#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Al-Mizan: Dünya Çevre Sözleşmesi Tanıtıldı

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) Dünya İçin İnanç Girişimi çatısı altında yürütülen, dünyadaki Müslüman düşünce liderlerinin katkı koyduğu ortak çalışma metni, “Al-Mizan: Dünya Çevre Sözleşmesi” tamamlandı. Sözleşme, başta Müslüman topluluklar olmak üzere dünyanın ortak mirası olan doğal kaynaklar ve biyolojik çeşitliliğin korunması ile iklim değişikliğiyle ilgili olarak insanlara sorumluluklarını hatırlatırken, İslam’ın temelini oluşturan değerlerinden yola çıkarak insanlığın doğal dengeye saygı duymasının kutsal bir amaç olduğunun altını çiziyor.  

Al-Mizan: Dünya Çevre Sözleşmesi, UNEP’in Dünya İçin İnanç Girişimi öncülüğünde tüm dünyada tanıtılıyor. Sözleşmenin Türkiye’deki tanıtımı, Üsküdar Üniversitesi’nde 26 Eylül 2022’de gerçekleştirildi. Kamu, akademi, sivil toplumun yanı sıra basından temsilcilerin de katıldığı toplantıda, Üsküdar Üniversitesi’nin kurucu rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile Sözleşmeyi hazırlayan komitede yer alan Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı, Üsküdar Üniversitesi Çevre Ahlakı Forumu Direktörü Prof. Dr. İbrahim Özdemir konuştu.

“Geleceğin Bazı İhtiyaçlarını Yönetmek Üzere Hayata Geçirildi”

Al-Mizan: Dünya Çevre Sözleşmesi olarak bilinen projenin kıymetinin gelecekte anlaşılacağını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Şu anda öneminin çok farkında değiliz. Zihinsel dönüşüme katkı sağlayacak bir proje olduğunu söylemeliyiz. Zihinsel dönüşüm olmadan toplumsal dönüşüm olmaz, toplumsal dönüşüm olmadan da ekonomik ve siyasal dönüşüm beklemek de çok sağlıklı olmayacaktır. Al-Mizan orta uzun vadeli bir proje. Geleceğin bazı ihtiyaçlarını yönetmek üzere bu proje hayata geçirildi. Son bir-iki yıldır farkında varıldı. Bazı şeyler sağlık gibidir, kaybedilince kıymeti anlaşılıyor” dedi.

Doğanın dünyanın bağışıklık sistemi gibi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan şunları söyledi: “Doğa biz farkında olmasak da birçok faaliyet gerçekleştiriyor. Doğanın dili olsa bizleri kirlenmekten koruduğunu, suyu arıttığını, havayı temizlediğini ve kıyıları koruduğunu söyleyebilirdi. Doğa ve içindeki tüm unsurlar dilsiz dostlarımızdır. Kalbimiz yaralandığı zaman, incinip üzüldüğümüz, hayal kırıklığı yaşadığımız zaman farkında olmadan aslında kendimizi doğada buluyoruz. Bize terapi yapıyor. Doğa, doğal tedavi edicidir. En doğal psikolog doğadır. Doğa kalbimizi iyileştiriyor, ruhumuzu dinginleştiriyor ve aynı zamanda zihnimizi de boşaltıyor.”

Taşlaşma, şehirleşme, betonlaşma ile birlikte doğayı kaybetmekte olduğumuzu vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Maalesef biz modernleşmeyi betonlaşma olarak anladık. Hızlı bir şekilde şehir içlerindeki mimariyi kaybetmeye doğru ilerledik. Doğayı dilsiz bir dostumuz değil de rakibimiz olarak görmeye başladık. Onda biraz modernizmin de rolü var” ifadelerini kullandı.

“Ekosistemi Bozuyoruz”

Karbon salımının arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Gezegenin ısınması da başka bir tehlike. Birbirine yakın yerlerden birinde çok yağmur yağıp diğerinde kuraklık olması küresel ısınmanın etkisi. Ekosistemi bozuyoruz. Doğanın bize değil, bizim doğaya ihtiyacımız var. Suyun yenilenmesi, toprağın stabilize edilmesi gerekiyor. Dünyanın geleceği yeşilin geleceğine bağlı. Proje aslında bizim dinimizin, kültürümüzün, inanç sistemimizin çevreci olduğunu da gösteriyor.”

Çevreyle İlgili İslam’ın Öğretilerini Ortaya Koymak Üzere Bir Araya Gelindi

Bilimin, doğal dengenin yıllar içinde ve insan faaliyetleri sonucu bozulmasına yönelik kanıtları sunduğu belirten Prof. Dr. İbrahim Özdemir ise, dini kuruluşlar, bilimsel araştırma grupları, sivil toplum ve uluslararası kuruluşlar arasında artan bir işbirliği oluşmaya başladığını belirtti. Prof. Dr. Özdemir şunları söyledi:

“İslam Dünyası Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (ICESCO), İslami Ekoloji ve Çevre Bilimleri Vakfı T, Üsküdar Üniversitesi, Katar Kur’ân Botanik Bahçesi, Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi ve Dünya İçin İnanç Girişimi, dünyanın 1,8 milyar Müslümanının sürdürülebilirliği günlük yaşamlarının bir parçası olarak benimsemeleri için çevreyle ilgili İslam’ın öğretilerini ortaya koymak üzere bir araya geldiler.”

“Sözleşmenin Ortaklık Ağları Kurmasını Umuyoruz”

Prof. Dr. Özdemir konuşmasına şöyle devam etti:

“Kur’an’ın 55. Suresi olan Rahmân suresinin geçen ve Kur’an’ın temel kavramlarından biri olan al-mîzândan adını alan metin, Müslümanların dünya ile yapmış oldukları bir anlaşmadır. Bundan dolayı “Al-Mizan: Dünya Çevre Sözleşmesi” olarak isimlendirilmiştir. Bu sözleşmenin, İslâm dünyasında ve ötesinde; din, çevre ve sürdürülebilir kalkınma konularında çalışanlarla bilim insanları ve araştırma merkezleri arasında yeterlilikler ve ortaklık ağları kurmasını umuyoruz.”

Al Mizan Dünya Çevre Sözleşmesi’ne ilişkin bilgiler veren Prof. Dr. Özdemir, sözleşme kapsamında hayata geçirilmesi düşünülen eylem planı çerçevesinde yapılacak çalışmalara değindi. Ayrıca, çevresel sorunların çözümünde tüm insanlığın birlikte ele ele vermesi gerektiğini söyledi.

Sözleşme İslami Prensiplere Atıfta Bulunuyor

İnsanlığın ortak mirası, küresel iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve politik ekonomi başlıkları altında İslami prensiplere atıfta bulunan sözleşme, İslami değerlere göre dünyanın durumuna ilişkin bir değerlendirme yapıyor ve çözüm için dengenin kurulmasını işaret ediyor.

İnsanlık mirası bağlamında küresel iklim değişikliğinin sonuçlarına dikkat çeken metinden bazı başlıklar şöyle:

Kozmos ve Dünya Üzerindeki İşaretler: Entegre Bir Yaklaşım, İslam İnancının ve Ahlakının Temel Taşı Olarak Tevhid; Kozmik Denge; Al-Mîzân: Denge ve Karşılıklılık; Fıtrat: İnsanlığın Ezeli Tabiatı ve Sorumluluk; Yeryüzünde Allah’ın Halifesi Olmanın Anlamı; Herkese Karşı Nihai İyilik için Çalışmak: Ethos ve Ahlak; Tevhid’in Ahlaki Boyutları: Allah’ın Birliği; Takva: Saygı, Özen ve Dikkatli Tutum; İhsan: Mümkün Olan En İyi; Merhamet, Minnettarlık ve Şükür Etmek; Rahmân’ın Alametlerini Anlamak ve Rahmân’ın İşaretlerine Karşılık Vermek; Eşitlik ve Adalet: Refahı Yeniden Düşünmek; Kalkınma ve Hayat Tarzı; Hayatın Kaynakları, Hayatın Kaynaklarını Kullanmada Hesap Verebilirlik; Zarar Vermemek; Su ve Diğer Hayat Kaynakları Hakları; Bir Gemi Olarak Dünya, Dinin Nihai Amaçları; Hayvan Refahı ve Hayvan Hakları.

Al Mizan: Dünya Çevre Sözleşmesi’nin Ortaya Çıkışı

UNEP Dünya İçin İnanç Girişimi (Faith-Based Organizations) strateji belgesi 2018 yılında yayımlanmasının ardından Ekim 2020’de Dünya İçin İnanç Koalisyonu oluştu. Sözleşmenin oluşmasını sağlayan Müslüman düşünce liderleri, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni (SDG) ve ortak çevresel öncelikleri ele almak amacıyla çalışmalarına devam etti.

Daha sonra ismi “Al-Mizan: Dünya Çevre Sözleşmesi” olacak olan İslami Çevre Sözleşmesi fikri, UNEP- Dünya İçin İnanç Girişimi ve İslam Dünyası Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü ile Rabat’ta düzenlenen 8. Çevre Bakanları İslâm Konferansı’nda doğdu.

Sözleşmenin ilk taslağı, geribildirim ve istişare için dünya çapında 300’den fazla İslami kurumla paylaşıldı. Sözleşme metni öncelikle İslâm Dünyası Çevre Bakanları Konferansı’na sonrasında Birleşmiş Milletler Sekretaryası’na sunulacak.

Sözleşmeyi hazırlayanlar:

  • Iyad Abumoghli: UNEP Dünya İçin İnanç Girişimi Kurucusu ve Direktörü, Kenya.
  • Dr. Abdelmajid Tribak: İslam Dünyası Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (ICESCO) Baş Danışman, Fas.
  • Dr. İbrahim Özdemir: Üsküdar Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı, Çevre Ahlâk Forumu Direktörü, Türkiye.
  • Aishah Ali Abdallah: Yaban Hayatı, Eğitim ve İletişim Komisyonu üyesi, Suudi Arabistan.
  • Doç. Dr. Evren Tok: İnovasyon ve Toplumu Geliştirmeden Sorumlu Dekan Yardımcısı. Hamad Bin Halife Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Katar.
  • Sidi Fazlun Khalid: İslami Ekoloji ve Çevre Bilimleri Vakfı (IFEES)/EcoIslam Kurucusu, İngiltere.
  • Othman Abd-ar-Rahman Llewellyn: Dünya Korunan Alanlar Komisyonu (IUCN) ve Dünya Çevre Hukuku Komisyonu Üyesi, Suudi Arabistan Krallığı Ulusal Yaban Hayatı Merkezi’nde Ekolojik Planlayıcı, Suudi Arabistan.
  • Kamran Shezad: İslami Ekoloji ve Çevre Bilimleri Vakfı (IFEES)/EcoIslam Eş Direktörü ve Bahu Trust’ın Sürdürülebilirlik Lideri, İngiltere.

EkoIQ Editör