WWF’in küresel çevre hareketi Dünya Saati, bu yıl 23 Mart tarihinde “Dünya için bir Saatini Ver” çağrısı ile gerçekleşti. Çevre hareketine 190’dan fazla ülkeden, milyonlarca insan katıldı. Etkinlik kapsamında anıtlar ve kurumlar 20.30-21.30 saatleri arasında ışıklarını kapattı. Bireysel ve kurumsal katılımcılar ise dunyasaati.org adresinden seçtikleri etkinliklerle dünya için bir saatlerini ayırdılar.
WWF’in (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) iklim krizi ve doğa kayıplarına dikkat çekmek için 2007’den bu yana sürdürdüğü küresel etkinlik Dünya Saati, bu yıl 23 Mart Cumartesi günü “Dünya için bir Saatini Ver” çağrısıyla düzenlendi.
190’dan fazla ülkede milyonlarca insanın katılımıyla gerçekleşen etkinlik kapsamında, anıtlar ve kurumlar 20.30-21.30 saatleri arasında ışıklarını kapatırken bireysel ve kurumsal katılımcılar da dunyasaati.org adresinden seçtikleri etkinlikler ile dünya için bir saatlerini ayırarak dahil oldular. Ülkemizde WWF-Türkiye’nin öncülük ettiği Dünya Saati kapsamında, 23 Mart Cumartesi günü Müze Gazhane’de, “Dünya için bir Saatini Ver; Geleceğe Zaman Kazandır” çağrısı altında çok sayıda etkinlik de düzenlendi.
Ülkemizde WWF-Türkiye’nin öncülük ettiği ve her yıl Mart ayında küresel katılımla düzenlenen Dünya Saati bu yıl 23 Mart Cumartesi günü gerçekleştirildi. Bu yıl Edirne’de Selimiye Camii, Eski Cami, Üç Şerefeli Cami, İstanbul’da Galatasaray Rams Park Stadyumu, Salt Galata ve Salt Beyoğlu, İstanbul Modern, Müze Gazhane, Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi, Çanakkale’de Troya Atı ve Saat Kulesi gibi aralarında anıtların, kurumların, statların ve evlerin bulunduğu pek çok yerin ışıkları bir saatliğine kapatıldı.
Panasonic Electric Works Türkiye’nin ana sponsorluğunda düzenlenen Dünya Saati’ne bu yıl bireyler de dunyasaati.org adresinden seçtikleri etkinlikler ile katılım gösterdiler. 23 Mart 20.30’a dek diledikleri gün ve saatte birer saatlerini ayırarak dünyanın dört bir yanından milyonlarca insanla birlikte gezegenimizin geleceğine zaman kazandırdılar.
Etkinliklerle Farkındalık Yaratıldı
WWF-Türkiye bu yıl Dünya Saati etkinliklerine ek olarak 23 Mart Cumartesi günü Müze Gazhane’de “Dünya için bir Saatini Ver; Geleceğe Zaman Kazandır” temalı etkinliklere de ev sahipliği yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Yaban İstanbul’un Yaban Hayatını Öğreniyorum atölyesi ile başlayan program kapsamında Popapella Pop Korosu Dinletisi, İstanbul’un yaban hayatı, göçmen kuşları, yunusları, köpek balıkları, ağaçları gibi başlıklardaki sunumların yanı sıra çocuklar için boyama etkinlikleri, Merve Erkol ile ekbeni! Tohumlu Kâğıt Atölyesi, Korhan Başaran – Company Rau Dans Performansı gibi etkinlikler ile ziyaretçilere keyifli anlar yaşatılarak konuya dair farkındalık yaratıldı.
“En Büyük Müttefikimiz Doğa”
WWF-Türkiye Genel Müdürü Ömür Kula Müze Gazhane’de gerçekleştirilen etkinlik kapsamında yaptığı konuşmada, “Geçtiğimiz yıl deprem felaketi sonrası bir aradaydık. Kayıplarımıza adadığımız ve afetlere dirençli bir gelecek için ortaya koyduğumuz Yeşil İyileşme çağrımız hâlâ geçerli. Bugün dünyanın 190 ülkesi ile birlikteyiz. İklim krizine dikkat çekmek ve en büyük müttefikimizin doğa olduğunu hatırlamak için çok büyük bir kalabalığın parçasıyız. Dünyayı yok eden kötülüğü yok edemeyiz ama iyiliği çoğaltabiliriz. Biz insanoğlu olarak birçok şey olabiliriz ama zayıf ya da aptal değiliz. Bugün eğer buradan başlayabilirsek doğa kayıplarına son verebiliriz. Saat saat alışkanlık değiştirerek dünyayı kurtarabiliriz” dedi.
“Daha Fazla Biyoçeşitliliğe Sahip Alanlar Yaratmak Mümkün”
Etkinlik kapsamında söz alan İBB Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yasin Çağatay Seçkin ise şu görüşlerini dile getirdi: “Dört buçuk yıl önce bu işe soyunduğumuz zaman çok heyecanlıydık. Bu kapsamda WWF-Türkiye’ye çok teşekkür etmek istiyorum. Onlarla birlikte yolumuz daha da kolaylaştı. Birçok konuda onların tecrübelerinden yararlandık ve bugüne kadar birlikte çok güzel işler başardık. Yaban İstanbul, İBB’nin kent ekosistemlerini korumak, geliştirmek ve yaban hayatını desteklemek misyonuyla yola çıktı. Yaban İstanbul olarak insan ayakizini azaltarak doğanın kendi başına çaresine bakmasına ve doğal süreçleri işletmesine izin vererek zarar görmüş ekosistemleri onarmasını ve bozulmuş peyzaj alanlarını eski haline getirilmesini sağlıyoruz. Bu şekilde daha fazla biyoçeşitliliğe sahip alanlar yaratmanın mümkün olduğuna inanıyoruz.”