21. yüzyılın kaderini, sınırları aşmaya çalışanların, tekrar gerçek bir iletişimi inşa etmeye uğraşanların belirleyeceğinden en ufak bir kuşkum yok. Ya birbirimizi dinleyecek, anlayacak, modernliğin çok geç kalmış adımlarını atacak, yeni yollar, yeni anlamlar keşfedeceğiz ya da mavi gezegendeki serüvenimizi yarım kalmış bir hikâye olarak tamamlayacağız tüm bir insan türü olarak…
EKOIQ’nun 36. sayısı çıktı!
Türkiye’nin ilk karbon nötr dergisi EKOIQ 36. sayısında soruyor: Sınırları aşmak ama nasıl?
Melda Çele*: “2014 Paydaş Diyalogları Artacak”
2013 yılı ne yazık ki tedarik zincirine ilişkin risklerin gerçekleştiği bir yıl oldu. Önce gıda, daha sonra tekstil sektöründe şahit olduğumuz görüntüler, sürdürülebilirliğin çevre ve kaynak verimliliği bileşenleri kadar insan hakları ve çalışma hayatı standartları ile şeffaflık ayaklarının da olduğunu bize hatırlattı.
Serra Titiz*: “Değişim Talebi Tabandan Gelmeli”
Türkiye’de bugün her koldan bir katılımcılık girişimi görüyoruz. İnsanlar paylaşmak, sorgulamak ve değiştirmek istiyorlar. Gençler “dahil” olmak ve “seslerini duyurmak” istiyorlar, kamusal alanlarda hak talep ediyorlar. Aslında zaten kendilerine ait olan kamusal alanları “geri almak” istiyorlar.
Fatma Çelenk*: “Sürdürülebilirlik, Bugün Artık Yaşayabilmektir”
Sürdürülebilirlik bugün artık yaşayabilmektir. Ancak bu da yetmez, bu yaklaşımı yanınızdakilerin de benimsemesi gereklidir; bu sayede ve gelişime ayak uydurarak geleceğe ilerleyebiliriz.
Tolga Baştak*: “2014’te Doğayı Kullanmaktan, Korumaya Geçmeliyiz”
Hepimizin bağlı olduğu ekosistemleri ve barındırdığı türleri, ancak doğanın insan sağlığı ve refahında oynadığı merkezi rolü kavrayarak koruyabiliriz. Geleceği, bizden sonraki kuşaklar adına güvence altına almak için karar vericilerin, özel sektörün ve bireylerin bu gerçekleri acilen politika ve eylemlere dönüştürmesi gerekiyor.
Cansen Başaran-Symes*: “Tüm Şirketler, Hangi Tarafta Olduklarını Seçmek Zorundalar”
2013 yılı, hükümetler ve uluslararası örgütlerce sürdürülebilir bir gelecek için ortak irade ve aksiyon çabalarının devam ettiği, iş dünyasında ise sürdürülebilirlik konusunda çizgilerin daha da netleştiği bir yıl oldu denebilir. Yakın gelecekte tüm şirketler çizginin ya bir tarafında ya da diğer tarafında yerlerini seçecekler.
Neylan Süer*: “2014’te Binlerce Çocuğumuza ve Ailesine Daha Ulaşacağız”
İnsana ve doğaya karşı saygılı ürünler üretme anlayışı, bizim iş süreçlerimizin temelini oluşturuyor. Bu anlayış, Bosch’un DNA’sına işlemiş durumda ve 125 yıldır dünyada, 100 yılı aşkın süredir de Türkiye’de bu felsefe ile üretim yapıyoruz.
Dr. Uygar Özesmi*: “Bir Sonraki Yıl Nasıl Bir Öncekinden İyi Olur?”
Bireyler tüketmek yerine türetiyor. Bu sayede doğadaki gibi tam bir dönüşüm söz konusu. Nasıl bir sistem olarak ormanın doğaya zararı yoksa, aynen insan ekonomisi bir orman gibi doğaya zarar vermeden hatta artı değer yaratarak var olmayı başarabilir.
Gizem Keçeci*: “Kurumsal İşbirlikleri Artacak”
Vodafone Grubu dünyanın dört bir yanında herkes için daha sürdürülebilir bir hayatı mümkün kılma misyonu ile sorumlu ve etik şekilde faaliyetlerini yürütüyor. Sürdürülebilirliğe yaklaşımımız, öncelikle içinde yaşadığımız toplumun yaşam kalitesini artırmak hedefi ile mobil ve internet teknolojilerinin erişilebilir olması ve etkin şekilde kullanılması esasına dayanıyor.
Rifat Ünal Sayman*: “Yerel Seçimler Bir Şans Olabilir”
Türkiye açısından 2013 oldukça önemli bir yıldı. Türkiye’de çevre duyarlılığının eriştiği noktayı gösteren “Gezi Olayları”, kamu ve özel sektör yatırımlarında halkın ve sivil toplumun katılımının sağlanmasının önemini ortaya koydu.
Bahar Keskin*: “2014’te Çalışkan ve Tembelleri Birbirinden Ayırabileceğiz!”
Beklentim o ki, Borsa İstanbul 50 listesinde işlem gören tüm şirketlerin yer alacağı bu Endeks ülkemizde kurumsal yönetim ve şeffaflık uygulamalarının artmasına önemli katkı sağlayacak.
Özlem Çevik Koper*: “2013 – Yine Doğal Afet, Yine İklim Değişikliği”
21. yüzyılda teknoloji, bilim, iletişim, farkındalık zirve yapmışken, tek tek her birimiz vicdan ve az çok da akıl sahibi iken, sorunun yarattığı sosyal ve ekonomik yıkım bu kadar büyük iken, neden iklim değişikliği tehdidine hala kökten çözüm üretemiyoruz?
Bengi Vargül*: "Karbon-Nötr Havalimanlarına Doğru"
2013 itibariyle sürdürülebilirlik kavramı üzerindeki muğlaklığın büyük ölçüde ortadan kalktığını ve farkındalığın her geçen gün arttığını söyleyebiliyoruz; bu olumlu bir gelişme. Sürdürülebilirliğin ağırlıklı olarak çevrenin korunması üzerinden anlaşılması; toplumsal konuların arka planda kalmasıysa bu resmi eksik bırakıyor.
Yoksa Raporları Sadece Annelerimiz mi Okuyor?
Ethical Corporation’ın düzenlediği 7. Kurumsal Sorumluluk Raporlaması ve İletişimi Zirvesi 27-28 Kasım 2013 tarihinde Londra’da gerçekleşti.
"Biraz Bencil Olun ve Geleceğinizi Düşünün"
Türkiye’de sürdürülebilirlik ve iş dünyası deyince aklımıza ilk gelen isimlerden biri hep Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal oluyor. Nedeni basit: Konuyu evirip çevirmeden, sorumlulukları başkasına yüklemeden, olanca açıklık ve samimiyetle konuşuyor. Daha da ötesi konuştuğu gibi de eyliyor.