#ekoIQ Özel Sektör Arçelik Artık Küresel Olarak Karbon Nötr
Özel Sektör

Arçelik Artık Küresel Olarak Karbon Nötr

Avrupa Birliği 2050’de karbon nötr olmayı hedeflerken, geçtiğimiz günlerde bir diğer iddialı hedef de Çin’den 2060 tarihi olarak geldi. Peki bu nasıl mümkün olacak? Tabii ki firmaların karbon nötr olmalarıyla. Bu konuda taahhüt veren birçok küresel firma var. Ancak Türkiye’den Arçelik firması şimdiden karbon nötr olmayı başardığını duyurdu. Peki Arçelik bunu nasıl başardı? Kurumun Sürdürülebilirlik ve Resmi İlişkiler Direktörü Fatih Özkadı anlatıyor…

Söyleşi: Barış DOĞRU

Öncelikle kutluyoruz, Arçelik olarak kısa bir süre önce, küresel üretimde karbon nötr olduğunuzu açıkladınız. Bize biraz bu süreci anlatır mısınız? Nasıl başarıldı bu?

Arçelik, “Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın” vizyonu ile kuruluşundan bu yana doğaya olan etkisini azaltmak ve toplumsal gelişimi desteklemek adına sürdürülebilirlik çalışmalarını hayata geçiriyor. Bugün dünyanın en enerji verimli beyaz eşyalarını üreten, sürdürülebilirlikte öncü bir şirket konumundayız. Üründen üretime tüm operasyonlarımızda enerji ve su verimliliğine odaklanıyor, karbon ayak izimizi giderek azaltıyoruz.

2013 yılında GAIA Karbon Finans danışmanlığı ile “Türkiye’de Enerji Verimli Buzdolapları Karbon Finansmanı Projesi”ni başlattık. 2013-2018 yılları arasında piyasaya sunduğumuz enerji verimli ürünler sayesinde 305.407 ton -CO2e azaltım kredisine hak kazandık. Bu azaltımı Doğrulanmış Karbon Standardı’na (Verified Carbon Standard) uygun olarak belgelendirme kuruluşu RINA’ya onaylattık. 2019 yılında üretimden kaynaklanan seragazı emisyonlarımızı, BSI Group bağımsız denetleyici kuruluşuna onaylattık. Elde ettiğimiz karbon kredisi ile Arçelik’in k

üresel üretimdeki doğrudan ve dolaylı sera gazı emisyonlarını 2019 ve 2020 yılları için dengeleyerek, PAS 2060 karbon nötralitesi standardına uyumlu olarak Arçelik beyanı doğrultusunda karbon nötr hale geldik.

Karbon nötr olmanızda, “Türkiye’de Enerji Verimli Buzdolapları Karbon Finansmanı Projesi”nin büyük rolü var. Sanırım bu kapsamda 2013-2018 yılları arasında 305.407 ton -CO2 emisyon azaltım kredisi hakkı elde ettiniz. Yani bunu kendi projenizden elde ettiğiniz karbon azaltım kredisiyle sağladınız. Önümüzdeki dönmede karbon nötr olmaya devam edebilmeniz için bu yeterli olacak mı?

“Türkiye’de Enerji Verimli Buzdolapları Karbon Finansmanı Projesi” uzun soluklu, 10 yıllık bir proje. Dolayısıyla bu projeden önümüzdeki dönemde de karbon kredisi sağlayabileceğiz. Ayrıca çok sayıda enerji verimliliği projesi sürdürüyoruz. Sadece 2019 yılında hayata geçirdiğimiz yaklaşık 300 enerji verimliliği projesi ile 14.500 hanenin 1 yıllık elektrik tüketimine eşdeğer, 150.000 GJ enerji tasarrufu sağladık, yıllık 12.700 ton CO2e seragazı emisyonunun önüne geçtik. 2020 yılı sonunda üretimde ürün başına enerji tüketimini 2010 baz yılına göre %45 azaltmayı hedefliyoruz. 2030 yılına kadar kendi üretim tesislerimize 15 MW’lik yenilenebilir enerji sistemi kuracağız. 2019 yılında Türkiye ve Romanya operasyonları için %100 yeşil elektrik satın aldık. 2030’a kadar küresel çapta tüm üretim tesislerimiz için %100 yeşil elektrik satın alacağız. Tüm bu enerji verimliliği çalışmalarımızla üretimde karbon nötr olmayı sürdüreceğimizi öngörüyoruz.

Ayrıca, Türkiye’de kendine ait AEEE geri dönüşüm tesisleri bulunan ilk ve tek sanayi şirketiyiz. Eskişehir ve Bolu’da yer alan Atık Elektrikli ve Elektronik Eşya (AEEE) geri dönüşüm tesislerini devreye aldığımız 2014 yılından bugüne kadar, markası ne olursa olsun piyasadan topladığımız yüksek enerji tüketen eski ürünlerin enerji verimli yeni ürünler ile değiştirilmesi neticesinde şebekeden elektrik tüketmesinin önüne geçilmesi ile toplamda 315 GWh, yani yaklaşık 39 milyon hanenin günlük elektrik tüketimi kadar enerji tasarrufu elde ettik. Bu sürede geri dönüştürülen atık ürünlerle yaklaşık 155.000 ton CO2 salımını engelledik. Eski ürünlerin su verimli yeni ürünlerle değişmesi sayesinde ayrıca toplamda 6,4 milyon ton su tasarrufu elde ettik.

AEEE geri dönüşüm tesislerimiz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2019 yılında Sıfır Atık Özel Sektör Ödülü’ne layık görüldü. Üretici sorumluluğu kapsamında kullanım ömürlerini tamamlayan ürünlerimizi ekonomiye geri kazandırarak ve doğaya zarar vermeyecek şekilde birer kaynak olarak değerlendirerek, Sıfır Atık Projesi’ne destek olmaktan gurur duyuyoruz. Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların dönüşümünden elde ettiğimiz karbon azaltımını da ilgili kuruluşlara onaylatarak karbon kredisi sağlamayı hedefliyoruz.

Bu başarıyı sağlamak için toplam olarak ne kadar bir yatırım yaptığınızı hesapladınız mı? Ve bundan sonrası için ne kadar bir yatırım maliyeti hesaplıyorsunuz?

Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve yeşil elektrik satın alımı alanında 2030 yılına kadar 50 milyon dolarlık ek yatırım yapmayı planlıyoruz.

Bu önemli başarının iletişimi bizce çok önemli. İş dünyasında sürdürülebilirlik ve iklim iletişimi, diğer firmaların da harekete geçmesini sağlayabiliyor ki, buna çok ihtiyacımız var. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

Arçelik olarak sürdürülebilirlik alanında küresel ölçekte örnek adımlar atmaya çalışıyoruz. Şirketlerin sürdürülebilirlik anlamında birbirlerini harekete geçirmesinin çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Rekabetin sürdürülebilirlik alanında olması, tüketicinin beklentisinin bu tarafa kayması çok önemli. Sürdürülebilirlik ve iklim krizi gibi tüm gezegeni ilgilendiren yaşamsal konuların artık her zamankinden daha fazla gündemin ön sıralarında yer alması gerektiğine inanıyoruz. Bu amaçla Arçelik olarak biz işimizi, vizyonumuzu sürdürülebilirlik odağında anlatıyoruz. Sürdürülebilirliği tüm operasyonlarımız gibi iletişim stratejimizin de merkezinde konumluyoruz. Geçen yıl dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarı olan IFA’da CEO’muz Hakan Bulgurlu sürdürülebilirlik vizyonumuzu ve sürdürülebilir teknolojilerimizi anlattı.

İklim krizi hakkında farkındalığı artırmamız gerekiyor. Geçtiğimiz yıllarda şirketimizin yöneticileri iklim krizine dikkat çekmek için küresel ısınmanın etkilerinin net şekilde gözlemlendiği Everest, Elbruz ve Klimanjaro gibi dünyadaki önemli zirvelere tırmanışlar gerçekleştirdi.

Bu yıl 12’ncisini yayımladığımız Sürdürülebilirlik Raporlarımız, Sürdürülebilirlik Bültenlerimiz ve Enerji çalıştaylarımızla sürdürülebilirlik vizyonumuzu paydaşlarımıza ve tüm değer zincirimize yayıyoruz. Globaldeki tüm markalarımızla sürdürülebilirlik çalışmalarımız kapsamında fayda odaklı marka stratejileri ve toplumsal projeler geliştiriyoruz. Bu kapsamda tüketicilerimizde farkındalığı artırarak, toplum için değer yaratmayı hedefliyoruz.

Bu çalışmanın, kârlılığınızda, satışlarınızda, itibarınızda ve tabii kurumun toplam değerinde nasıl bir etkiye yaratacağını düşünüyorsunuz?

Arçelik 150’ye yakın ülkede faaliyet gösteren küresel bir şirket. Kendi projelerinden elde ettiği karbon kredisi tasarrufuyla üretimde karbon nötr hale gelerek sektörüne öncü olurken, tüm değer zincirine de olumlu katkı sağlıyor. Arçelik’in üretimde karbon nötr olması, döngüsel ekonomi modeline geçişi yolunda da çok kıymetli bir adım. Her şeyden önce gezegenimiz ve gelecek nesillere katkısı açısından önemli buluyoruz. Giderek değişen tüketici davranışları, tüketicilerin üretiminde ve kullanımında daha sürdürülebilir, doğa dostu ürünlere ve bu ürünleri üreten markalara yöneldiğini gösteriyor. Şu an olmasa bile yakın bir gelecekte sürdürülebilir şirketlerin çok daha avantajlı bir konuma geleceğine inanıyoruz. Bununla birlikte, şirketimizin sürdürülebilirlik alanındaki diğer başarıları gibi üretimde karbon nötr olması da, uluslararası endekslerdeki konumunu ve itibarını daha da güçlendirecektir. Günümüzde yatırım kararlarında şirketlerin sürdürülebilirlik faaliyetleri ve endekslerdeki başarıları önemli rol oynuyor. Arçelik’in sürdürülebilirlik alanında küresel ölçekte ödül ve başarıları bulunuyor. Kurumsal sürdürülebilirlikte altın standardı temsil eden ve dünyanın en büyük şirketlerinin sürdürülebilirlik performanslarını değerlendiren Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde (DJSI), 2019 yılında Türkiye’den bir ilki gerçekleştirerek Dayanıklı Ev Aletleri Sektör Lideri seçildik. Üç yıl üst üste Gelişmekte Olan Piyasalar Kategorisinden Endeks’e girmeyi başaran şirketimiz aynı zamanda, Endeks’te listelenen tek Türk sanayi şirketi konumunda bulunuyor.

MSCI Sürdürülebilirlik Endeksi tarafından 2015 yılından bu yana en yüksek not olan AAA ile derecelendirilen şirketimiz, Londra Borsası bünyesindeki FTSE Russell tarafından, güçlü çevresel, sosyal ve yönetişim performansı gösteren şirketlerin ölçümlendiği FTSE4Good Gelişmekte olan Piyasalar Endeksi’nde de dördüncü kez yer alma başarısını gösterdi. Borsa İstanbul’da işlem gören ve kurumsal sürdürülebilirlik performansları yüksek seviyede olan şirketlerin dahil edildiği BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde ise altıncı kez yer aldık.

Şirketimiz, iklim krizi ile mücadele çalışmalarını 2012 yılında bu yana dünyanın en önemli çevre girişimlerinden olan Karbon Saydamlık Projesi’ne (Carbon Disclosure Project-CDP) raporluyor. CDP 2019 İklim Programı’nda A- derecesi alarak Türkiye’de en yüksek dereceyi alan şirketlerden biri olduk ve CDP Türkiye İklim Liderliği Ödülü’ne layık görüldük. Önceki senelerde ise, üç kez CDP İklim Programı Global A listesinde yer aldık, 2017 yılında da hem CDP İklim Programı hem de CDP Su Programı’nda Global A Listesi’nde yer alarak dünyada bu başarıyı elde eden 25 şirketten biri olduk.

Ve yine bağlantılı olarak, Türkiye ve pazarınız olan diğer ülkelerde bunun tüketiciler nezdinde nasıl bir etki yaratacağını düşünüyorsunuz? Tüketicilerin iklim krizi karşısındaki bilinçlenmesinde, markaların doğru iletişimleri de önemli bir rol oynuyor ve bazen domino etki yaratabiliyor. Yani başka alanlarda da iklimsel etkisi daha az olan ürünlere yönelik bir talep artışı olabiliyor. Bu konularda neler düşünüyorsunuz?

Arçelik tüm markalarıyla toplumsal fayda odağında faaliyet gösteriyor. Gezegenimizi korurken, tüketiciyi bilinçlendirmeyi de önemli bir sorumluluk olarak görüyoruz. Öncelikle tüketiciye doğa dostu ürün ve teknolojiler sunuyoruz. Yüksek enerji verimli ürünlerin yanı sıra geri dönüştürülmüş malzemeleri üretimde kullanıyoruz. Geri dönüştürülmüş PET şişeleri kullanarak çamaşır makinesi ve yıkayıcı-kurutucu kazanları üretiyoruz. Geri dönüştürülmüş atık balık ağlarını; yumurta kabuğu, mısır, soya gibi doğal ürünleri karıştırarak ürettiğimiz biyoplastikleri beyaz eşya ve küçük ev aletleri üretiminde kullanıyoruz. Yıkama esnasında tekstil ürünlerinden çıkan ve atık sular ile denizlere ve okyanuslara karışan mikrofiber parçacıkları %90’a varan oranda engelleyen sentetik Mikrofiber Filtre sistemine sahip çamaşır makinesini yakın zamanda seri üretime sokacağız. Bu örnekler gibi daha birçok sürdürülebilir teknolojiye yatırım yapıyoruz.

Günümüz tüketicisinin de bu konuda farkındalığı yüksek. Pazar araştırmaları müşterilerin yüksek enerji verimli ürünleri tercih ettiğini ve satın alma kararlarında şirketlerin sürdürülebilirlik konusundaki hassasiyetlerinin belirleyici olduğunu ortaya koyuyor. Bu etkinin yakın bir gelecekte daha belirgin olacağına inanıyoruz. Fakat tüm bu çalışmalarımızı salt tüketici beklentileri için değil; gezegenimize karşı sorumluluğumuzun bir gereği olarak görüyor ve hayat geçiriyoruz. Sorumlu üretim bilinci ile daha yaşanabilir bir dünya için üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz.

Markalarımız sürdürülebilirlik odağında projeler geliştiriyor. Beko markamız ile odaklandığımız sağlıklı yaşam alanında sürdürülen çalışmalarla 2030 yılına kadar 80 milyon kişinin sağlıklı yaşam konusunda farkındalığının artırmayı hedefliyoruz. Grundig markamızla globalde ünlü şef Massimo Bottura ve “Food for Soul” girişimi ile gıda israfını önlemeye yönelik projeler gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de ise Mehmet Gürs ile “Ruhun Doysun” projesini sürdürüyoruz.  Gıda israfı ile mücadele ve tüketim bilincini artırmak amacıyla yürütülen projelerimiz ile 500 bin kişiye 1 milyon öğün ulaştırmayı, 1200 ton gıda atığının önüne geçmeyi ve 3,5 milyon kişinin gıda israfıyla ilgili farkındalığını artırmayı amaçlıyoruz.

About Post Author