Türkiye’de belirli aralıklarla çıkarılan imar affı düzenlemelerinden söz eden İstanbul Barosu Başkanı Avukat Filiz Saraç, “Bizim afetlerle mücadelemizin önündeki en büyük engel imar affı yasalarıdır. İmar affı ile devletin ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapılarla barışması, bu tür yapıların doğa ile de barışması anlamına gelmeyecektir” dedi.
Depremlerin büyük yıkımlara neden olduğu Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Hatay’da incelemelerde bulunan İstanbul Barosu Başkanı Avukat Filiz Saraç, haberturk.com’a konuştu.
Şu anda bölgede en acil çözülmesi gereken konunun barınma sorunu olduğunu söyleyen Saraç, soruşturmaların sağlıklı yürütülebilmesi ve sonuç alınabilmesi için enkazlar kaldırılmadan bölgedeki delil tespitlerinin doğru bir şekilde tamamlanması gerektiğini vurguladı.
Avukat Filiz Saraç, “Delil tespiti için doğru karot parçalarının alınması çok önemlidir. Ayrıca bilirkişi heyetlerinde, yargılama sırasında sanık ya da şüpheli pozisyonda olmayacak kişilerin yer almasına ihtimam gösterilmelidir” dedi. Saraç, ayrıca ölüm olmayan binalarda da delil tespitlerinin yapılması gerektiğini belirterek “Avukatların delil toplamayla ilgili yetkileri var. Mühendis arkadaşlarımızla entegre olarak katkı verebiliriz. Bu konuda avukatlar göreve hazırdır” şeklinde konuştu.
“Sorumlular Zincirinden Konuşmak Zorundayız”
“Deprem doğa olayıdır, afetin kendisi değildir” diyen Saraç, “Afet doğa olaylarının zararlı sonucudur, bu sonucun doğmamasını sağlamak bizlerin görevidir” şeklinde konuştu. Saraç şunları söyledi: “Bir binanın yapımı önce imar anlamında planlamasıyla başlar; ruhsat alımları, malzeme aşaması, imalat aşaması var, yerleşim yeri seçimine dikkat edilmesi gerekiyor. Biz bir binanın yapımıyla ilgili konuşuyorsak kamu görevlileri de dahil sorumlular zincirinden konuşmak zorundayız.”
Bu konuda iki önemli hata yapıldığını belirten Saraç “Ya ‘Bir tek müteahhit mi kusurlu?’ diyerek neredeyse acınacak kişiymiş gibi konuşuyoruz ya da sadece müteahhit üzerinden tartışarak diğer sorumluları görmezden geliyoruz. Bu kez sorumlular zincirinin net şekilde görülmesi gerekiyor” dedi.
Etkin bir soruşturmanın yapılması ve yargılamada adil bir sonucun çıkması için her sorumlunun birlikte yargılanabilmesi gerektiğine dikkat çeken Saraç şunları ifade etti: “Sorumlular zincirinde imar yanlışsa ruhsat verenler ya da gerekli denetimi yapmayanlar kamu görevlileri. Kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin 4483 sayılı bir yasa var. Yargılama sürecinde sıkıntılar burada başlıyor. Bu yasa doğrultusunda soruşturmaya izin kararı verilmesi gerekiyor, verilmemişse adeta bir dokunulmazlık zırhı oluşuyor ve yargı önüne çıkarılamıyor. Çıkarıldıklarında da görevi kötüye kullanma dediğimiz çok basit bir maddeden yargılama yapılıyor. Bu da doğru ve etkin yargılanmayı engelliyor.”
“İmar Affı Bu Tür Yapıların Doğa ile de Barışması Anlamına Gelmeyecektir”
Türkiye’de belirli aralıklarla çıkarılan imar affı düzenlemelerine de değinen Saraç, “Bizim afetlerle mücadelemizin önündeki en büyük engel imar affı yasalarıdır. Türkiye’de kaçak yapılaşmayı teşvik eder noktadadır. İmar affı beklentileri kaçak yapıların yıkılmamasına ya da yapılmasına neden olmuştur” dedi.
Avukat Saraç, “Bir taraftan kentsel dönüşümle ilgili yasa çıkarılarak ‘Hemen binaları yenileyip depreme hazırlıklı hale gelmemiz gerekir’ denildi. Öbür taraftan da 2018 İmar Barışı çıkarılarak bu kaçak yapıların yıkılmaması teşvik edildi. Bir kere devlet bu çelişkiden kurtulmalıdır. O dönem de söylemiştim. İmar affı ile devletin ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapılarla barışması, bu tür yapıların doğa ile de barışması anlamına gelmeyecektir” ifadelerini kullandı.
İlerleyen süreçlerde davaların takip edilmesinin çok önemli olduğunu söyleyen Saraç, “Zarar gören, yakınlarını kaybeden yurttaşlarımızın davaları takip etme kararlılığı son derece önemlidir. Barolarımız, avukat arkadaşlarımız etkin bir şekilde gönüllü olarak çalışıyorlar. Ayrıca 4539 sayılı doğal afet dönemine özgü pek bilinmeyen bir yasa vardır. Buna göre avukata vekalet verme şartı yoktur, yetki belgesi verilmesi yeterlidir, vatandaştan hiçbir harç masraf alınmaz. Böyle dönemlerde yargılamayı kolaylaştırıcı nitelikte bir kanundur” dedi.