#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
Antroposen Çağı

Antroposen Çağı’nda Amaç Odaklı Şirketler Daha mı Şanslı?

Son dönemde pek çok araştırma, nitelikli gençlerin amaç odaklı şirketlerde çalışmayı istediklerini, dünyanın dertlerine çare arayan şirketlerin bir parçası olmayı tercih ettiklerini gösteriyor.

YAZI: Prof. Dr. Ahu ERGEN, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi ahu.ergen@vs.bau.edu.tr

1976 yılı Nobel Ekonomi Ödüllü Milton Friedman’a göre bir şirket hissedarlarına kâr ettirmek için vardır. İşletmenin sosyal sorumluluğu ancak kârını artırmaktır. Friedman’dan önce de, bugün de iş dünyasında baskın anlayış olarak karşımıza işte bu hissedar yaklaşımı çıkıyor. 1984 yılında Edward Freeman ise paydaş teorisi ile ilgili farklı şeyler söylemiştir. Freeman’a göre iş dünyasında paydaşların (çalışanlar, müşteriler, tedarikçiler ve hissedarlar) her birini önemseyen ve beklentilerine, zamanla değişen ihtiyaçlarına kulak veren bir bakış açısına ihtiyaç vardır. Yalnızca hissedar çıkarlarına odaklanmak uzun vadeli şirket başarısı getirmiyor. Freeman’ın yaklaşımının bugün dünyanın artan sorunlarına çözüm bulmaya daha yakın ve şirket performansını iyileştiren bir yaklaşım olduğu görülüyor. Son yıllarda belirsizlik, karmaşıklık ve muğlaklık içinde karar almaya çalışan kimi şirketler, iş yapma biçimlerini hissedar bakış açısından paydaş bakış açısına doğru dönüştürmeye başladı bile. Gelecekte çok daha fazlasına ihtiyaç duyulacak gibi.

Dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunlar artmakla birlikte şirketlerin başarılarını doğrudan etkiler hale geliyor. Sorunlar devletlerin ve STK’ların kendibaşlarına çözebilecekleri ölçeğin üzerine çıktı. Bağış ve kurumsal sosyal sorumluluk gibi şirket uygulamaları ise problemleri çözmekte yetersiz kalıyor.

Amaç Odaklı Şirketler

Küresel faaliyet gösteren bazı araştırma şirketlerinin iş dünyasını doğrudan etkileyebilecek mega eğilimler raporlarına göre sürdürülebilirlik, toplumsal değişimler (göç, yaşlanma, derinleşen eşitsizlikler vd.), çevre ile ilgili aciliyetler, siyasi parçalanmalar, sağlık öncelikleri, enflasyon ve tedarik zinciri sorunları, yetenek yönetimindeki zorluklar, hızlanan teknolojik yenilikler üst sıralarda yer alıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2023 Küresel Riskler Raporu ise geçim krizi, doğal afetler ve aşırı hava olayları, jeoekonomik zorluklar, iklim kriziyle mücadelede başarısızlık, toplumsal kutuplaşma, büyük ölçekli çevresel tahribat, iklim değişikliğine uyumda zorlanma, yaygın siber suçlar ve siber güvenlik tehditleri, doğal kaynak krizleri ve büyük ölçekli istenmeyen göçleri işaret ediyor.

Böylesine karmaşık ve iç içe geçmiş sorunlar ve fırsatlar dünyasında şirketlerin paydaş anlayışının da ötesine geçmesi gerekiyor. Bu sorunlardan yola çıkarak ekonomi, toplum ve çevre için katma değer yaratan amaç odaklı şirketler, “Toplum, ekonomi ve çevre için öncelikli sorunlar neler?”, “Ürünlerimin ve iş süreçlerimin topluma ve gezegene olumlu ve olumsuz etkileri neler?” sorularına çalışanlarıyla birlikte odaklanıyor. Amaç odaklı olmak, kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) kampanyaları yapmaktan çok daha farklı bir anlayış gerektiriyor.

Sürdürülebilir İş Yapma Biçimi

KSS genellikle işletmenin temel işinden ayrı olarak değerlendirilir. Amacı olan işletmeler ise iş yapma biçimlerini sürdürülebilir hale getiriyor. Bu şirketlere bir örnek outdoor markası Patagonia. Şirket amacını “İşimiz gezegeni kurtarmak” şeklinde özetliyor. Kurucuları doğayla bağlarını hiç koparmamış ve dağcılık yaptıkları için iklim krizi, biyoçeşitlilik kaybı gibi sorunları bizzat gözlemlemiş insanlar. Şirketin ürünlerindeki geri dönüştürülmüş malzeme payı çok yüksek ve iş yapma biçimi gezegeni korumak odaklı, yani amaç odaklı. Bunun dışında aktivist faaliyetlerde bulunuyor. Paydaşlarının ve tüketicilerin de davranışlarını amaç odaklı hale getirmek için sürekli efor sarf ediyor. 2025 yılına kadar fosil yakıttan çıkış taahhütleri var. Amacı iş modelinin içine yerleştirmek, ölçülebilir bir sorunu çözmek, çalışanları çözüme dahil etmek bu şirketlerin temel özellikleri arasında… Ayrıca amaç odaklı şirketlerin toplumsal ya da çevresel sorunlara dair açık duruşları olduğu, amaç için ortaklıklar kurduğu ve uzun vadeli bakış açısından taviz vermeden hızlı hareket edebildiği de görülüyor. Tüketici güveni ve tercihi bu şirketlerin gelirlerini artırmasına ve marka değerlerinin yükselmesine neden oluyor.

Son dönemde pek çok araştırma, nitelikli gençlerin amaç odaklı şirketlerde çalışmayı istediklerini, dünyanın dertlerine çare arayan şirketlerin bir parçası olmayı tercih ettiklerini gösteriyor. Amaç odaklı şirketlerin artması için ise cesur, gezegen sorunlarına duyarlı ve çevik liderlere ihtiyaç var.

Prof. Dr. Ahu Ergen

Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi | Sürdürülebilir Tüketim