#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
kanser vakalarında

Kanser Vakalarında Ortalama Yaş Aralığı Düşüyor

Dünyanın ölüme neden olan ikinci hastalık türü olan kanser hakkında farkındalık yaratmak, erken tanı ve tedaviyi teşvik etmek amacıyla her yıl 4 Şubat tarihi “Dünya Kanser Günü” olarak kabul ediliyor. Tüm çabalara rağmen kanser vakalarında belirgin bir azalma gözlenemezken, uzmanlar kanser vakalarının daha genç yaşlarda görülme sıklığının artışı nedeniyle uyarıda bulunuyor.

Vücudun neredeyse herhangi bir organında veya dokusunda, anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi, normal sınırlarını aşarak vücudun komşu bölgelerine yayılması ve/veya diğer organlara dağılması sonucu ortaya çıkan büyük bir hastalık grubu olan kanser, günümüzde hastalıklara bağlı ölümlerde, dünya genelinde ikinci en yaygın nedeni oluşturuyor. Kanserle mücadele amacıyla faaliyet gösteren dünyanın en büyük ve en eski kanser organizasyonu olan Uluslararası Kanser Kontrolü Birliği’nin (Union for International Cancer Control – UICC) verilerine göre de, 2022’de 20 milyon olan kanserli insan sayısının, 2045’te 32,6 milyona yükseleceği öngörülüyor.

Kanserle mücadele ya da erken teşhisle tedavinin çok büyük bir önem arz etmesi nedeniyle IUCC 2000 yılında, 4 Şubat tarihini “Dünya Kanser Günü” ilan etti. Birleşmiş Milletler’in (BM) de kabul ettiği bu günle, kanser konusunda farkındalığı artırmak, kanser yükünü azaltmak, teşhis, tedavi ve geçici bakıma yönelik engelleri aşmak, tedavi hizmetlerinde daha fazla fırsat eşitliği sağlamak ve kanser kontrolünü küresel sağlık ile kalkınma gündeminde öncelikli bir halde tutmak amaçlanıyor.

2025-2027 yıllar arasında Dünya Kanser Günü’nün teması olarak “Benzersiz Birlik” başlığı belirlendi. Tema, insan odaklı kanser bakımının farklı boyutlarını ve fark yaratmanın yeni yollarını keşfetmeyi ve kişiselleştirilmiş bakımın önemini vurgulayan bir kolektif anlatı oluşturmayı hedefliyor. Bu doğrultuda en önemli Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan (SKA) biri olan “sağlıklı ve kaliteli yaşamı her yaşta güvence altına almak” başlığı da gözetiliyor. Tema sloganı ile insanların benzersiz hikayelere, ihtiyaçlara, bakış açılarına ve durumlara sahip oldukları; bu özgün durumların, bakım ve sağlık sistemleri şekillendirilirken dikkate alınması gerektiği vurgulanıyor.

Vaka Sayısında Akciğer Kanseri İlk Sırada

Kanser vakalarında ölüme en çok neden olan türlere bakıldığında ise tüm yeni vakaların %12’sinden fazlasını ve ölümlerin %18,9’unu oluşturan akciğer kanseri başı çekiyor. Dünya genelindeki tüm kanser vakalarının %11,6’sını, ölümlerin de %6,9’unu oluşturan meme kanseri ise akciğer kanserini takip ediyor.

Diğer yaygın görülen kanser türleri kolorektal, prostat ve mide kanseri.  Kolorektal kanser, kanserden ölümlerin ikinci en yaygın nedeni oldu. Ardından karaciğer, meme ve mide kanserleri geldi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve IUCC’ye göre de dünya üzerindeki kanser vakalarının yarısına yakın kadar olan kısmı önlenebilir nitelikte. Birincil kanser önleme yöntemleri, örneğin tütün dumanı, alkol, mesleki kanserojenler, radyasyon, aşırı kilo ve obezite gibi davranışsal ya da politik değişimlerle değiştirilebilecek risk faktörlerine maruz kalmayı değiştirerek kanserin başlangıcını engellemeye yönelik müdahaleleri içeriyor.

İkincil kanser önleme yöntemleri ise kanseri erken tespit etmeyi ve kötüleşmesini engellemeyi amaçlıyor ki, bu da kanseri gelişiminin erken aşamalarında tespit ve tedavi edebilen tarama testlerini içeriyor. Dolayısıyla ulusal hükümetlerin bu önlemlerin geliştirilmesi için risk faktörlerini ele alacak ve davranış değişikliklerine gidilmesini sağlayacak politikalar geliştirmeleri büyük önem taşıyor.

Uyku Düzenindeki Değişim ve Mikroplastikler Kansere Davetiye Çıkarıyor

Öte yandan kanser üzerine artan farkındalığa ve tüm koruyucu önlemlere rağmen dünya çapında yapılan yeni araştırmalar, özellikle genç yaşlarda kanser vakalarında artış görüldüğünü ortaya koyuyor. Amerikan Kanser Derneği (American Cancer Society – ACS) ile DSÖ’ye bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı, (International Agency for Research on Cancer – IARC) 50 ülkeyi kapsayan araştırmasının ilk sonuçlarını 2024 Eylül ayında açıkladı. Sonuçlara göre, İngiltere, ABD, Fransa, Avustralya, Kanada, Norveç ve Arjantin dahil 24 ülkede, 25-49 yaş aralığındaki kolon kanseri hastalarının oranında son 10 yılda önemli bir artış oldu. Kolon kanserinin ardından meme kanserinde de artış kaydedildi.

Uluslararası tıp dergisi Lancet’te yayımlanan bir araştırmaya göre, ABD’de özellikle X kuşağı (1965-1980 arasında doğanlar) ile Y kuşağı (1981-1996 doğumlular) arasında 17 farklı kanser türünde düzenli bir artış kayda geçti. Araştırmalar, bu eğilimin ilk olarak 1990’lı yıllarda başladığını gösterirken, yapılan bir çalışmada, 1990-2019 yılları arasında genç yaşta baş gösteren kanser vakalarındaki artış %79 olarak belirlendi. Uzmanlar ise bu artışlara en çok da insanların uyku düzenindeki değişiklikler ile hayatımızın her alanında yer edinen mikroplastiklerin neden olduğu konusuna dikkat çekti.

Temmuz 2024’te yayımlanan bir başka yeni araştırma ise kansere neden olan faktörler arasında tarım zararlıları için kullanılan pestisitlerin kanser riskini ne kadar artırdığını gözler önüne serdi. Frontiers in Cancer Control and Society adlı bir bilimsel dergide yayımlanan çalışmada pestisit kullanımı ile lenfoma, lösemi, kolon, mesane, pankreas ve akciğer kanseri oranlarının artması arasında pozitif ilişkiler olduğu ortaya kondu. Bulgular, pestisit kullanımının tütün içimine eşdeğer bir kanser riski oluşturduğunu gösterdi.