İş modellerinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “adil, yeşil ve yaratıcı şehir” anlayışı ile uyumlu olduğunu belirten Spor İstanbul Genel Müdürü İ. Renay Onur, iş süreçlerinin uluslararası sürdürülebilirlik standartlarına uygun hale gelmesi için neler yaptıklarını anlattı. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının desteklenmesinde üstlendikleri görev ve sorumluluklar hakkında konuşan Onur, bu yılın ilk sürdürülebilirlik raporu olan “Spor İstanbul Sürdürülebilirlik Raporu 2022” konusunda da açıklamalarda bulundu.
Yazı: Elif YAŞAR ÖZYÜREK
Spor İstanbul’un sosyal etkisini artırırken iş süreçlerini uluslararası sürdürülebilirlik standartlarına uygun hale getirmek için atılan adımları öğrenebilir miyiz? Bu bağlamda Spor İstanbul’un sürdürülebilirlik stratejisi hakkında neler söylemek istersiniz?
Tüm iş süreçlerimizi planlarken sosyal etkiyi stratejimizin kalbine koyuyoruz. İş modellerimiz İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) vizyonu ile uyumlu bir şekilde çalışmamızı kolaylaştırıyor. Sosyal etki odaklı yaptığımız tüm hizmetler, İBB’nin “adil, yeşil ve yaratıcı şehir; mutlu İstanbul” oluşturma vizyonu ile uyumlu.
2019 yılında göreve geldikten iki ay sonra tüm yöneticilerin katıldıkları bir sürece başladık. “Değişim teorimizi” hazırlayarak anket verileri, odak grup toplantıları ve bizim takip ettiğimiz veriler çerçevesinde; Spor İstanbul’un üyeler, engelli üyeler, etkinlik katılımcıları, gönüllüler, eğitmenler ve Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu hazırlık kursu öğrencilerinden oluşan altı paydaşı üzerinde yarattığı değişimi ortaya koyduk. Değişimler ışığında da “Spor İstanbul Değişim Teorisi” ortaya çıktı.
Sonrasında 2021 yılında sosyal etki yönetimi kapsamında gerçekleştirdiğimiz kapsamlı bir araştırma ile farklı paydaş gruplar nezdinde yürütülen anket ve raporlama süreçlerini içine alan “sosyal etki analizi ve ölçümlemesi” yapmaya başladık. Yine 2021 yılında tüm şirket faaliyetlerimizi kapsayan Yatırımın Sosyal Geri Dönüşü (SROI) analizi yaptırdık ve 1 TL’lik yatırımımızla paydaşlarımızın gözünde 101 TL’lik değer yarattığını ölçtüğümüz sonuçlarımız Social Value International (SVI) tarafından onaylandı. Analiz aynı zamanda Spor İstanbul bünyesinde nelerin çok iyi işlediğini, nelerin yeniden düzenlenmesi gerektiğini göstermesi açısından stratejimize önemli katkılar sağlıyor.
2022 Eylül ayında, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi imzacısı olarak insan hakları, çalışma standartları, çevre, yolsuzlukla mücadele başlıklarında 10 ilkeyi desteklediğimizi ve bu ilkeleri kendi etki alanımızda da geliştirmeye yönelik niyetimizi beyan ettik. Bir yandan kamu iştiraki olarak kamu kaynaklarını, yani vatandaşın vergisini kullandığımız bilinci ile hareket ederken diğer yandan finansal, çevresel ve yönetimsel boyutlarda sürdürülebilirliği dikkate alarak çalışmalarımıza yön veriyoruz. Sürdürülebilir kalkınma stratejimiz kapsamında belirlediğimiz hedefleri ve atacağımız adımları, Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA’lar) ile ilişkilendiriyoruz. Tüm iş birimlerimizin sorumlu yönetim süreçlerine entegre olmasını önemsiyoruz. Ayrıca iş birimlerimizin sürdürülebilirlik yolculuğumuzda aktif katılım göstermelerinin verimliliğimizi artırdığının bilincindeyiz. Yanı sıra anlayışımızın daha iyi koşullarda iş yapma kültürünün içselleşmesi için önem taşıdığına da inanıyoruz.
Sürdürülebilirlik yönetiminizde hangi konular, hangi gerekçelerle önceliklendirildi?
Aktif katılım, hesap verebilirlik, şeffaflık ve işbirliği ilkeleriyle ortaya konan İBB Vizyon 2050 Strateji Belgesi, İstanbul kentinin geleceğini tarif ediyor. Spor İstanbul sürdürülebilirlik yönetimi ise çevresel, toplumsal ve yönetişim boyutları ile bugünden başlayarak geleceği tasarlayan bir anlayışı yansıtıyor. Dolayısıyla sürdürülebilirlik yönetimi, İstanbul kentinin kapsayıcı gelecek stratejisinin şirket bünyesindeki somut ifadesini oluşturuyor.
Masa başında yapılan araştırmanın yanı sıra sahadan gelen verinin gücüne de inanıyoruz. Bu nedenle sürdürülebilir kalkınma stratejimizi oluştururken ana paydaşlarımız olan çalışanlarımıza, tedarikçilerimize, üyelerimize ve işbirliği yaptığımız kurumlara bizimle ilgili ihtiyaçlarını ve beklentilerini sorduk. Hem stratejik açıdan hem de paydaşlarımızın gözünden öne çıkan sürdürülebilirlik konularımız şunlar oldu: Hizmet Kalitesi, Üye/Katılımcı Sağlığı ve Güvenliği, Üye/Katılımcı Memnuniyeti, İnovasyon ve Dijitalleşme, Çalışan Eğitimi/ Gelişimi ve Yetenek Yönetimi.
İBB’nin bir iştiraki olarak Spor İstanbul, BM SKA’larının desteklenmesinde hangi görev ve sorumlulukları üstleniyor?
Sürdürülebilir, bütünsel ve uzun vadeli bir yönetim modelini benimseyen İBB; ulaşılabilir, çevreye duyarlı, üreten, paylaşan, adil yaşam koşulları oluşturan, katılımcı yenilikçi bir yönetim yaklaşımı ile BM SKA’larını önceleyen 2020-2024 dönemi Stratejik Planını oluşturuyor. Belediyenin tüm birimleri ve iştirak firmaları da aynı anlayışı benimseyerek iş modellerini yeniden değerlendiriyor.
Spor İstanbul’un öncelikli faaliyetleri, İBB’ye ait sporsalonlarını işletmek. Sporun her dalında ulusal ve uluslararası nitelikte teknik, eğitsel, sportif yarışmalar; festival, kamp, konferans, seminer, kurs gibi organizasyonlar düzenlemek de önceliklerimiz arasında. Yanı sıra araştırma ve eğitim çalışmaları da yapıyoruz.
Sürdürülebilir gelecek, Spor İstanbul’un vizyonunun hayati bir parçasını oluşturuyor. Ürettiğimiz, paylaştığımız değerler ve iş modellerimiz ile SKA’ları destekliyoruz. Gerçekleştirdiğimiz faaliyetler ile Sağlıklı ve Kaliteli Yaşam (SKA3) ve Eşitsizliklerin Azaltılması (SKA10) amaçlarına doğrudan, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği (SKA5) ve Nitelikli Eğitim (SKA4) amaçlarına dolaylı olarak katkıda bulunuyoruz.
Ayrıca sunduğumuz spor hizmetlerini ve etkinliklerini insan yaşamına, doğaya ve çevreye saygılı bir çerçevede gerçekleştirme yaklaşımımızla da Erişilebilir ve Temiz Enerji (SKA7), Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar (SKA11), İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme (SKA8), Bilinçli Üretim ve Tüketim (SKA12) ve İklim Eylemi (SKA13) iş yapma süreçlerinde gözettiğimiz SKA’lar.
Bu yıl ilk sürdürülebilirlik raporunuzu, “Spor İstanbul Sürdürülebilirlik Raporu 2022” başlığıyla yayımladınız. Raporun önemli verileri hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz?
Daima uluslararası sürdürülebilirlik standartlarını temel alarak iş süreçlerini daha sistematik, şeffaf ve ölçülebilir hale getirme yolunda adımlar atıyoruz. Amacımız doğrultusunda 2022 yılında yayımlanan ilk sürdürülebilirlik raporumuz sürdürülebilirlik odaklı paydaş diyaloğunun geliştirilmesi yönünde bir beyan niteliğinde. Mikado Sürdürülebilir Kalkınma Danışmanlığının desteğiyle hazırlanan bu ilk rapor, Spor İstanbul’un çalışmalarını şeffaf ve hesap verilebilir şekilde üçüncü kişilerle paylaşması için bir kanal sağlıyor. Aynı zamanda uluslararası göstergeler nezdinde değerlendirilebilmesi ve göstergelerin iş süreçlerimize entegre edilmesi adına da çok önemli bir fayda sunuyor. Spor İstanbul’un Sürdürülebilirlik Raporu, İBB bünyesindeki ilk sürdürülebilirlik raporu olma özelliğini de taşıyor.
İstanbul Maratonu, Spor İstanbul’un önemli etkinlikleri arasında yer alıyor. Maratonun yarattığı sosyal etkiyi ölçmek üzere İstanbul Maratonu Sosyal Etki Raporunu yayımladınız. Rapor neler söylüyor?
İstanbul Maratonu yalnızca İstanbul’un değil, Türkiye’nin en önemli uluslararası spor etkinliği. 45 yıldır pandemi dahil ara vermeden yapılmış başka uluslararası bir etkinlik yok. 42K, 15K, 8K Halk Koşusu kategorileri bulunulan İstanbul Maratonu’nda katılımcılar, “Yardımseverlik Koşusu” kapsamında sivil toplum kuruluşlarını da destekliyor. Mikado Sürdürülebilir Danışmanlığının katkılarıyla hazırlanan memnuniyet ve sosyal etki analizlerinde İstanbul Maratonu’nun en büyük etkisinin katılımcıların iyi olma hallerini güçlendirmesi olduğu tespit edildi. Katılımcıların neredeyse tamamı maraton ile kendilerini daha iyi hissettiklerini belirtti. Büyük bölümü ise birey olarak daha güçlü hissettiğini, zihinsel ve fiziksel olarak dayanıklılığının arttığını açıkladı. Katılımcılara göre İstanbul Maratonu’nun kazandırdığı en önemli şey, birey olarak güçlenme.
Maraton katılımcılarının diğer kazanımlarına bakıldığında maratona hazırlık kapsamında fiziksel aktivite seviyelerini artırdıklarını görüyoruz. Yine maraton ile motive olarak daha sonra başka sportif etkinliklere katılma arzusu duymaları da elde edilen bulgular arasında. 43. İstanbul Maratonu seyircilerinin de genel olarak maratonu izlemekten dolayı memnun oldukları görülüyor. Gönüllü desteğinden herkes tarafından memnuniyet ve övgü ile bahsediliyor, öte yandan seyirci desteğinin eksikliği çalışma bulguları arasında karşımıza çıkıyor.
Eş kurucusu olduğunuz yardımseverlik koşusu “Adım Adım,” fiziksel aktivite ve spor aracılığıyla sivil toplum kuruluşlarına (STK) kaynak sağlıyor, destek oluyor. Yardımseverlik koşuları ile çevre ve iklim konusunda çalışan STK’larla ne tür işbirliklerine gidildi, ne gibi katkılar sağlandı?
Hayatın, eğlenceli ve kişinin kendinde ve etrafında pozitif izler bırakan bir maraton olduğunu düşünüyorum. Adım Adım kendimi bulduğum bir yer oldu. Bağış yapan kişilerin şeffaflığa ne kadar önem verdiklerini gördüm. Bunun için, kişileri ve kurumları şeffaflığa ve hesap verebilirliğe önem veren dernek ve vakıflar ile bir araya getirmek amacıyla oluşturulan Açık Açık’ın kurucularından biri oldum. Adım Adım şu anda STK’ların bireysel bağışının %30-35’ini oluşturuyor. Ekonomik, sosyal ve toplumsal gelişimi, sosyal hizmetleri geliştirmeyi hedefleyen kültür, sağlık, sanat, eğitim, çevre alanlarında hizmet veren birçok STK, Adım Adım platformu üzerinden kaynak yaratabiliyor. Böylelikle Adım Adım, STK’ların sosyal etki yaratabilmelerini destekleyen bir platform olarak hizmet veriyor.
Adım Adım sayesinde, yalnızca İstanbul Maratonu’nda son 15 yılda 52 bin gönüllü koşucu, 750 bin bağışçı tarafından 91 STK için 115 milyon bağış yapıldı. Bağışlar ile 210 bin canlının hayatı güzelleşti. İstanbul Maratonu katılımcı sayısı ile bağlantılı ve doğal olarak da Türkiye’de en fazla bağış toplanan yarış konumunu koruyor.
Bu yazı ekoIQ’nün 109. sayısında “Sürdürülebilirlik, Spor İstanbul’un Hayati Bir Parçası” başlığıyla yer almaktadır.