#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Arılar, Yeni Nesil Çevreci Liderlere Emanet!

Biyoçeşitliliğin yanı sıra tükettiğimiz gıdanın geleceği de başta arılar olmak üzere tohum taşıyıcı türlere bağlı. Öte yandan bu türler, insani faaliyetler nedeniyle risk altında… Birleşmiş Milletler, 20 Mayıs olarak belirlediği Dünya Arı Günü’nde bu yıl, gençler ile arıları bir araya getiriyor. “Gençlik Arı ile Yakınlaşıyor” teması altında, arılar ve diğer tohum taşıyıcı türler “yeni nesil çevreci liderlere” yani “gençlere” emanet ediliyor.

Milyonlarca yıldır arılar, diğer bazı böcekler ve kuşlar gezegenimizde tohumlar taşıyarak biyoçeşitliliğe katkıda bulunuyor. Tohum taşıma, ekosistemimizin devamlılığı için en önemli unsurlardan biri. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre dünya üzerindeki yabani çiçekli bitkilerin neredeyse %90’ı, bunun yanı sıra dünya gıda ekinlerinin %75’i ile küresel anlamda tarım topraklarının %35’i, dünyada önde gelen gıda ekininin de %87’si hayvanların tohum taşımalarına bağımlı durumda. Dolayısıyla tohum taşıyıcılar yalnızca gıda güvenliğine doğrudan etki etmekle kalmıyor diğer yandan biyoçeşitliliği koruma işlevi de görüyor.

Monokültür Tarım Türlerin Varlığını Tehdit Ediyor

Öte yandan başta arılar olmak üzere kelebekler, yarasalar, bazı kuş türleri gibi onlarca tohum taşıyıcısı tür, küresel gıda talebini karşılamak üzere ticari tarımın geçirdiği evrim sonucunda yoğun miktarda tarım ilacı ile suni gübreye dayanan monokültür tarım nedeniyle tehdit altında. Tüm bu tarımsal faaliyetlerin yanı sıra insan kaynaklı iklim değişikliğinin de etkisi ile doğal döngü bozuluyor; tohum taşıyıcıların en önemli işlevlerinden birini yerine getirmesini engelliyor.

Son verilere göre mevcut türlerin yok oluş oranları, insan etkisiyle 100 ila 1.000 kat daha hızlı gerçekleşiyor. Daha çok arılardan ve kelebeklerden oluşan omurgasız tohum taşıyıcıların %35’e yakını, yarasa ve kuşlar gibi omurgalı tohum taşıyıcıların ise yaklaşık %17’si yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. İklim değişikliği, bitki örtüsünü ve çiçek dağılımını etkileyerek özellikle arıların gıda kaynaklarına ulaşımını kısıtlıyor. Aşırı hava koşulları karşısında savunmasız kalan arılar, çiçeklerin erken açması nedeniyle tozlaşma görevini yapamıyor. İlave olarak tüm bu unsurlar bir arada hareket edip mevcut trend sürdükçe, dünya çapında besleyici değerleriyle öne çıkan meyve, yemiş ve birçok sebze türünün yetiştirildiği tarımsal araziler yerlerini kalıcı bir şekilde pirinç, mısır ve patates gibi ürünlerin ağırlıkta olduğu ve de dengesiz bir beslenme şekline yol açacak arazilere bırakma riskiyle karşılaşıyor.

Gençlik, Arılarla Bağ Kurabilir

Tohum taşıyıcıların önemini, karşılaştıkları tehditleri ve sürdürülebilir kalkınmaya katkılarını vurgulamak için Birleşmiş Milletler (BM) 20 Mayıs tarihini “Dünya Arı Günü” olarak ilan etti. Dünya Arı Günü’nde, küresel gıda zinciriyle alakalı sorunların çözümüne ve gelişmekte olan ülkelerde açlık sorununu ortadan kaldırmaya önemli katkı sunacak arıların ve diğer tohum taşıyıcıların korunması için geliştirilen tedbirleri güçlendirmek amaçlanıyor. Dünya Arı Günü’nün 2024 teması ise “Gençlik Arı ile Yakınlaşıyor” (Bee Engaged With Youth) olarak belirlendi. Gençlerin çevrenin gelecekteki koruyucuları olduklarından yola çıkan tema, arıların ve tohum taşıyıcıların korunmasına dair çabalara gençleri dahil etmeyi hedefliyor. Bu bağlamda gençleri arı koruma etkinliklerine, eğitim inisiyatiflerine katarak yeni nesil çevreci liderler yaratılmaya çalışılıyor.

“Hepimiz Aynı Kovandayız”

Arı popülasyonun korunması için Türkiye’de de zaman zaman önemli çalışmalara imza atılıyor. Bunlardan en güncel olanı ise İklim Araştırmaları Derneği, Conservation Collective ve Sivil Toplum için Destek Vakfı işbirliği ile hayata geçirilen Turquoise Coast Environment Fund – Turkey (TCEF) tarafından desteklenen “İklim Dirençli ve Sürdürülebilir Arı Meraları Pilot Uygulama Projesi”. Proje, Marmaris’teki arıcılık faaliyetlerini çevre dostu ve ekonomik olarak sürdürülebilir hale getirmeyi hedefliyor. Proje, arıcılık faaliyetlerinin iklim direncini artırmayı, çevresel etkileri azaltmayı, ekosistem hizmetlerini geliştirmeyi ve “Arı Meraları” modelinin yarattığı ekonomik fayda ve fizibiliteyi ölçmeyi amaçlıyor.

Arıları korumaya yönelik Türkiye’de bugüne kadar yürütülen en önemli faaliyetlerden biri de aralarında Doğa Derneği, Greenpeace, Yeryüzü Derneği ve ÇEKÜL’in de yer aldığı 11 çevre dostu STK’nın ortaklığıyla 2018’de başlatılan  “Hepimiz Aynı Kovandayız” adlı bir imza kampanyası olmuştu. Kampanya kapsamında başta arılar olmak üzere bitkilerle temas eden böceklerin de ölümüne yol açan ve arılarda “Koloni Çöküş Sendromu” adı verilen ölümlere neden olan neonikotinoid içerikli böcek ilaçlarının kullanımına yasak getirilmesi amaçlanmıştı. Avrupa Birliği 2018 yılında, neonikotinoid sınıfından arılara zarar veren üç maddeyi sera kullanımları dışında tamamen yasaklarken kampanya başarıya ulaşmış ve 2019’dan itibaren söz konusu kimyasal içeriğin kullanımı Türkiye’de de yasaklanmıştı.