Avrupa Merkez Bankası: “İklim için Erken Önlem Alınmalı”

Avrupa Merkez Bankası tarafından gerçekleştirilen ilk iklim testi, yeşil enerjiye hızlı ve düzenli bir geçişin maliyetli olabileceğini, ancak uzun vadede hiçbir eylemde bulunmamaktan daha avantajlı olduğunu buldu.

Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) ilk iklim stres testi, yangınla boğuşan Güney Avrupa’daki bankalar için daha yüksek borç temerrüdü (loan defaults) gösteriyor. Test ayrıca daha erken ve düzenli bir şekilde yeşil enerjiye geçişin maliyetli olabileceğini ancak uzun vadede ekonomi için karşılığının alınabileceğini savunuyor.

Banka, sorunla mücadele için aceleci bir çabada bulunma ya da hiçbir şey yapmamanın dahil olduğu iki olumsuz senaryonun, özellikle stres testinin kapsadığı 30 yıllık zaman diliminde çok daha yüksek maliyetlere neden olabileceği ve ekonomik çıktıda kayıp riskleri yaşanabileceği konusunda uyardı.

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan stres testi, dünya çapında 4 milyondan fazla şirket ve ECB’nin para politikasını belirlediği 19 ülkeli euro bölgesindeki 1.600 banka hakkında toplanan verileri derledi. Ekonomik çıktı ve banka finansmanı üzerindeki etkiyi üç senaryo altında araştırdı: Emisyonları sınırlama önlemlerinin zamanında alındığı düzenli bir geçiş, önlemlerin geç alındığı düzensiz bir senaryo ve iş modellerinin alışılagelmiş olarak kaldığı bir “ısınan dünya” senaryosu.

Testin sonucuna göre, “maliyetleri en aza indirmek ve faydaları en üst düzeye çıkarmak için düzenli ve hızlı bir geçişin faydaları, orta vadeden uzun vadeye, sıfır karbon ekonomiye geçişin kısa vadeli maliyetlerinden daha ağır basıyor”. Test, enerji geçişine yönelik daha agresif bir yaklaşımı “altın bir fırsat” olarak adlandırıyor çünkü uzun vadeli avantajlar başlangıç maliyetlerinden daha ağır basıyor.

Test, hava koşullarındaki değişikliklere en çok maruz kalan bölgelerde bulunan firmaların, kredi itibarlarını etkileyecek şiddetli ve sık doğal afetlerle karşı karşıya kalabileceği konusunda uyardı. Bu tür riskler, kuzey bölgelerinin sellere daha yatkın olduğu ve güney ülkelerinin ısı stresi ve orman yangınlarına daha fazla maruz kaldığı Avrupa’da eşit olmayan bir şekilde dağılıyor. Geçişin maliyetleri, büyük miktarda seragazı yayan kömür madenciliği ve elektrik üretimi gibi sektörleri etkilediği gibi, kredi veya tahvillerin geri ödenmediği durumlarda finansmanları zarar görecek olan banka alacaklılarını da etkileyebilir.

2050’de, kurumsal borç temerrüteri olasılığı, “ısınan dünya” senaryosunda, ortalama bir kredi portföyü için düzenli bir geçişe kıyasla %8 daha yüksek olabilir; ancak en savunmasız bankalar için bu oran %30’a çıkabilir.

Test, bankalara ve iklim değişikliğinin kredi temerrütlerini artırabileceği riskine güçlü bir şekilde odaklanıyor. Avrupa ekonomisi, finansal piyasaların daha büyük bir rol oynadığı ABD’nin aksine, firmalar için ana finansman kaynağı olarak bankalara bağlı. İklim bulguları, ECB’nin banka denetim kolu tarafından gelecek yıl bankaların iklim stresi testi için kullanılacak.

Çalışma ayrıca, yeşil enerjiye geçiş maliyetlerinden banka bilançolarına yönelik risklerin Avrupa bölgesi genelinde eşit olarak dağıldığını buldu.

Kötü hava koşulları ve doğal afetler şeklinde kendini gösteren iklim değişikliğinden kaynaklanan temerrüt riskleri daha çok Yunanistan, Kıbrıs, Portekiz, İspanya ve Malta gibi Güney Avrupa ülkelerinin kıyılarında yoğunlaşıyor. Yüksek fiziksel riske maruz kalan banka kredilerinin Yunanistan’daki payı, yani borç alanların yangın veya selden etkilenmesi ve borçlarını ödeyememe olasılığı %90’ın üzerindeydi. Yüksek fiziksel risk, borçlunun herhangi bir yılda böyle bir olaya maruz kalma olasılığının %1’in üzerinde olması olarak tanımlanıyor.

Önerilen makaleler