. Yeni bir rapora göre ise eğitime karşı isteksizlikte, masraflarda görülen artışın ve eğitimin sağlayabileceği kazanımlarda yaşanan düşüşün etkisinin olduğu belirtiliyor.

Bir insan hakkı ve kamu sorumluluğu olarak eğitim, sürdürülebilir kalkınmanın en önemli anahtarlarından biri. Bu gerçeklikten yola çıkan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 2018 yılında 24 Ocak tarihini “Uluslararası Eğitim Günü” olarak kabul etti. Uluslararası toplum, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’ni kabul ettiğinde, eğitimin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (SKA’lar) tümünün başarısı için gerekli olduğunu da kabul etti. Özellikle SKA-4 Nitelikli Eğitim, 2030 yılına kadar “Herkes için kapsayıcı ve eşit kaliteli eğitim sağlanmasını ve yaşam boyu öğrenme fırsatlarının teşvik edilmesini” hedefleyerek öne çıkarken, “Uluslararası Eğitim Günü” de bu konudaki farkındalığı artırmayı amaçlıyor.

İnsan Odaklı Yapay Zeka ve Eğitim

Bu özel günün 2025 teması “Yapay Zeka ve Eğitim: Otomasyon Dünyasında İnsan Eylemliliğini Korumak” olarak belirlendi. Bilgisayar ve yapay zeka destekli sistemler daha karmaşık hale geldikçe, insan ile makine odaklı eylem arasındaki sınırlar sıklıkla bulanıklaşabiliyor. Dolayısıyla bu durum teknolojik hızlanma çağında insan eylemliliğini nasıl koruyacağımıza, yeniden tanımlayacağımıza dair kritik soruları gündeme getiriyor. 2025 temasıyla da bu soruların ışığında yapay zekanın eğitimde kullanılması ama bu kullanımın “insan odaklı” bir yaklaşımla yapılarak, kapsayıcılık ve eşitlik gibi temel ilkelere dayalı olmasını sağlamak gerektiğinin altı çiziliyor.

Ülkelerin Eğitim Bütçeleri Son Derece Yetersiz

Ancak tüm bu çabalara rağmen ülkeler hâlâ eğitime bütçelerinden yeterince kaynak ayırmıyor. Ülkelerin %70’inden fazlası, eğitim için GSYİH’nın %4’ünden azını ayırıyor. Yanı sıra 2030 yılına kadar evrensel birinci ve ikinci dereceli eğitime ulaşmak için küresel ölçekte ek 44 milyon öğretmene ihtiyaç duyuluyor.

UNESCO Küresel Eğitim İzleme Raporu 2024’e göre de, 2015 yılından bu yana 110 milyon çocuk ve genç okula başlamış ve bugün okula giden çocuk sayısı her zamankinden daha fazla hale gelmiş durumda. Raporda dünya genelinde 251 milyon çocuğun ve gencin hâlâ okula gitmediğinin altı çizilirken, bölgesel eşitsizlikler ise belirgin bir şekilde devam ediyor. Düşük gelirli ülkelerde okul çağındaki çocukların ve gençlerin %33’ü okula gitmezken, yüksek gelirli ülkelerde bu oran yalnızca %3 civarında.

Türkiye’de Çocukların %4’ü Eğitim Dışında

Eğitim meselesi Türkiye’de de pek parlak bir seyir izlemiyor. Eğitim alanında yaşanan gelişmeleri 2007’den beri izleyen Eğitim Reformu Girişimi’nin hazırladığı “Eğitim İzleme Raporu 2024”e göre, zorunlu eğitim çağında olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı çocukların %3,9’unun, yani 612 bin 814 çocuğun eğitim dışında olduğu görülüyor. Eğitim dışındaki çocukların sayısına yaş gruplarına göre bakıldığında, en büyük grubu %73,9’la 14-17 yaş aralığı oluşturuyor.

Eğitim ortamlarına ilişkin en temel göstergelerden birini derslik sayıları oluşturuyor. 2023-24 eğitim-öğretim yılında Türkiye’de toplam derslik sayısı %1,2 oranında azalarak 742 bin 829’a düştü.

Hanehalkı Eğitim Harcamalarında Türkiye Üçüncü Sırada

Türkiye’de eğitim harcamalarının önemli bir bölümü kamu kaynakları tarafından finanse edilse de hanehalkı eğitim harcamalarının tüm eğitim harcamalarına oranı sıralamasında Türkiye, OECD ülkeleri arasında Kolombiya ve Şili’nin ardından %15’le Macaristan’la birlikte üçüncü sırada yer alıyor.

Raporun bir diğer dikkat çekici verisi ise eğitimden ayrılma üzerine. Eğitime karşı isteksizlikte, eğitim için gerekli masraflarda görülen artışın ve eğitimin sağlayabileceği kazanımlarda yaşanan düşüşün etkisi olduğuna vurgu yapılıyor. Türkiye’de üniversite eğitimini tamamlamadan üniversiteden ayrılan öğrenci sayısında ciddi artış gözlenirken, son beş yılda 1 milyon 957 bin öğrencinin başladığı üniversite eğitimini tamamlamadan bıraktığı görülüyor.